Metrodan büyük hizmet!

Her şeyi son dakikada yetiştirmemizle, ağustos böcekliğimizle ünlü bir milletiz. İşin fena yanı, geç yapınca tam yaptık sanıyoruz. Bir hafta önce sınava çalışmaya başlayan öğrenciyle, notlara bir gece önce bakan öğrencinin başarısı bir olabilir mi? İşte biz oluyor sanıyoruz.

Maslak’ta oturuyorum, Taksim’de çalışıyorum. Güzergah işime geldiğinden ve ruh sağlığımı korumak amaçlı kara trafiğine girmek istemediğimden, ben de birçok insan gibi işe metroyla gidip geliyorum. Birkaç ay öncesine kadar 4. Levent- Taksim arasında çalışan metro, geçtiğimiz kasım ayında Atatürk Oto Sanayi’ye kadar ilerledi. “İlerledi” aslında yanlış bir kelime, çünkü bu sefer sandığınız gibi tek araçla yapılmıyordu. Atatürk Oto Sanayi’den biniyor, 4. Levent’e gidiyor ardından karşı perona geçip bir 4 dakika daha bekliyor, Taksim’e giden diğer araca biniyordunuz. Bu arada tabii metrodan inenler de, metroya binmek isteyenler de aynı koridordan geçmek istediği için şöyle bir durum oluyordu – ki hala oluyor-: İnenler ve binenler muharebe alanındaki iki düşman ülke gibi çarpışıyor. Elinde mızrağı olan, öne atılıp sıçrayan şıp diye biniyor. Bu sırada inenler binenlere küfrediyor, binmeye çalışanlar binemediği için inenlere küfrediyor. Neticede ne inmek isteyen inebiliyor, ne binmek isteyen binebiliyor, tam ortada düğümlenip kalıyorsunuz. O sırada bir bakmışsınız, aa metro gitmiş!

Tüm bunlara sabretmemizin tek nedeni de hala zaman kazanıyor olduğumuza inanmamız ve de seferlerin yakında tek araçla yapılacağının ve 19 dakikada Maslak’tan Taksim’e uçacağımız müjdesinin bangır bangır her bir yerde yapılması. “Az kaldı az” diyerek aylardır “gerekli çalışmalar” nedeniyle saat 22.00'de biten metro seferlerine de ses çıkarmadık. Gerekli diyorlarsa gereklidir. Onlar doğrusunu bilir.

Ve bu hafta büyük haber verildi, her yere “Seferlerimiz aktarmasız yeni araçlarımızla yapılacaktır” duyuruları asıldı. Buradaki yeni araç kısmının bold olarak belirtilmesinin nedeni ise daha sonra anladık:

Meğer yeni araç dediğin, kapısı kapanmayan bir araçmış. Kapısı kapanmayınca “Sayın yolcular eee… Araç fazla kalabalık olduğu için kapı kapanmıyor. Rica ediyoruz kapıya yüklenmeyelim…” anonsunun yapılıp insanların yarısının boşaltıldığı araçmış. Yine kapı kapanmayınca “Eee sayın yolcular kapı arızadan dolayı kapanmıyormuş özür dileriz, biraz bekleyeceğiz” diyerek 15 dakika Şişli durağında bekleyen araçmış. Bu arada kiminin sinirden gülmeye başladığı, kiminin oy tehdidi yaptığı araçmış.

Meğer yeni araç dediğin, anonsların yapılamadığı araçmış. Bazen kaydedilmiş güzel bir kadın sesinin “İstanbul Teknik Üniversitesi… İstanbul Technical University!” dediği, bazen uykusunu alamamış bir görevlinin o an gönlünden ne anons etmek geçiyorsa öyle ederek “Osmanbey, ay pardon Şişli!” dediği, bazen de hiçbir anonsun yapılmadığı, vatandaşın “He geldik geldik, bura Taksim!” diye herkesi galeyana getirebildiği araçlarmış.

Meğer yeni araç dediğin, ilerlemeyen araçmış. Daha ilk günden “Teknik bir arıza nedeniyle seferlerimiz gecikmeli olarak yapılacak” anonsunun yapıldığı, “Aman canım gecikme dediği ne kadar olabilir ki?!” deyip beklediğin, 10 dakikada bir gelen, her durakta 5 dakika bekleyen, hah tamam kapı kapandı diye sevindiğin ama hareket etmeye başlayınca, sen raylara inip normal yürüme hızınla devam etsen, ondan çok daha önce bir sonraki durağa varabileceğini fark ettiğin araçmış.

Meğer yeni araç, peronlarında turnikelerin bozuk olduğu, kuyruk yapan araçmış.

Atatürk Oto Sanayi- Taksim arasını 19 dakikadan55 dakikaya çıkaran araçmış.

Ama olsun yahu,

Yeni araçmış!

hkoseoglu@haberturk.com