Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ardından Binali Yıldırım’ın Başbakan olması için üç yıl önce bu sütunlarda siyasilere, sivil toplum örgütlerine ve işadamlarına seslenerek “Lobi çalışması yapalım” diye yazmıştım.

        İzmir’de üç seçim yaşamış, bölgenin her sorununu ve çözümünü bilen Yıldırım’la kentimin çağ atlayacağını, yatırımların ardı ardına geleceğini defalarca bu sütunlarda iddia etmiştim.

        ***

        Aynı düşünce ile Ahmet Davutoğlu’nun istifasının hemen ardından Binali Yıldırım’ın Başbakan olması halinde bölgeye yapacağı katkıları sıralamış, “Bu hedefe kilitlenelim. İzmir bir başbakan çıkarmalı” diyerek iş ve siyaset dünyasının harekete geçirmeye çalışmıştım.

        İzmir lobimiz her zamanki gibi “birlikteliği sağlayamasa” da ben ve benim gibi düşünen Başkan Aziz Kocaoğlu’nun dileği gerçekleşti ve Binali Yıldırım Başbakan seçildi.

        Peki “seçildi de ne oldu” diyenlere, FETÖ darbe girişimi, terör olayları, Suriye sorunları ile boğuşan üç aylık “Yıldırım hükümeti”nin yaptıklarından bazılarını hatırlatayım.

        - Siyasi iklim değişti. Partiler ortak noktada artık buluşabiliyor. Birbirini acımasızca eleştirmek yerine “hizmet işbirlikleri” yapılmaya başlandı.

        - Komşu ülkelerle, özellikle Rusya ile sağlanan barış Ege turizmi ve tarımının da nefes almasını sağladı.

        - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 3.5 yıldır beklenen Körfez projesi’ne ÇED onayı geldi.

        - Katı Atık Tesisi’nin yapılacağı yer için Orman ve Su İşleri Bakanlığı olumlu görüş bildirdi.

        - ESBAŞ’ın 8 yıllık hayali gerçek oldu. Yapılan protokolle ESBAŞ 300 bin metrekare büyüyecek. Bu da yıllık 2 milyar dolarlık ciro ve yeni iş imkanları demek.

        - Narlıdere ile Karşıyaka arasına planlanan tüp geçit-köprü projesinin yapımında bir engel kalmadı. Körfez gerdanlığına kavuşacak.

        - Faizlerin düşürülmesi, tarım başta bir çok sektöre teşvik verilmesi umutları artırdı.

        - Yatırım yapacakların önündeki engeller kaldırılıyor.

        Türkiye bu yapıyı yener

        Hain terör son olarak Gaziantep’te ortaya çıktı ve onlarca vatandaşımızın hayatını kararttı. Acımız büyük.

        Başbakanlık Başdanışmanı ve Dış İlişkiler Başkanı Dr. Gürsel Dönmez, son terör saldırılarını “Terör fırtınası projesi olarak” yorumluyor.

        Dönmez’in tespitleri şöyle:

        - 15 Temmuz Darbe Girişimi püskürtülünce, küresel odaklar ülkemizde yeni bir oyun kurguladı.

        - Bu son senaryonun adı Paralel İhanet Çetesi (PİÇ).

        - PİÇ küresel bir örgüt. Sadece ülkemizde ortaya çıkan bir yapı değil. Birçok devletin içinde farklı isimlerle yuvalanmışlar.

        - 2. Dünya Savaşı sonrası daha komplike bir örgüt yapısı kazandılar.

        - Haklarında sayısız kitap ve makale yazıldı.

        - Vatikan içinden gruplar, finans dünyasında gizli lobiler, masonik ve bunların siyasetteki uzantıları.

        ***

        Üç aylık süreçte hem içte savaş veren, ekonomik tedbirleri süratle alarak birlikteliği de sağlamakla çabalayan Başbakan Binali Yıldırım önceki günkü liderler zirvesinden sonra şöyle konuştu:

        “Suriye’nin bölünmemesi, toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, herhangi bir etnik gruba avantaj sağlayacak yeni bir yapılaşmaya izin verilmeyecek.”

        Yani içerde rahat uyumak terör bataklığını kurutmakla mümkün olacağını ifade etti.

        Ve bu konuşmanın sabahında Türk Silahlı Kuvvetleri Cerablus’a harekat başlattı.

        IŞİD hedefleri ve Menbiç’in kuzeyindeki PYD mevzileri vuruldu.

        Zira PKK’nın silahlı kolu YPG için Cerablus, “Afrin ve Kobani kantonlarının birleşmesinin önündeki en büyük engel.”

        Yıldırım hükümetinin bu kararlı tutumu Suriye’deki iç savaşın rotasını değiştirecektir.

        Dr. Gürsel Dönmez’in dediği gibi:

        “PKK, FETÖ, DAİŞ ve DHKP-C gibi örgütler küresel PİÇ’in yerel taşeronlarıdır. Örgüt üyeleri ruh sağlığını kaybetmiş zombilerdir ve Türkiye bu PİÇ yapıyı yenecek güçtedir.”

        Diğer Yazılar