Artık cari açık değil, sermaye sorun
2015 yılı cari açığı 32.2 milyar dolarla bağlandı. 43.5 milyar dolarlık önceki yılki açığa göre yüzde 26 daralma var. Ekonominin bir numaralı sorunu, en çok göze batanı artık geri sıralara itildi. Cari açığımızdan dolayı notumuzun düşürülme ihtimali yok gibi. Buraya kadar madalyonun iyi yüzünü görüyoruz.
- Kötü yüzünde ise bu sonuca düşen petrol ve emtia fiyatlarından dolayı ulaştığımızı görüyoruz. Bir yerde bozuk olan yapıyı henüz düzeltmedik. Emtia fiyatları, petrol fiyatları yeniden yükselirse pekâlâ açık da artacak. Ancak bu yıl için böyle bir beklentimiz yok. Dolayısıyla cari açık fiyatlara bağlı olarak düşmeye devam edebilir ve bir sorun olarak gündeme gelmez.
- Dün açıklanan cari denge ve ödemeler dengesinin bize gösterdiği bir başka resim ise dışarıdan sermaye girişlerinin giderek azaldığıdır. Hatta bu azalma cari açıktan da hızlıdır. Dışarıdan cari açık kadar da finansman sağlayamamışız. Çünkü açık 32.2 milyar, sermaye girişi 25.7 milyar dolardır. Açığın ancak yüzde 80’i dışarıdan gelen sermaye ile finanse edildi. Geri kalanı Merkez Bankası döviz rezervlerinden karşılandı.
- Bu karşılanma da şimdiye kadarki en yüksek düzeyine, rekora vardı. Çünkü 2015’te 11.8 milyar dolar rezerv azalması ile karşılaştık. Bunun sonucunda Merkez Bankası brüt rezervi 92 milyar dolara kadar indi.
- Kaldı ki rezervlerden yeme durumu ikinci yıl üst üste ilk kez oluyor. 2014’te de 43.5 milyarın 41.8 milyarını dışarıdan gelen sermaye ile finanse ettik, geriye kalan yüzde 4’ünü rezervlerden karşıladık. İki yıl üst üste rezervlerden cari açık finansmanı Türkiye’de ilk kez oluyor.
- Bu iki yıl aynı zamanda dünyada gelişmekte olan ülkelerden net bazda sermaye çıkışı yaşandı. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün verilerine göre 2014’te gelişen ülkelerden nette 111 milyar dolar, 2015’te de 735 milyar dolarlık rekor düzeyde sermaye çıkışı gerçekleşti.
- 2016’da ise beklenen 448 milyar dolarlık çıkış. Küresel çapta üç yıl üst üste gelişen ülkelerden sermaye çıkışı da ilk kez yaşanıyor. Bunun yanında Türkiye’nin kendine özgü jeopolitik riskleri var. Türkiye de üçüncü yıldır rezervlerden yemeye devam edecek gibi. Bu da ilk kez oluyor. Açık azalıyor, gelen para daha hızlı azalıyor. Sorun artık cari açığın yüksekliği değil, gelen sermayenin azlığıdır.