Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Politikayı sanata bulaştıran düşmeye mahkûm

        Ece ULUSUM/ GAZETE HABERTURK-PAZAR

        ZERO akımı”nda akla gelen iki ismi var; Otto Piene ve Heinz Mack. “ZERO” derken, 2. Dürya Savaşı’nın kıtlığında, elde avuçta ne varsa onlarla sanat yapmak diye düşünün! İkisiyle de tanıştık. Sabancı Müzesi’ndeki ZERO sergisinde özellikle de Mack’in “Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü” eserini çok sevmiş, sosyal medyada paylaşmaya doyamamıştık. Önümüzdeki hafta bu kez solo sergisi için geliyor Heinz Mack. O gelmeden biz Almanya’daki evine misafir olduk. Yol boyunca Sabancı Müzesi Müdürü sevgili Nazan Ölçer sanatçıyı anlattı ama anlattığından daha fazlasını bulduk. Düsseldorf’taki deposunun girişinde duran dev söğüt ağacının arkasındaki heykelleri görünce, evini hayal dahi edemeyeceğimi anladım. İki adımda bir “Bayanlar, baylar lütfen dikkat edin” dedikçe kendimizi annemizin sadece konukları gelince açtığı “misafir odası”na girmiş gibi hissettik.

        Eserlerle dolu bir köşede duruyordum, “Bunu seveceksiniz” dedi Mack ve fişi takıp birden her şeyi canlandırdı. Kinetik eserleri, göreni yolculuğa çıkarıyor, insanı adeta hipnotize ediyor. Optik oyunlarını çok seviyor. (Bu kısmı HTDokun’da görebilirsiniz.) Eserlerini yapabilmek için malzemeleri özenle seçiyor; dokunarak, malzemeyi tanıyarak... “Aklımdakini en iyi bu taş anlatıyordu, yeni bitirdim” diyor bahçesindeki heykelini gösterirken. O sırada ellerine gözüm takılıyor, kocaman ve yıpranmış... Nazan Hanım yolda “Heinz ressam, heykeltıraş, marangoz, mimar... Çok meziyeti var, kaldı mı böyle sanatçı?” diyor. Ellerini kullanarak, tek başına yapıyor eserlerini. Sohbetimiz sırasında onlarca asistanıyla çalışıp eserle bağı gerçek anlamda olmayan Jef Koons ve Anish Kapoor gibi isimlere de laf etmeden geçmiyor.

        ‘ESERLERİMDE İDEOLOJİ YOK’

        Mönchengladbach’daki çiftlik evini alabilmek ve hayalindeki hale getirmek için epey uğraşmış. Her yerde irili ufaklı heykeller, rölyefler, pastel boyalar, marangozluk aletleri, tuvaller, karalamalar... Böyle saydığıma bakmayın, görebileceğiniz en düzenli atölyelerden biri. Yaptığı eserlerin sayısını o bile bilmiyor, eşinin dediğine göre neredeyse bütün gün çalışıyormuş. Mack önce evine buyur ediyor, sonra inceden ayar veriyor: “Eserlerimi çok kişi gördü ama atölyemi çok yakın dostlarım dışında kimse görmedi. Atölyemde ilk kez gazetecileri ağırlıyorum, büyük ihtimalle de son olacak...” Ne kadar şanslıyım! Bırakın atölyesini görmeyi, Heinz Mack ile tanışmak, eserlerini bire bir ondan dinlemek bile çok mühim.

        Sohbetimiz sırasında özgürlük duygusunun altını sıkça çiziyor. Politikaya bulaşmak istemiyor, “Poltikayı sanatına yansıtan sanatçı, düşüşe mahkûmdur. Benim eserlerimde ideoloji yok” diyor. Kimi eserinde İslam kültüründen etkilendiğini anlatan Mack, İstanbul’daki sergisini çok önemsiyor: “İstanbul’daki sergimin oryantal ve oksidental düşünce arasındaki ilişkiyi gösterme anlamını taşımasını isterim. Umarım sanatçılarınızda etki bırakır ve ilham olabilirim.” Alçak gönüllü davranıyor ama her usta gibi biraz aksi, fotoğrafını zor çektim. O kadar da olsun, Mack, ZERO akımının kurucusu ve Almanya’nın yaşayan en önemli sanatçılarından...

        MACK'İN ESERLERİNE 700 BİN LİRA AZ BİLE!

        Atölye turundan sonra Beck&Eggeling Gallery’ye gittik, Mack’in oradaki eserlerini görmeye. Nazan Hanım’ın Heinz Mack ile tanışmasına vesile olan galerinin kurucusu Michael Beck konuşurken, bir ara gözüm kataloğa ilişti. Karşısında durduğumuz Mack imzalı heykelin fiyatını da öğrenmiş oldum; 210 bin Euro (Yaklaşık 700 bin TL). Üstelik bu en uygun eserlerinden biriymiş. “Vay canına!” deyince, galeri çalışanlarından bir kadın “Az bile” dedi.

        Eserleri Victoria & Albert Museum, Tate Gallery, Manchester Art Gallery, MoMa gibi müze ve galerilerin koleksiyonlarında yer alıyor, peşine düşebilirsiniz. Ya da ayağınıza kadar gelen Sabancı Müzesi’ndeki “Mack: Sadece Işık ve Renk” sergisini gezebilirsiniz. Tahincioğlu Holding’in desteklediği sergi, sanatçının 85. yaşını ve kariyerinin 60. yılını Uzakdoğu, Avrupa ve Türkiye’de gerçekleşen bir dizi sergiyle taçlandırması açısından önem taşıyor. Küratörleri müze müdürü Dr. Nazan Ölçer ve Royal Academy of Arts Londra’nın eski direktörü Sir Norman Rosenthal olan sergiyi 17 Temmuz’a kadar görebilirsiniz. Hatta mutlaka görün, Nazan Hanım’ın da dediği gibi “Bu sergi geçmişten bugüne eserlerinin yer aldığı bir çeşit retrospektif.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ