‘İstiklal’de çaldığımız anlar unutulmaz’
Moriarty, İstanbul sokaklarında çalmayı çok seven grup
Ece ULUSUM / HT CUMARTESİ
25. Akbank Caz Festivali önümüzdeki hafta başlıyor. Festivalin ikinci gününde sahneye çıkanlardan biri de kaderleri müzikle kesişen grup Moriarty. İstanbul sokaklarında çalmayı çok seven grup, 22 Ekim’de Babylon Bomonti’de ama öncesinde HT Cumartesi’de! ransız, Amerikan, İsviçre ve Vietnam kökenli 5 sanatçıdan oluşan grup Moriarty, 25. Akbank Caz Festivali kapsamında 22 Ekim Babylon Bomonti’de sahneye çıkacak.
Grubun adını da Jack Kerouac’ın romanı “Yolda”daki karakter Dean Moriarty’den almış. İyi sahnelerde çalıyor olmalarına rağmen onların en sevdiği konser alanı sokaklar ve kütüphaneler... Grup bilinen parçaları, kendi versiyonlarıyla çalıyor. Doğaçlamalar, hikâyeler ve farklı dünyalarla dolu Moriarty konserinden önce grup ile konuştuk.
Yaptığınız cover’ların orijinalinden daha çok beğenilmesinin altında ne yatıyor sizce?
Aslında böyle olduğunu düşünmüyoruz, düşünmek istemiyoruz. Biz sadece kendi versiyonumuzu en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bu parçaları yapabilmek için asıllarına ihtiyacımız var.
‘ANILAR BİRİKTİRİYORUZ’
Grubun bir araya gelme hikâyesi nedir? Uluslararası bir grup demek yanlış sayılmaz sanırım...
Bizler çocukluk arkadaşıyız. Bizim bağlarımızın altında kilometrelerce uzağa göçmüş ailelerimiz var. Yollarımız kesişti, müzik de yolumuz oldu. Birbirimizi hep sevdik.
Sadece sahnede değil, sokaklarda ve hatta videosunu paylaşmak için evlerde çalıyorsunuz. Sokaklarda çalmak size ne kazandırıyor?
Konser vermeye başlayalı tam 10 yıl oldu. Konserlere sokakları ve evleri de dâhil ediyorum. Hatta Paris, İtalya ve Dublin’deki kütüphanelerde de şarkılar söyledik. Ne deneyimdi ama! Çok şey öğrendik bu süre zarfında. Ama size en kaba haliyle, “Nerede olursa olsun sahnelerin bizi hayatta tutan şey” olduğunu söyleyebiliriz. Bizim vizyonumuza göre, konfor ve diğerleri gibi olmak içimizdeki heyecanı ve mücadelemizi öldürebilir. Bu şekilde özümüze dönebiliyoruz ve anılar biriktiriyoruz. O anılardan biri de artık ne yazık ki orada olmayan Robinson Crusoe 389 Kitabevi’nde ve İstiklal Caddesi’nde çaldığımız zamandı.
İSTANBUL'U SEVİYORSUNUZ...
Şehri birçok kez görme şansı bulduk. İstanbul dünyada gördüğümüz en büyülü kentlerden biri. En son geldiğimizde fark ettik ki atmosfer bizi değiştiriyor ve daha iyi hissettiriyor. İstanbul başlı başına bir dünya... Biz Türkçe müzikleri de çok seviyoruz. Bir de İstanbul’a gelir gelmez Galata civarındaki küçük vintage mağazalara, plakçılara ve bir de Asmalımescit’e uğrayacağız.
Konsere gelenleri neler bekliyor?
Sadece gelenleri değil, bizi de bir bilinmezlik bekliyor! Performansımız doğaçlamalar ve kazalarla dolu ki bu da bizi ayık tutuyor. Albümlerimizden parçalar çalıp seslendireceğiz. Biraz akustik biraz bilinmezlik...