Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel krizin ilacı olarak kullanılan olağanüstü bol ve ucuz para politikasını normalleştirmede ilk adımı 2013 yılında atan ABD Merkez bankası ‘FED, 16 Aralık 2015’te ikinci aşamaya geçti. Politika faizini çeyrek puan artırarak ve artırıma kademeli devam edeceğini açıklayarak 7 yıllık sıfır faiz dönemini sonlandırdı. Her yıl 1’er puan olmak üzere 3 yılda faizi yüzde 3.3’e çıkarmayı hedefleyen bu sürecin hızı ekonomik verilere, uluslararası gelişmelere ve enflasyona bağlı. Yüzde 3.5, daha önceki faiz artırımlarında ulaşılan yüzde 5.25 puana göre 1.75 puan daha düşük ve faiz artırımı daha uzun zamana yayılı. Bu yönleriyle son faiz artırımı en piyasa dostu artırımlardan biri olmaya aday.

        - Para politikasının normalleşmesinde üçüncü ve son adım 850 milyar dolardan 4.5 trilyon dolara çıkan FED’in bilanço büyüklüğünü küçültmekle atılacak. Kısa vadede bilanço küçültme yok. FED’in elinde vadesi dolan tahviller yenileriyle değiştirilecek. Hangi bilanço büyüklüğünün uzun vadede FED’in amaçlarına daha uygun olduğunun ise çalışması yapılıyor. Üçüncü adımın ne zaman atılacağı da bu çalışmanın tamamlanması halinde netleşmiş olacak.

        - Üçüncü evrenin ikinci evre ile birleşerek devreye girmesi durumunda normalleşme süreci kendini iyice hissettirecek. Bunu derken de, büyük çaplı türbülansları kastetmiyoruz. Ne de olsa krize girmiyoruz, krizden çıkıyoruz. Ama yine de kemerleri bağlamak durumunda kalabileceğiz.

        - FED’in etkisinde geçen son 2.5 yılda Türkiye piyasalarının kaybettiği irtifayı ve yaşadığı negatif etkiyi, bundan sonraki 2.5 yılda tekrarlamayacağını, daha iyi durumda kalacağını dün belirtmiştim. Sonuçta faiz artış hızı, ABD ekonomisinin ve küresel ekonomideki gelişmelerin pozitif olmasına bağlı. Pozitif eğilim yoksa faiz artırımı da yavaşlayacak veya olmayacak.

        - Baz senaryo geçerli olacaksa faizler artacak, dolar likiditesi artmayacak, hatta küçük çaplı azalmalar dahi olabilecek. Ama bu durum diğer ülkeler için de aynı. Faizler sadece bizim için artmayacak. Dünya ile entegrasyonun yüksekliğinden ve sermaye hareketlerinin serbestliğinden dolayı gelişmekte olan ülkeler nereye giderse biz de oraya hareket edeceğiz. Şayet kendimizi pozitif veya negatif yönde farklılaştıracak icraatlar veya hatalar yaparsak, o başka.

        - Paranın maliyetinin yükselmesi bütün dünya için geçerli. Küresel sermaye hareketleri ivme kaybedebilecek. Dışarıdan borçlanma imkânları sınırlanacak ve maliyeti yükselecek. Yorgan giderek kasılacağı için ayaklarımızı da ona göre uzatmaya başlayacağız. Özel sektör geçmiş 10 yıldaki gibi, çok hızlı bir dış borç artışına gidemeyecek. Kendi içimize döneceğiz ve daha çok kendi yağımızla kavrulacağız. Özsermaye daha değerli olacak. Sermaye piyasalarına yöneleceğiz, halka arzlar yeniden gündeme gelecek.

        - Finansmanı zorlaşacağından dolayı daha düşük bir cari açıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu açık düzeyi, büyüme oranının altında kalacak bir cari açık/ milli gelir oranı olacak. Ancak o zaman sürdürülebilir bir açık oranına ulaşmış olacağız.

        - Bu açıdan yeni dönemin ekonomi politikalarının temelinde mutlaka ihracatı artırmak, rekabet gücünü yükseltmek ve döviz kazanıcı sektörleri harekete geçirmek olmalı. İhracatı artırabildiğimiz oranda ithalat yapıp büyüyebileceğiz. Yüksek cari açıkları verdiğimiz dönem geride kalıyor.

        DOLAR 2.91’E İNDİ

        FED’in faiz artışının önemli bir belirsizliği ortadan kaldırması dünya piyasalarını da rahatlattı. Avrupa borsalarında sert yükselişler yaşanırken, Borsa İstanbul günü yüzde 1.21 primle 73 bin 711 puanda tamamladı. Önceki gün 2.96 TL olan dolar ise FED kararı sonrası 2.9180 TL’ye kadar geriledi. Yeniden yüzde 11’in altına inen iki yıllık faiz ise yüzde 10.97’ye düştü..

        SONUÇ: “Balık, gölüne göre büyür.” Türk atasözü

        FED’in faiz kararına en çok AB sevindi

        ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz kararının ardından dünya piyasaları oldukça sakin bir gün geçirdi. Artışların yüzde 3’lere yaklaştığı Avrupa borsaları dolar karşısında gerileyen Euro’nun desteğini aldı. Euro’nun önümüzdeki dönemde de dolar karşısında düşüş trendinde kalacak olması özellikle AB’nin ihracatı bakımından çok iyi bir haber olarak algılanıyor. Emtia tarafında ise petrol dün de düşüşünü sürdürdü. Yüzde 1 oranında gerileyen brent petrol 37 dolardan işlem gördü. Altın ise faiz kararı sonrası yaşadığı yüzde 1.5’lik yükselişin ardından % 2.2’lik düşüş yaşadı.

        ‘ŞİMDİLİK PİYASALARI RAHATLATTI’

        Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, FED kararının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “FED beklentiler doğrultusunda faiz artırarak şimdilik piyasaları rahatlattı gibi” ifadesini kullandı.

        ‘İNDİRİM İÇİN FIRSAT KOLLAMALI’

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ekonomi başdanışmanı Yiğit Bulut, FED’in faiz artışı kararının beklenen bir gelişme olduğunu, piyasalarda olumlu bir adım olarak algılanacağını belirterek, Türkiye’de faiz indirimi için fırsat kollamakta yarar gördüğünü söyledi.

        DÜNYA NASIL YORUMLADI?

        OLUMLU

        IMF: ABD TOPARLANIYOR

        IMF, “FOMC’nin kararı ABD ekonomisinde güçlenmenin bir yansıması” ifadesini kullandı. IMF, FOMC’nin sıkılaştırmanın devam edeceğine işaret ettiğini de söyledi.

        MOBIUS: GÜZEL BİR FIRSAT

        Franklin Templeton Başkanı Mark Mobius, “Gelişen piyasalarda birçok para birimi çakılmış durumda. Bu para birimlerinde toparlanmaya yönelik çok güzel fırsatlar var” dedi.

        HİNDİSTAN: İYİ HABER

        Hindistan Ekonomik İşler Bakanı Shaktikanta Das, FED’in faiz artırmakla birlikte bol para politikasını devam ettirmesinin gelişmekte olan piyasalar için iyi haber olduğunu ifade etti.

        OLUMSUZ

        SANDERS: AİLELER YANDI

        ABD’li Demokrat Parti başkan adaylarından Bernie Sanders, “Düşük maaşlarla çok daha uzun süre çalışmak zorunda kalan aileleri çok daha zor günler bekliyor” ifadesini kullandı.

        SUMMERS: YA TERS TEPERSE?

        Eski ABD Hazine Bakanı Larry Summers, “FED faiz artırmasaydı bunu zor da olsa açıklayabilirdi. Ama faiz artışının olası ters etkilerini toparlamak öyle kolay olmaz” dedi.

        GOLDMAN: BÜYÜME DÜŞER

        Goldman Sachs Asya Pasifik Bölgesi Ekonomisti Andrew Tilton, “Kur tarafında yaşanacak dalgalanma borçluluk seviyesini artırıp büyüme oranlarını düşürebilir” diye konuştu.

        Piyasalar sadeleşme bekliyor

        FED’in önceki akşam yaklaşık 10 yıldır ilk faiz artışına gitmesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan (TCMB) da ilk hamle geldi. Merkez dün ilk adım olarak dolar cinsi tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uyguladığı faiz oranını yüzde 0.24’ten yüzde 0.49’a ve teminat döviz depo işlemlerinde 1 ay vadeli teminat döviz depo faiz oranını dolar için yüzde 0.35’ten 0.65’e yükseltti. Bankacılar, TCMB’nin, sadeleşme politikasını FED faiz artırımı sonrası yürüteceğinin sözünü piyasalara verdiği için, bu doğrultuda adımlar atmasını bekliyor. TCMB’nin politika faizi ile piyasaya uygulanan faiz arasında uzun süredir belirgin bir fark var. TCMB’nin politika faizi yüzde 7.5 iken, piyasaya sağladığı fonlamanın ortalama maliyeti ise yüzde 8.80 civarında. Bankacılar, TCMB’nin söylemleri ve piyasa beklentisinin bankanın politika faizini ortalama fonlama maliyetine yaklaştırarak daha sade bir politikaya geçmesi yönünde olduğunu belirtiyor. Bankacılar, sadeleştirme adımında Merkez’in öncelikle yüzde 7.25 olan faiz koridorunun alt bandını bir miktar yukarı, ve yüzde 10.75 olan üst bandı da aşağı çekebileceğini belirtiyor.

        1 Nisan’da süresi doluyor

        Bazı bankacılar, Başkan Başçı’nın görev süresinin 1 Nisan’da sona ereceğini belirterek, bu nedenle önemli değişiklik beklemiyor.

        Diğer Yazılar