Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş ile Haberturk ekibi olarak yaptığımız görüşmenin bir bölümünü dün yazdım. Yerli kurumsal yatırımcı tabanını geliştirmek için yeni bir halka arz sistemi getiriliyor. Bunun yanında halka açılma, şirkete özkaynak koyma ve temettü dağıtımı vergi indirimleriyle teşvik edilecek. Ertaş’ın verdiği bilgiye göre, nasıl ki şirket borç geri ödemesi yaparken faiz giderini vergiden düşebiliyorsa, benzer bir teşvik de özkaynak kullanımı için getirilecek. En azından borç ile özkaynak kullanma vergisel açısından eşit tutulacak. Çünkü borcun faiz giderinin vergiden düşülmesi, şirketleri borçlanmaya yöneltti. Bu nedenle şirketler toplam kaynaklarının yüzde 35’ini özkaynakla yüzde 65’ini borçla fonluyor. Bu da dengesizlik yaratıyor ve şirketleri aşırı borçlu gösteriyor. İşin normali borç ile özkaynağın bir birine yakın olması.

        * Borçlanma teşvik edildiği için, patronların ellerindeki kaynağı yurtdışına çıkardıkları, yabancı bankalarda mevduat yaptıkları, bunu teminat göstererek şirketlerine yurtdışı kredi aldıkları biliniyor.

        * Türk özel sektörünün dış borcu da buna paralel son yıllarda hızla arttı. 2002’de 43 milyar dolar olan özel sektör dış borcu 2014 ortasında 278 milyar dolara yükseldi. Bu borcun üçte birinin kaynağının yurtdışındaki Türklere ait paralar olduğu tahmin ediliyor. Bu da 90 milyar dolar eder. Kendinden kendine yurtdışını dolaşıp gelen borç. Türkiye’nin ve özel sektörün borcunu da şişkin gösteriyor.

        * Peki Türklerin yurtdışında ne kadar parası var? Bu konuda geçmişte yetkili bürokrat ve bakanların yaptıkları açıklamalar 100 milyar dolar civarında yoğunlaşıyordu. Aradan yıllar geçtiği için rakam şimdi elbette daha yüksektir. Son olarak uluslararası servet hareketlerini izleyen Wealth Insinght’in verisini Wall Street Türkiye yayımladı. Türklerin yurtdışında 2002 sonu itibarıyla tuttukları para 138 milyar dolar.

        * Bu mevduatı güvence göstererek 90 milyar doların üzerinde krediyi herhalde herkes alır.

        Zulada çözülme neye bağlı?

        Halka açılma, özsermaye kullanımı ve temettü dağıtımı için verilecek teşviklerin karşılığı yurtdışındaki bu zulalar olacak. Vergi indiriminden doğacak kaybın bu yolla karşılanabileceği hesap ediliyor. Bu sayede hem yurtdışı borçlar fiktif bir şekilde artmamış olacak hem şirketler aşırı borçlu görülmeyecek, hem de özkaynakla çalışmanın getireceği kârlılık artışından yararlanılacak.

        * SPK Başkanı Vahdettin Ertaş bu kurgu için “Alın size varlık barışının bir başka versiyonu” diyor. Yurtdışı kaynaklar çekilirse bir taşla birkaç kuş birden vurulacak.Ama çekilirse?

        * Bu konuda ne kadar vergi teşviki sağlanacağı önemli olacak.

        * Daha önemlisi ise Türkiye’de mülkiyet ve hürriyet haklarının nereye doğru gideceği. Kısıtlamaya, el koymaya doğru mu gidiyor, yoksa daha serbestleştirilip sağlamlaştırılıyor mu? Dışarıdan servetini getirecekler buna bakarlar. Zaten yurtdışına çıkışın önemli sebebi de mülkiyet ve hürriyet meselesinde yaşananlar ve duyulan güvensizlikler. Bu açıdan mala ve mülke kamu tarafından el konulmasının şu veya bu gerekçeyle kolaylaştırılması mülkiyet haklarında geriye gidiş olarak algılanabilir.

        * Mülkiyet haklarının biraz daha kısıtlayacak yasa tasarısı Meclis’e sunulurken hükümetin ekonomi tarafı da yatırım ortamının iyileştirilmesi ve üretimde yeni bir hamle yapılması için 25 ana başlıkta, 1.200 konuda reform ve değişikliğe gitmeyi takvimlendiriyor. Sonuçta ortam mülkiyet ve hürriyet bakımından daha uygun bulunursa, getirilecek özsermaye teşviklerine bağlı olmak kaydıyla yurtdışı zulalarda belli bir çözülme olabilir. Ancak bunun gerçekleşmesinin yıllarla ifade edilebilecek bir vadeyi alacağı da kesin.

        SONUÇ: “Şartlar değişince insanlar da değişir.” Ahmet Hamdi Tanpınar

        Diğer Yazılar