Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar İbrahim Hakkı'nın kayıp defteri bulundu, Mimar Sinan'ın bilinmeyen eserleri gün ışığına çıktı

        İstanbul Atatürk Kitaplığı’nda deri kaplı iki albüm bulunur. Üstündeki etikette, “İstanbul’da Mimar Sinan Eserleri” yazmaktadır. İstanbul ile ilgili bir araştırma sırasında bulunan ve 1941-1942 yılları arasında hazırlanan bu çalışma, gazeteci İbrahim Hakkı Konyalı’nın (1896-1984) yana yakıla aradığı çalışmasıdır! Konyalı, uzun süre Mimar Sinan’ın İstanbul’da inşa ettiği yapıları tespit etmeyi planlamıştır. Nihayet hepsini tek tek ziyaret eder, fotoğraflarını çeker ve gözlemlerini de kaleme alır.

        Araştırmayı bitirince kapı kapı dolaşır ama nedense kimse basmak istemez. Konyalı, kopyası olmayan çalışmayı Falih Rıfkı Atay’ın Ulus’taki bürosuna emanet eder. 15 gün sonra almaya gittiğindeyse kitap ortada yoktur. Ne kadar arayıp sorsa da kitabı bulamaz. Bu arada çalışma basılmayıp bir de kaybolunca, beraberinde götürdüğü fotoğrafçının parasını da ödeyemez.

        KİTAP ARAŞTIRMA SIRASINDA BULUNDU

        İbrahim Hakkı Konyalı, durumu yakın dostu Yahya Kemal Beyatlı’ya anlatır. Beyatlı’nın yanıtı tarihe geçer: “Yürütmüşler. Sen öldükten sonra yayınlayacaklar!” Konyalı, o günden sonra bu sözü dilinden düşürmez. “Ben öldükten sonra yayınlayacaklar...” Belki gerçekten de öyle olacaktı, ama Konyalı’nın kitabını kim aldıysa öyle saklamış ki yıllarca kendisi dahil kimse bulamadı. Konyalı’nın birçok projesi gibi, üzerinden yıllar geçince bu da unutuldu gitti. Derken birkaç yıl önce eski İstanbul fotoğraflarıyla ilgili bir araştırma sırasında kitap ortaya çıktı.

        Mimar Sinan’ın 107 eserinin yer aldığı kitap için büyük emek harcanmış. Konyalı elinde kâğıt kalem, peşinde de bir fotoğrafçıyla yollara düşmüş. Adımlarını bile yazmış. “Şimdi içeriye giriyoruz...” Gözlemleme işi bitince daktilonun başına geçmiş, her şeyi kayıt altına almış. Camilerin pencerelerini, sütunlarını saymış; çatlağına varıncaya kadar not etmiş.

        ZARAR GÖREN YAPILARIN ONARILMASI AMAÇLANIYOR

        İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, bu çalışmayı fotoğraflarıyla birlikte “İbrahim Hakkı Konyalı’nın Kayıp Arşivinden: İstanbul’da Mimar Sinan Eserleri” adıyla kitaplaştırdı. Doğrusu okuyanı biraz üzüyor, tarihe yeterince sahip çıkamadığımız gerçeğini tokat gibi yüze vuruyor çünkü. Mesela Çapa’da, Gazi Asker Abdurrahman Çelebi Camii, Çırçır yangınında yanmış, tamir edilmemiş. Şimdi yok...

        Konyalı’nın fotoğrafladığı caminin duvarlarında çok özel motifler, işlemeler görülüyor. Bir diğer örnek, Yedikule’deki Hacı Evhâd (Evhaddin) Camii. Neyse ki cami hâlâ yerinde. 1575 yılında, devrin serdebbağlarından (kasabbaşı) Hacı Evhaddin tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Camiyi yaptıran da hazirede defnedilmiş. Başka kabir ve mezar taşlarıyla etrafı çevrili cami, bir huzur vahası gibi.

        Sultan Abdülmecid’in tamir ettirdiği cami, 1920’de geçirdiği yangında harap olmuş. On yıllarca dört duvar halinde durmuş. 1936- 43 yılları arasında ve 1956’da yeniden tamir görmüş ancak bu tadilatta çatı ve son cemaat yeri aslına uygun yapılmamış. Daha önce caminin üzeri kurşun kaplıyken, bu tamirlerde kiremitli çatıyla örtülmüş. Pencere alınlıklarında ve duvarların bir kısmında yer alan çiniler de yangın sonrasında bakımsız durumdayken çalınmış. Dikdörtgen planlı ve kâgir yapının cemaat yeri ve çatısı ahşaptır. Zarif minaresi kesme taştandır. Bu kitapla beraber belediye zarar gören yapıların onarılmasını amaçladığını da açıkladı. Haydi hayırlısı...

        MEZAR TAŞI BİLE ÇALINMIŞ

        İbrahim Hakkı Konyalı, Şair Nedim’in Karacaahmet Mezarlığı’ndaki mezarını günlerce aramış, sonunda bulmuş ve hemen yanındaki yeri satın alıp kendi mezar taşını diktirmişti. Adamcağızın yazdıkları ortadan kaybolduğu gibi, o zaman Konyalı’nın mezar taşını da çalmışlar! Gazetelere de başına geleni uzun uzun yazmış. Zamanında ne hırsızlıklara ve yolsuzluklara parmak basmıştı: Piri Reis’in haritası, onlarca kitabe, eser...

        Okurun eline geçmesi yıllar süren bu eserden size bizzat Konyalı’nın kaleminden çıkanlardan birkaçını paylaşmak istedim:

        DRAMAN CAMİİ

        “Kanuni’nin tercümanlarından Yunus Bey adına Mimar Sinan tarafından 1541’de inşa edilmiş. Fakat eser bir yangında hasar görmüş ve 1873’te Sultan Abdülaziz tarafından aslına uygun bir şekilde tamir ettirilmiştir.” (Konyalı sonra taş bir kitabe bulmuş ve 10 kişinin yardımıyla kaldırıp üstündeki yazılanları ve şu sözleri defterine not düşmüş...) “Bu taş kısmen çatlamıştır. Müzeye kaldırılması lazımdır.”

        EMİR BUHARİ CAMİİ

        “Sinan’ın bu kıymetli eserini, ben camiyi tetkik ederken 15 Mart 1941 yılında yıkıyorlardı... Birinci Umumi Harp Senelerinde Metris Kışlası önünde Ramazan topu atılırken, çok barut konduğu ve fazla sıkılandığı için top patlamış ve parçalar caminin pençelerine girerek çatısını kesmiş ve yıkmış. İşte bundan sonra cami bir daha tamir edilmemiş ve Enkazcı Kadri’ye satılarak yıktırılmıştır. Yıkım esnasında Türk ulularına ve âlimlerine ait birçok kıymetli mezar taşlarının da kırıldığını gözlerimle gördüm. Maalesef bu tahribe mani olamadım.”

        MİHRİMAH SULTAN CAMİİ

        “Sinan, yapılarında temele çok ehemmiyet verirdi. Yaptığı mabetlerin hemen hepsinin temelleri suya kadar inmiştir. Temellerde çıkan suları da muntazam kanallara alarak başka yerlere akıtırdı. Sinan’ın Mihrimâh Sultan Camii’nin temel suyu da Yenibahçe’de Köprübaşı’ndaki Halil Aktar Ağa’nın mescidinin önüne akıtılmıştır. Bu su yazın buz gibidir.”

        MUHİDDİN ÇELEBİ CAMİİ

        “Bugün ayakta duran cami, Sinan’ın yaptığı cami değildir; adi taştan yapılmıştır. Mabedin hiçbir yerinde inşa, tamir veya tekrar inşa tarihini gösteren yeni, eski herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. İlk halinin Sinan’a ait olduğunu kimse bilmiyordu, ilk defa biz bunu tanıtmış oluyoruz.” Çukurcuma’da dolanırken her zaman karşıma çıkan, soluklanmak için merdivenlerinde oturduğum ahşaptan Mûhiddin Çelebi Camii’nin Mimar Sinan tarafından yapıldığını, ama daha sonra yıkılıp aslına uygun olmayan bir şekilde yeniden inşa edildiğini öğrendim. Fotoğraflara yan yana bakın siz karar verin.

        (Üsküdar - Mihrimah Sultan Camii)

        (Mevlanakapı- Merkez Efendi Camii)

        (İstanbul Suriçi - Rüstem Paşa Camii)

        (Üsküdar - Şemsi Paşa Camii)

        ECE ULUSUM/HT PAZAR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ