Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika SON DAKİKA! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Yunanistan'a Ege uyarısı

        Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ve Yunanistan'a yönelik çok sert mesajlar verdi.

        Erdoğan, Yunanistan'a yönelik olarak, "Sanılmasın ki Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama ve Ege'deki kayalıklarla ilgili fırsatçı girişimler dikkatimizden kaçıyor. Ülkemizin güneyindeki gelişmelere yoğunlaşmasını fırsat bilerek Kıbrıs'ta ve Ege'de haddini aşanları, yanlış hesap yapmamaları konusunda buradan ikaz ediyoruz" dedi.

        ABD'nin terör örgütü YPG'ye desteğine ilişkin olarak Erdoğan, "Suriye ve Irak'taki DEAŞ tiyatrosunun artık sonu gelmiştir. Bunların PKK'lı olduğuna dair işaret görmedik diyenler, kör veya aptal değillerse, art niyetlidirler." dedi. ABD'li generalin, "Bizi vururlarsa sert karşılık veririz" sözlerine Erdoğan, "Ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları çok açıktır" yanıtını verdi.

        Erdoğan'ın açıklamaları:

        Kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Meclis çalışmalarında başarılı bir hafta geçirmenizi temenni ediyorum.

        Ülkemizin sınırları boyunca büyük bir mücadele verdiği bir dönemde sizlere hep birlikte çok önemli görevler düşüyor. TBMM sıradan bir kurum değildir. 15 Temmuz'da darbecilerin karşısına dikilmiş bir Meclis'tir. Bugün de öncü ve örnek bir duruş sergileyen gazi Meclisimizin tüm üyelerine milletin adına teşekkür ediyorum. TBMM 16 Nisan halk oylaması ile kabul edilen yönetim sistemi değişikliği konusundaki dirayetli tutumu ile önceliğinin millet olduğunu göstererek ayrıca bir takdiri hak etmiştir.

        Bugün istihdamdaki gelişmelerden, hukuki ve idari hazırlıklara kadar reform gündemimizle ilgili hususları paylaşacaktım. Bugün özellikle kurulacak, Antarktika'daki Türk üssü için çalışmalar yapmak üzere uğurlayacağımız bilim adamlarımızın çalışmalarından söz edecektim ancak dönemin öncelikli konularını milletimizle paylaşmamız gerekiyor.

        KIBRIS VE EGE ADALARI UYARISI

        Sanılmasın ki Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz arama ve Ege'deki kayalıklarla ilgili fırsatçı girişimler dikkatimizden kaçıyor. Ülkemizin güneyindeki gelişmelere yoğunlaşmasını fırsat bilerek Kıbrıs'ta ve Ege'de haddini aşanları, yanlış hesap yapmamaları konusunda buradan ikaz ediyoruz. Güney sınırlarımızda yanlış hesap yapanların senaryolarını Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonlarıyla, çok yakında Münbiç'te ve diğer bölgelerde atacağımız adımlarla bozuyorsak onların hesabını da bozarız. Stratejik ortağımız, müttefiğimiz kalkıp da PYD/YPG'ye ciddi anlamda parasal desteği, yaptığı silah yardımları yetmiyormuş gibi, yapma kararı alması bizim de aldığımız ve alacağımız kararları etkileyecektir. Şunun iyi bilinmesi lazım, Türkiye bir çadır devleti değildir. Asırlara baliğ olan bir devlet anlayışımız vardır ve biz bu devlet anlayışımızı bir kenara bırakarak 'Buyrun' diyemeyiz. Gereği neyse bunu yaparız. Bir ölürüz bin diriliriz. Bu böyle biline. Savaş gemilerimiz, hava kuvvetlerimiz ve diğer güvenlik birimlerimiz şu anda bölgedeki gelişmeleri ve gerektiğinde her türlü müdahaleyi yapma yetkisi ile yakından takip ediyorlar.

        Sadece faillerini küçültür ve seviyesiz hale getirir. Türkiye tarihten, anlaşmalardan ve uluslararası hukuktan gelen haklarının takipçisi olacaktır. Bizim için Afrin neyse Kıbrıs'taki Ege'deki haklarımız da odur. Bu operasyon sebebiyle hala ülkemizi suçlayanlar önce bölgedeki tünellere, kulelere baştan aşağı silahlandırılmış köylere bir baksınlar. Eğer ortadaki görüntüye rağmen tüm bu hazırlıkların ülkemize yönelik olmadığını iddia edenler varsa artık onlara söyleyecek sözümüz yoktur.

        "NATO EŞİTTİR ABD DEĞİLDİR"

        Tahammül edemeyenler bizden teröristlere teslim olmamızı istiyorlar. Bu nasıl NATO üyeliği. Biz NATO'da berabersek, NATO'nun maddeleri, hükümleri neyse Türkiye ne kadar uyuyorsa Amerika'nın da o kadar uyması gerekir. Şunun da bilinmesini istiyorum. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak, NATO eşittir, ABD değildir. Tüm ülkelerin her biri ABD ile eşittir. Hepimiz aynı şekilde uymak durumundayız. Sen kalkar da YPG'yi, PYD'yi bize göre terör örgütü değildir diyorsan, NATO'da müttefikin olan ülkeye bu saldırıyorsa, NATO mensubu olarak onun karşısında durman gerekir. Ne derlerse desinler, güvenlikten sorumlu temsilcileri geldi, Dışişleri Bakanları da gelecek. Onlarla da konuşacağız. Hakka hukuka uygun şekilde yürümezse bunun adı ortak veya müttefiklik veya model ortaklık olmaz.

        ABD'NİN TERÖR ÖRGÜTÜ YPG'YE PARA YARDIMI

        İlk gelen haberler şu anda 550 milyon civarında parasal destek ama bunun 3 milyar dolara kadar çıkacağına yönelik de şu anda fiskoslar var. Kaç tane DEAŞ'lıyı yok ettiniz. DEAŞ'lıyı nereye sevk ettiniz. Ortada hiçbir gerçek, kabullenebilecek hiçbir vaka yok. Biz bölgede kimin kiminle birlikte olduğunu, ne yaptığını, kime hangi imkanların sağlandığını tespit ediyor, kaydediyoruz. Artık hiç kimsenin DEAŞ bahanesini kullanma hakkı yoktur. Suriye ve Irak'taki DEAŞ tiyatrosunun artık sonu gelmiştir. Bunların PKK'lı olduğuna dair işaret görmedik diyenler, kör veya aptal değillerse, art niyetlidirler.

        ABD'Lİ GENERALE SERT YANIT: OSMANLI TOKADI YEMEMİŞ

        Bizi vururlarsa sert karşılık veririz diyenlerin ömürlerinde hiç Osmanlı tokadı yememiş oldukları da çok açıktır. Türkiye'yi canlarının istediği gibi girip çıktıkları, her türlü hoyratlığı yapıp hesap vermedikleri yerlerle karıştırıyorlarsa çok yakında öyle olmadığını görecekler. Hemen yanı başlarında duranlardan başlayarak gördüğümüz her teröristi imha edeceğiz. İşte o zaman teröristlerin yanlarında bulunmasalar kendileri için daha iyi olduğunu anlayacaklar. Ben şu anda buradan Amerika halkına sesleniyorum. Amerika'nın bütçesinden çıkan bu paralar Amerika'nın halkının cebinden çıkan paralardır. Bu konuda Amerika halkının duyarlılığını da gündeme getirmek istiyorum. Şu anda milli bütçeden böyle bir paranın çıkması manidardır. Madem ki takke düşmüştür, kel görünmüştür. Açıkça konuşmanın zamanı da gelmiştir.

        Son dönemde yaşadığımız gelişmeler bazı hakikatleri dünyaya da göstermeye yetiyor. Karşımızdaki teröristlerin, görünürdeki PKK, PYD, YPG, FETÖ gerisindeki güçleri artık hiçbir şüpheye mahal olmayacak derecede tanıyoruz.

        Hemen yanı başımızdaki koskoca coğrafyada 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük paylaşım savaşı yaşanıyor. Birileri Türkiye'yi de bu paylaşım kavgasının bir parçası olarak görüyor. Bizim kimseye verecek ne bir karış toprağımız ne de bir hiç uğruna feda edecek tek bir evladımız yoktur.

        Türk milleti olarak bu toprakları kanlarımızla yoğurarak vatan haline getirdik. Hiç kimsenin bizi çevremizdeki kimi toplumlar gibi dünyanın dört bir yanına savurmasına izin vermeyeceğiz. Milletimizle birlikte Kurtuluş Savaşımızdan sonraki en büyük haysiyet ve onur savaşını yürütüyoruz. Birileri burada sadece masa başında hazırlanmış projelerini uygulamaya çalışıyor olabilir biz ise tüm gücümüzle vatanımızı koruyor, geleceğimizin müdafaasını yapıyoruz. Onlar dünyevi çıkarlarından vazgeçmezken biz nasıl olur da vatanımızdan, ezanımızdan vazgeçebiliriz.

        Dün çukur eylemlerinde ve Fırat Kalkanı'nda destan yazan kahramanlarımız bugün de Zeytin Dalı Harekatı'nda tüm insanlığa ibret olacak yiğitliklere imza atıyor. Bizim teröristlerin üstesinden geleceğimize hepsini de inlerine gömeceğimize inancımız tamdır. Bizim teröristleri besleyip semirterek üzerimize salanlarla baş etmemiz konusunda kendimize güvenimiz tamdır.

        Gerekirse yedi düvelin de üstesinden gelme mücadelesini vereceğiz. Bizi asıl yaralayan içimizdeki gafillerdir, kuklalardır. Geçen her gün bu hainlerin gerçek yüzü biraz daha ortaya çıkıyor. PKK dış desteğe sahip bulunsa da kendi içimizde palazlanmış bir başka ihanet şebekesidir. Sadece kötülük etmek, insanlara zulmetmek için kurulmuş bir örgüt, 34 yıldır yakamızı bırakmıyor. Bölücü örgüt önce Irak'ta, Kandil ve çevresinde yuvalanmıştı. Şimdi de Suriye'de sınırlarımızın tamamını kapatmayı hedefliyor. Bir grup siyasetçimiz de bu örgütlere hak ettikleri şekilde terör örgütü bile diyemiyor. Burada izlediniz ama bir de beraber izleyelim diyorum. Terör sevicilerin söylemleri ekrana gelirse isabetli olur. Görüntülerde kimlerin olduğunu, neler söylediğini bir daha tazeleyelim, görün istedim. Zira, tüm milletimizin bazı gerçekleri bilmesi gerekiyor. Ana muhalefetin genel başkanı, yardımcıları, mensupları neler söylüyor. Terör örgütünün uzantısı durumunda partinin temsilcisi neler konuşuyor. Nerede bu, içimizde. Türkiye'de.

        CHP'YE SERT ELEŞTİRİLER

        PYD bir terör örgütüdür, DHKP-C bir terör örgütüdür diyememektedir Bay Kemal. Siyasi ahlakın varsa açıkça dersin ki bunlar birer terör örgütüdür. Hiçbir zaman Nusra'ya terör örgütüdür diyemedi diyor. Bir daha söyleyeyim, Nursa, El Kaide bir terör örgütüdür. Ama senin kulağın var duymazsın, dilin ağzın var ama hakikati söyleyemezsin. Diğerlerinden hiçbir farkı yok.

        Son kongrede adeta ödüllendirilerek bizzat genel başkanı olarak CHP PM'ye seçtirilen birisi var. Bu kişi şehitlerimizin ailelerinden özür dileyerek ifade ediyorum "Hayatta hiçbir şeyden tiksinmedim, şehitler ölmez, vatan bölünmezden tiksinmediğim kadar " diyor. Bunu duyurmaktan başka görevim olabilir mi? Sadece bununla da kalmıyor. "Uykumdan uyrndıran ezan için camiyi basıp imam mı keseyim" de diyor. Bu CHP'nin cibiliyetinin gereği bu. Bunlar yeni bir şey değil. Bunlar camilerimizi ahırlara çeviren değil mi? CHP'nin mazisi bu. İstanbul'da belediye başkanlığı yaptım. Sadece sur içinde yüzlerce tarihi camiyi bunların nasıl yıktığını biliyorum.

        HDP KONGRESİ

        CHP'de her çeşidinden terör örgütünün cenazesinde boy gösteren epeyce milletvekili bulunuyor. Türkiye başka ülke ile karşı karşıya gelirse safının karşı tarafta olacağını açıklayan CHP milletvekili var. Bu kritik süreçte en büyük şanssızlığımız böyle bir ana muhalefete sahip olmamızdır. Giderek terör örgütlerinin elinde oyuncağa dönüşüyor. CHP'nin adeta izini takip ettiği HDP adında bir de ikizi var. Bölücü terör örgütünün siyasi kolu gibi çalışan bu parti eskiden beri kongrelerinde İstiklal Marşı çaldırmayan bir fitne kazanıdır. Son kongrelerinde de benzer rezillikler yaşandı. Aynı şekilde HDP'ye gönül veren vatandaşlarıma da sesleniyorum. İstiklal Marşı söylenmeyen, bir küçük Türk Bayrağı'nın dışında bayrak olmayan kongre yapıldı. Konuşanlar terör örgütüne selam göndermekten, şu anda cezaevinde tutuklu olan eş başkanlarını orada göstermeye gayret edenlere bu kongreyi gayri resmi ortama sürüklemişlerdir. Otobüslerde atılan sevinç naralarını gördük. Bu parti resmi hesabından terör örgütünün saldırılarını kastederek Afrin'de büyük bir direniş sergileniyor diyecek kadar zıvanadan çıkmıştır. Bu partinin yandaşları her fırsatta kahraman Mehmetçiklerimiz kendi hayatı pahasına çocuklara, kadınlara zarar gelmesin diye şehit olurken ülkemizi sivillere saldırmakla suçlamıştır. Türkiye'nin sivillere zarar vermeme hassasiyeti olmasaydı, Afrin'i teş şehir vermeden, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan çoktan almıştık. Siviller zarar görmesin diye şehit olan askerimizin karşısında duygulanmayanın kalbi kurumuştur.

        Merhum Aliya İzzetbegoviç, Biz savaşı öldüğümüz zaman değil, düşmanlarımıza benzediğimiz zaman kaybederiz" diyor.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ