Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dolar hızla değer kaybetti, karşısındaki diğer paralar ve Euro değer kazandı. Beklenmeyendi ama oldu.

        -Çünkü her ay 60 milyar euro piyasaya süren Avrupa Merkez Bankası ECB idi. 21 Ocak’ta “Elimizde birçok araç var, bunları uygulamaya alma konusunda sınırımız yok” diyen de ECB’nin Başkanı Mario Draghi’ydi. 10 Mart’taki faiz kararı toplantısında para politikası duruşunu gözden geçirmeye ve daha fazla büyütmeye hazırlanan ECB olunca, değeri düşmesi gereken para da Euro olmalıydı. Ama tersi oluyor. Euro geçen hafta dolara karşı yüzde 3.7 yükseldi ve parite 1.1243’e kadar çıktı.

        -Euro’yu yükselten nedenler Avrupa değil ABD kaynaklıydı. Çünkü, diğer paralar ve Euro’nun değer kazanımı doların düşmesinin sonucuydu. Kendinden sonra gelen altı büyük paraya karşı doların değerini ölçen Dolar Endeksi’ne göre, ABD para birimi geçen hafta yüzde 3.5 geriledi.

        -Mayıs 2014’ten beri dolar yukarı, Euro aşağı yollanıyor. 9 ayı bulan dönemde dolar yüzde 27 değerlenince duruma FED el koydu ve 2015 Haziran’ında beklenen faiz artışını öteledi. Bunun üzerine Dolar Endeksi Mart 2015’te 100.390’dan inişe geçti, parite de 1.0456’dan yukarı döndü.

        -Dolar daha çok gelişmiş para birimlerine karşı değer kaybetti. 10 yıllık aradan sonra faiz artırımı Aralık 2015’te yapıldı. Bu artırımla normalde doların yükselmesi beklenirdi. Ancak ocak sonundan itibaren dolar keskin bir düşüşe geçti. Dolar geçen hafta yüzde 3.5 gerilerken Euro ise yüzde 3.7 arttı.

        -Doların düşüşünde bölgesel FED başkanlarının mart ayındaki faiz kararına yönelik açıklamaları ve sözlü yönlendirmeler etkili oldu. FED Başkan Yardımcısı Fischer de konuştu ve bir önceki FED Başkanı Bernanke de. Bernanke “Dolarda potansiyel değer kazanımının çoğu gerçekleşmiş olabilir. Daha fazlasını görmeyebiliriz” dedi.

        -Sözlü yönlendirmeler amacına ulaşınca faiz artırma sürecine girmesine rağmen dolar değer yitirmeye, Euro ve Japon Yeni başta olmak üzere diğer paralar da düşmeye başladı. FED bu atağı ile ECB’nin mart ayı hamlesini göğüslerken, kur savaşlarının iyi bir örneğini verdi.

        -Şimdi Avrupa tarafının ne hamle yapacağını bekleyeceğiz. Japonya’nın ise son olarak faizleri negatif düzeye indirerek yaptığı hamle ABD’nin atağı ile boşa çıktı. Sözlü yönlendirmeler konusunda etkili adım atamayan Japon Merkez Bankası’nın yeni bir şey yapıp yapamayacağını göreceğiz.

        -Peki bu kur savaşlarının şiddetlenmesinin nedeni ne?

        Birinci neden, parasının değerini düşürebilen ekonomi enflasyonu da yaratabilecek. Malum Avrupa da, Amerika da, Japonya da enflasyonu yüzde 2 düzeyine yükseltmek istiyorlar. Deflasyondan çekiniyorlar. Enflasyonu artırmanın en etkili yolu da paranın değerini düşürmekten geçiyor.

        -İkinci neden de, ihracatı ve rekabet gücünü korumak. Düşen paranın değeri buna da katkıda bulunuyor.

        -Çifte avantajı nedeniyle gelişmiş ülkeler paralarının değerinin düşük olmasını tercih ediyor. Bunun sonuçlarına katlanmanın, somut adım atmaktan daha kolay olacağını hesaplıyorlar. Anlamsız gibi gözüken oynak piyasa hareketlerinin arkasında reel ekonominin matematiği yatıyor.

        Muhammed El Erian’ın belirttiği gibi, “Bu ortamın vaadettiği tek gerçeklik çok daha fazla oynaklık ve beklenmedik dengesizliklerdir.”

        Diğer Yazılar