Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Türkiye'de ilk! Öldürülen grafikerin katili cinayeti telefon sorgusunda itiraf etti

        Teknolojinin gelişmediği dönemlerde, suçlular yapılan sokak polisliği çalışmaları sayesinde çözülüyordu. Olay yerinde elde edilen DNA bulgularının daha keşfedilmediği zamanlarda. Sanıktan, delile gidiliyordu. Önce bir şüpheli belirleniyor, sonra da değişik sorgu yöntemleriyle o şüphelinin gerçekten katil ya da olayın faili olup olmadığı tespiti yapılıyordu.

        Türkiye'de ilk kez 1996 yılında olay yerinde elde edilen DNA’larla suçluların izi araştırılmaya başlandı. Bu şekilde adli soruşturmalarda çok önemli gelişmeler yaşandı. “Her temas bir iz bırakır” kavramı yaşanan cinayetlerde ve benzeri suçlarda çok önem arz etti. Parmak izleri dışında, katil zanlısının bir DNA’sını bırakması özellikle cinayetlerin çözülmesinde büyük katkı sağladı.

        REKLAM

        Olay yerinde elde edilen şüpheliye ait bir DNA örneği, soruşturmanın çözülmesine her zaman faydalı olacak en önemli delildir. Olay yerinde elde edilen bu veriler, ‘Şüpheliden delile’ kavramı yerine ‘Delilden şüpheliye’ gidilmesini sağladı. İşte bu olaylardan birine de 2011 yılında İstanbul'da rastlandı.

        BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ

        Tarih yaprakları 7 Temmuz 2008’i gösteriyordu. Gelen bir ihbar Jandarma ekiplerini harekete geçirdi. Gelen ihbara göre, Beylikdüzü’nde verilen bir adreste kavga çıkmıştı. O dönem Beylikdüzü ilçesine Jandarma ekipleri bakıyordu. Yani polis bölgesinde değildi. Jandarma ekipleri hızla olay yerine gitti. Olay yerine varan jandarma ekipleri, apartman dairesinde kalan 37 yaşındaki Mehmet N.'yi kanlar içinde buldu. Bir iş yerinde grafiker olarak çalışan genç adam tam 15 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü.

        SORUŞTURMA BAŞLATILDI

        Jandarma ekipleri, hemen olayla ilgili soruşturma başlattı. Apartmanda bulunan kişiler çığlık sesi duymadıklarını iddia etti. İfadelerinde apartmandan kaçan herhangi bir şüpheli görmediklerini anlattılar. Maktulün cesedi incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

        REKLAM

        TIRNAK ARASINDA DNA İZLERİ

        Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsi incelemesinde, elde edilen bulgular korkunç cinayetin detaylarını ortaya koydu. Maktulün tırnak arasında bir erkeğe ait DNA bulundu. Bu soruşturma için çok önemliydi. Ortaya çıkan DNA’ya göre, maktul katiliyle boğuşmuştu. Katili bıçak kullanmış, maktul de kendini savunmak için ellerini kullanırken katilinden DNA’yı almıştı.

        3 YIL SONRA RAFTAN İNDİRİLDİ

        Jandarma ekipleri yaptıkları tüm çalışmalara rağmen, öldürülen Mehmet N.'nin katil zanlısını bulamadı. Olay faili meçhul kaldı. Ve dosya raflara kaldırıldı. Aradan 3 yıl geçti. Başta Beylikdüzü olmak üzere İstanbul’da jandarma bölgesinden bulunan bazı ilçeler alınan resmi kararla polis bölgesine geçti. Beylikdüzü artık polis bölgesine geçmişti. Dolasıyla tüm suç dosyaları da jandarmadan polise devredildi.

        FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER İÇİN ÖZEL EKİP KURULDU

        Jandarma bölgesinden polis bölgesine geçilen ilçelerde çözülemeyen faili meçhul cinayet dosyaları artık Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne geçmişti. Yıl 2011’di. Bu faili maçhul cinayet dosyalarının çözülmesi için Cinayet Masası özel bir ekip kurdu. Ekibin başına Cinayet Masası'nın deneyimli cinayet uzmanı Mustafa Bayram verildi. Bayram, birçok önemli cinayet vakalarını çözen bir isimdi.

        REKLAM

        İLK İNCELEDİĞİ DOSYA BU CİNAYET OLDU

        Emekli cinayet uzmanı Mustafa Bayram, o dönem jandarmadan alınan dosyaları incelemek için işe koyulduklarını söyledi. Geçmişe giden Bayram, detayları şöyle anlattı; ‘Gelen dosyalarda ilk incelediğim dosya Beylikdüzü’nde öldürülen Mehmet N.’nin cinayet dosyası oldu. 3 yıllık cinayetin çözülmediğini gördüm. Tabi önce dosyayı okudum. Maktul kimdi? Kimlerin ifadesi alınmış. Ne çalışmalar yapılmış ona baktım.”

        BU CİNAYET ÇÖZÜLMEZ

        Dosyayı incelediğinde, alınan bazı ifadelerin olduğunu belirten Bayram şöyle devam etti; “Cinayet bıçakla işlenmiş. Maktül buna karşı direnmiş. Maktulün tırnak arasında katile ait DNA var. Bu çok önemliydi. Elimizde katile ait bir DNA vardı. Bizim de işimiz o DNA'nın kime ait olduğunu bulmaktı. Telefon kayıtlarının alınıp alınmadığına baktım. Bir haftalık telefon kaydı alındığını gördüm. Bu görüşmeler kapsamında bazı kişilerin ifadeleri alınmış. Ama yapılan bu işlemler yetersizdi. Hatta şöyle bir şey duymuştuk. Jandarmada bu dosya için artık bu cinayet çözülmez denilmiş.”

        Emekli cinayet uzmanı Mustafa Bayram
        Emekli cinayet uzmanı Mustafa Bayram

        BİRÇOK TELEFON GÖRÜŞMESİ ÇIKTI

        Önce maktulün profilini ortaya çıkaran Bayram, daha sonra kimlerle görüştüğüne dair çalışmalar yaptı. Apartmanda bulunanları incelemeye aldı. Ve DNA’sı alınmayan kişilerin DNA’sını aldı. Bayram, bu tür cinayetlerde maktulün çevresinin dikkatlice incelenmesi gerektiğini söyleyerek, “Eğer olay bir gasp veya hırsızlık değilse, maktulün yakın çevresi mercek altına alınır. Apartmanda bulunan bazı kişilerin DNA'sının alınmadığını gördüm onların DNA'sını aldırdım. Apartmandakileri bir kez daha dinledim. Hiç kimse olayı duymamış. Bu bize doğru gelmiyordu. Bir kişi 15 yerinden bıçaklanıyor ve bıçaklı bir kavga yaşanıyor insanların duymaması hayatın olağan akışına aykırı. Jandarmanın aldığı bir haftalık telefon kayıtlarını yeterli bulmadım ve son bir aylık telefon kayıtlarını mahkeme kararı ile çıkarttım. İnanılmaz bir telefon trafiği yaşanmış." dedi.

        REKLAM

        GÖRÜŞTÜĞÜ KİŞİLER HEP İNŞAAT İŞÇİLERİ

        Yakın arkadaşları da incelediğini belirten Bayram, ortaya çıkan bir verinin kendisini şaşırttığını söyledi. Bayram şöyle anlattı; “Bu telefon kayıtlarında maktulün görüştüğü kişilerin listesini tek tek çıkarttım. Ve incelemeye aldım. Bu kişiler kimdi? Kim olduklarını öğrendiğimde şaşırdım. Beni şaşırtan bu kişilerin çoğu inşaat işçileriydi. İşin ilginç tarafı da bu inşaat işçileri hep farklı yerlerde çalışan kişilerdi. Yani maktulün çalıştığı veya yaptığı işiyle ilgili görüştüğü kişiler değildi.”

        250 İFADE, 26 KAN ÖRNEĞİ

        Bunun da maktulün yaşam tarzını gösterdiğini anlatan Bayram detayları şöyle anlattı: “Apartmandakiler, arkadaşları ve telefonla görüştükleri kişilerden yaklaşık 250'ye yakın kişinin ifadesini aldım. Herkesi dinledim. İfade aldıklarım kişilerin arasında yer alan inşaat işçilerinin çoğu maktulle otobüste tanıştıklarını söylüyordu. Tabi bizim katil diyebilmemiz için o kişinin kan örneğinin uyması lazım. Şüpheli gördüklerimden 26 kişinin kan örneğini aldırdım ve DNA'ya baktırdım. Bu kişilerin DNA'sı uyuşmadı.”

        “BİR TELEFON GÖRÜŞMESİ DİKKATİMİ ÇEKTİ”

        Bu kadar kişiden DNA alınmasına rağmen katil zanlısı bulunamamıştı. Olay jandarmanın dediği gibi çözülemeyecek miydi? Her şey cinayet uzmanı Mustafa Bayram'ın yapacağı çalışmaya bağlıydı. Bayram olaydan sekiz gün önce yapılan bir telefon görüşmesi daha olduğunu belirterek “Sekiz gün önce bir kişiyle daha görüştüğünü gördüm. Maktulün telefonla görüştüğü bu kişi kimdi baktım. İsmini falan çıkarttım. Ve onu incelemeye aldım" ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        BAYBURT'TAYDI VE ŞÜPHELİ DURUMA DÜŞTÜ

        Bu kişinin Bayburt'ta bir ilçede oturduğunu anlatan Bayram şöyle devam etti: “Bu kişinin profiline baktım. Evliydi. İstanbul'a gelip bir dönem inşaatlarda çalışmış biriydi. Cinayet dönemi İstanbul'da olduğunu ve sonrasında memleketine gittiğini tespit ettim. Bu kişiyi de şüpheli listesine aldım ve telefon açtım. Onu telefonda dinlemek istedim. Aradım eşi çıktı. Eşine kişinin ismini verdim görüşmek istediğimi söyledim. Eşinin evde olmadığını söyleyince ben de beni arasın dedim polisim dedim.”

        ARAMADILAR

        Bu kişiden gelecek telefonu beklediğini belirten Bayram, “Bir yandan da o kişiyi incelemeye devam ediyordum. Baktım bana geri dönmedi. Şimdi hani gidip onu alabilirim ama önce onu dinlemek istedim. Soracağım sorulara nasıl cevap vereceğini ve verdiği cevaplarda onu analiz edebileceğimi düşünüyordum. Aramayınca yeniden aradım. Yeniden eşi çıktı. Eşine ben İstanbul Cinayet Masası'ndan polis memuru Mustafa Bayram, eşiniz beni arasın. Bak bizim Cinayet Masası'nın telefonu da bu dedim" şeklinde konuştu.

        KARAKOLA YÖNLENDİRDİM

        Bu kişinin özellikle telefona çıkmaması cinayet uzmanı Bayram'ın daha da şüphelenmesine neden oldu. Bayram şöyle devam etti: “Bir adam niye telefona çıkmaz. Çekindiği nesi olabilirdi. Ben artık doğru iz üzerinde olduğuma inandım. Bir kez daha aradım. Yine eşi çıktı ve bana 'Senin polis olduğunu nereden bileceğiz' dedi. Ben de ona Cinayet Büro'nun numarasını verdim oradan bana ulaşabilirsiniz dedim teyit edersiniz dedim. Sonra şüpheli düşündüğüm kişi telefonu aldı. Onunla konuştum. Onu soruşturma psikolojisi içinde sorguya aldım. Telefonda dahi olsa bir sorgu tekniğimiz var elbette. Bu kişi de bana ben nereden bileceğim senin polis olduğunu deyince, sen şu karakola git ve beni karakoldan vereceğim cinayet bürodan ararsın dedim. Tamam dedi."

        REKLAM

        TELEFONDA İTİRAF

        Bu telefon görüşmesinden sonra katil zanlısının kesinlikle bu kişi olduğunu anladığını söyleyen Bayram, “Bu kişinin tavırları ve verdiği cevaplar kesinlikle 'ben katilim' diyordu. Benim baş şüphelim hatta katil zanlısı buydu. Eğer karakoldan aramazsa gözaltı kararı aldırtacaktım. Bir süre sonra beni karakol polisi aradı. Sonra bu şahıs beni telefonla aradı. Ona telefonunun hoparlörünü aç dedim. Hoparlörü açınca ben oradaki polis memuruna 'Beni duyuyor musun memur bey' dedim 'evet abi iyi duyuyorum' dedi. Buna olayı anlattım ve şüpheli olduğunu söyledim. Tekrar bir sorgu yaptım. Zaten bir önceki sorgumdan etkilendiği için, cinayeti eşi ve çevresinin duymasını istemiyordu. Bunu iyi biliyordum. Ve ona dedim ki 'Benim yaptığım çalışmalara göre bu kişiyi sen öldürdün dedim'. 'Evet ben cinayeti işledim' dedi.”

        TÜRKİYE'DE İLK KEZ BÖYLE BİR İTİRAF GELDİ

        Şüpheli cinayeti işlediğini itiraf etti. Türkiye'de ilk kez bir katil zanlısı cep telefonuyla yapılan sorguyla cinayeti itiraf ediyordu. Bayram şöyle devam etti: “Polis memuruna 'Duyuyorsun dedim şahsın itiraflarını', 'Evet abi hem de çok iyi duydum' dedi. Şimdi tutanak tutarak şahsı gözaltına al. Biz onu alacağız dedim. Tamam şahıs itiraf etti ama sadece bu yetmezdi. Önemli olan bu şahsın DNA'sının maktulün tırnak arasındaki DNA ile uyuşup uyuşmayacağıydı? Uyuşmazsa mahkemede gayet çok rahat şekilde kendini kurtarabilirdi.”

        DNA'SI DA TUTTU

        Polis memurunun katil zanlısını hemen gözaltına aldığını belirten cinayet uzmanı Bayram hemen harekete geçtiklerini belirterek, “Hemen Bayburt'ta gittik. Bu şahsı İstanbul'a getirdik. Hastaneden kanı alıp Adli Tıp Kurumuna gönderdik. Yapılan karşılaştırmada bu şahsın DNA'sı öldürülen maktulün tırnak arasından çıkan DNA'yla eşleşti. Artık maddi delilimiz de oluştu. Cinayeti itiraf etti. Hatta şöyle dedi: 'Ben dedi adamı öldürdüm apartmandakiler beni dışarıya bırakmak istemedi. Hepsi gelip beni tutmaya çalıştılar. Hepsi beni gördü' dedi. Yani olaya bakar mısınız, oysa apartmandakiler ifadelerinde biz kimseyi görmemiştik demişti. Bu tür olaylar çok var. Görgü tanıkları biz bulaşmayalım diye gördüklerini anlatmadıkları oluyor. Ve böylece bu olayı çözmüş olduk” dedi.

        İLK ÇÖZÜLEN OLAY OLDU

        DNA'nın uyuşması çok önemliydi. DNA uyuşmasaydı, şüpheli polisi kendisine baskı yaparak cinayeti üstüne attıklarını söyleyebilecekti. Ancak olay yerinde bulunan DNA, 3 yıl sonra cinayetin çözülmesine yaradı. Bu dosya, jandarma bölgesinden alınan faili meçhul cinayetlerde çözülen ilk olay oldu.

        “DNA ÇOK ÖNEMLİ DELİLDİR”

        Yakın temaslarda şüphelinin önemli izler bıraktığını anlatan emekli cinayet uzmanı Mustafa Bayram, DNA'nın önemli bir delil olduğunu belirterek “Cinayet olaylarında çok önemli iki delil vardır. Birincisi DNA ikincisi ise parmak izidir. Katil zanlısının bıraktığı bir DNA, olayın yıllar sonra da çözülmesini sağlayabilir. Biz bunu 3 yılda çözdük ama 20 yıl geçse de doğru kişiyi bulduğunuz anda o cinayet çözülmüş olur” dedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ