Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başbakan Ahmet Davutoğlu, ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek olmak üzere ekonomiyle ilgili diğer bakanlarla Londra’ya çıkarma yaparak uluslararası yatırımcıların veya para-fon sahipleri ile yöneticilerin sorularını yanıtladı. Avrupa kıtasının en büyük finans merkezi olan Londra, Türkiye’nin de en çok dış kaynak sağlayıcısı. Londra’dan sonra Davos’un yıllık toplantısına katılacak olan Başbakan ve beraberindekiler daha sonra Almanya’da temaslarda bulunacaklar. Almanya da en çok ihracat yaptığımız ve Türkiye’ye en çok turist yollayan ülke.

        - Yeni hükümet kurulduktan, ekonomi programı, bütçesi ve yapacağı reformları belirledikten sonra, ilk toplu ekonomik çıkarması bu. Pozitif etkisi mutlaka olacak ama kalıcı bir etki için bahsedilen reformların yapılıp yapılmadığı, ne kadarının yapıldığı da belirleyici olacak.

        - Başbakan Ahmet Davutoğlu bu reformların “sektörel dönüşüm, yapısal makro reformlar ve AB üyelik süreci ile AB reform gündemi” olarak üç ayaklı olacağını belirterek “Tarihin bu noktasında hiçbir ekonomi global ekonomik trendlerden ayrışamaz. Türk ekonomisi de dünyadan izole değil, dalgalanma tüm kurları etkiledi. TL’deki zayıflama daha çok küresel türbülansla ilgili. Reformların uygulanmasıyla kur yeniden dengelenecektir” dedi.

        - Türk Lirası’nın istikrarı Türkiye’ye kısa veya orta vadeli, doğrudan veya finansal yatırım yapacak olan yabancıların baktığı en önemli veri. Kazançlarının veya kayıplarının en büyük kısmı döviz kurlarının hareketinden geliyor. Bu açıdan Başbakan’ın kurların dengelenmesine vurgusu da bundan.

        - Türk Lirası’nın sepet kur bazında yüzde 15.2 değer kaybettiği 2015 yılında net bazda 10 milyar dolarlık sıcak para çıkışı yaşanmıştı. TL’nin değer kaybı hem yabancıların bu çıkışı ile gerçekleşirken aynı zamanda sıcak paranın kazancını aynı oranda azalttı. Bir anlamda sıcak para ülkeyi terk ederken kura olduğu gibi, kendi kazancına da zarar verdi. Yine ülkeye girme aşamasında hem TL’yi değerlendiriyor hem de kendi kazancını bu yolla artırıyor. Dolayısıyla sermaye hareketlerinin belli bir dönemde yoğunlaşması bir yerde kendi kendini besleyen ve güç katan gelişmeye dönüşüyor.

        - Başbakan Davutoğlu da, gelişmekte olan ülkelerden kaçışın moda olduğu bu dönemde uluslararası sermayeye yeniden Türkiye’ye dönün çağrısı yaparken anahtar olarak kurun veya TL’nin seyrini göstererek “4 yıllık icraat süremiz var. Hazırlıklarımızı yaptık. Reformlara başlıyoruz. Bu reformlar TL’nin değer kaybını dengeleyecek. Kurdan dolayı kaybetmeyeceksiniz. Türkiye’ye gelin” demek istiyor.

        Bu çağrının ne ölçüde yanıt bulacağı her şeyden önce reformların yapılmasına bağlı olacak. Bunun yanında biraz da jeopolitik risklerin kontrol altına girmesine ve küresel risk iştahının düzelmesine duyarlı olacak.

        DIŞARIDAKİ TÜM ÇAPA 185 MİLYAR DOLAR İÇİN

        Yurtiçinde terör olayları devam ediyor. Bölgede jeopolitik riskler sürüyor. Anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi tartışmaları gündemi meşgul ediyor. Demokrasi, hukuk devleti, insan hakları gibi zor soruları da yanıtlamayı göze alarak çıkılan bu tanıtım turunun amacı Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacını karşılamaya yönelik. Son yıllarda Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir yıllık dış kaynak tutarı 200 milyar dolardı. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşten dolayı cari açıkta belirgin bir azalma meydana geldi. Açık önceki yılki 46.5 milyar dolardan geçen yıl 31.7 milyar dolara inecek. 15 milyar dolarlık iyileşme, dış finansman ihtiyacında da aynı miktarda düşüş demek. Bu düşüşe rağmen yıllık 185 milyar dolarlık bir kaynak ihtiyacı var. Bu da ekonomik büyüklüğe göre yüksek bir rakam.

        Geçen yılın üçüncü çeyrek verilerine göre kısa vadeli yani bir yıl içinde ödenmesi gereken dış borç tutarı 120.8 milyar dolara çıktı. Son yıllardaki artan dış borca paralel bu rakam 110 milyar dolardan 120.8 milyar dolara yükseldi. Uzun vadeli dış borçtan da 35 milyar dolar kadar vadesi dolacak borç ödemesi yapılacak. Üzerine bu yıl beklenen 28.6 milyar dolar cari açığın finansmanı eklendiğinde 185 milyar dolara varılıyor. İyileşme 15 milyar dolar ama GSYH da sadece 14 milyar dolar artıyor ve 736 milyar dolar tahmin ediliyor. Bir yıllık dış kaynak ihtiyacı yine milli gelirin yüzde 25’ine denk geliyor. GSYH’nin dörtte biri dış kaynağı her yıl bulmak durumundayız. Bütün çapa bunun için ve önemli olan da maliyetinin ne olacağı.

        SONUÇ: “Yapılan işi sonuçları gösterir.” La Fontaine

        Diğer Yazılar