İzmir mitingi

Cumhurbaşkanı adayı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sıcak ve kavurucu havaya rağmen iki günde bir Türkiye’nin bir ilinde miting yapıyor.

Ancak, bu mitinglerin yerel ve genel seçimler öncesinde yapılanlar kadar kalabalık ve coşkulu olmadığı açık-seçik görülüyor.

Bunları 30 Mart yerel seçimleri öncesiyle kıyaslarsak..

Bugünkü koşullar farklı.

O süreçte dış güçler tarafından devrilmek istenen bir Başbakan mesajı verilerek halkın sahiplenmesi sağlanılmış, meydanlar dolup taşmıştı.

Ve bu sahiplenme de sandıkta kendisini göstermişti.

Şimdi ise aşırı sıcaklar, Ramazan ve miting saatinin iftara yakın olması gibi faktörler katılımları olumsuz etkiliyor.

Ancak Bülent Delican yönetimindeki İzmir İl Yönetimi, bu olumsuz şartları düşünerek İzmir mitinginin 2. Ağustos’ta yapılacağını açıkladı.

Yani ramazandan ve bayramdan sonra.

Sıcak nedeniyle de mitingin saati de 18.00 olarak açıklandı.

50 bin şapka, 10 bin tişört ve 50 bin bayrağın dağıtılacağı mitingte sıcağa karşı 100 bin adet pet su verilecek. Meydana kurulacak “gül kokulu buhar yağmuru” sistemiyle de vatandaşların sıcakla baş etmeleri sağlanacak.

AK Parti’nin o alışılmış organizasyon becerisini de düşünürsek, İzmir mitinginin yine çok konuşulacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Kocaoğlu’na önerim

Önceki yazımda Atatürk Stadı’nın içindeki düğün salonlarından bahsetmiştim.

Bu konuda çok sayıda okurdan mesaj aldım.

Tesislerin atıl durumda olduğunu, organizasyonlardaki eksikliklerin de sporcuyu olduğu kadar spor seyircisini de bezdirdiğini söyleyenler çoğunluktaydı.

Spor tesislerine sahip olmak kadar onların kıymetini bilerek korumalıyız.

***

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentte hemen herkesin spor yapmasını, geçmişte sporun başkenti olan İzmir’in tekrar bu hüviyetine bürünmesini istiyor.

Akla gelen, gelmeyen her branşta spor yapılabilmesi için tesis projelerini yaşama geçiren Başkan’a bir önerim var;

Türkiye’nin bazı illerinde belediyeler okulların spor salonlarından mahallelinin yararlanması için Milli Eğitim’le işbirliği yapıyor.

Aydınlatma, ısıtma ve personel gibi okul yönetimlerinin belini büken maliyetler üstlenilerek spor izleyen toplum yerine spor yapan toplum yaratılmaya çalışılıyor.

Zaten okulların tüm eksiklerini tamamlayan Büyükşehir’in kapalı duran spor salonlarının açılarak aktif spor yapan bir toplum oluşturma fikrine destek vereceğini umuyorum.