Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir yandan Rusya’nın ambargosu, diğer yandan yurtiçi terör ve Suriye etkisi ekonomiyi çok yönlü sıkıştırıyor. Etki ihracatı, turizmi, müteahhitlik hizmetlerini, yurtdışında doğrudan yatırımları azaltıyor. Yurtiçi terör ve güvenlik endişesi de iç turizmi, tüketimi, ticareti, ekonomik faaliyetleri kısıtlar boyutlarda. Güneydoğu ve Doğu’nun birçok illerine turistik seyahatler ve iş seyahatleri çok azaldı. Hatta Ankara saldırısından sonra bu etki büyük şehirlerde de kendini gösteriyor.

        - Doğu ve Güneydoğu illerinde çeklerin ödenmemesi Türkiye ortalamasının üzerinde. Ancak etki birkaç koldan geldiği için olumsuzluk sadece bu bölge ile sınırlı değil. Rusya’nın etkisi en çok Antalya’ya. Sanki uçak Suriye’ye değil Antalya’nın üstüne düştü. Antalya hem ihracattan oldu, hem turizm gelirlerinden.

        - Marmaris, Bodrum, Fethiye yerli turistten daha çok yabancı turist çeken bölgeler. Muğla da negatif etkileneceklerin başında geliyor. Çünkü olay sadece Rusya ile sınırlı değil. Aynı zamanda Batılı ve Asya turistlerinin de terör ve iç güvenlik endişeleriyle Türkiye’ye gelmek istememelerinden kaynaklanıyor. Nitekim geçen yıl Avrupa’dan gelen turistlerde azalma meydana geldi ve rezervasyonlar maalesef bu yıl daha kötü gidiyor.

        - İstanbul-Sultanahmet ve Ankara-Kızılay bombaları bu yılki rezervasyonların düşük kalmasında etkili oldu. Özellikle de kongre turizmi ve İstanbul rezervasyonları büyük darbe yedi. Uluslararası toplantılar artık yok. Son Ankara terörü ise yurtiçi büyük şehirlerde merkezlerin ve kalabalık ortamların seyrekleşmesine, vatandaşların sokağa çıkmaya korkmasına yol açtı. Toplu ulaşım aracını kullanmaktan imtina edenlerin otomobil trafiğini yoğunlaştırdıkları da gözleniyor.

        - Bütün bu gelişmelerin etkisi daha az ekonomik aktivite, daha az tüketim, daha çok korku, daha az üretim, daha az taşıma olarak geri dönüyor. Potansiyel büyümemizi sınırlıyor. Ödeme zincirlerinde aksamalara yol açıyor.

        - Ödeme zincirlerinden biri ticaret kesiminin kendi arasındaki işlemlerde yaygın olarak kullandığı çekler. Yıllık hacim 2015 itibarıyla 673 milyar liraya ulaştı. Ama bunun 27 milyar lirası tahsil edilemedi. Yüzde 4.1’e ulaşan batık oranı 2009’dan bu yana en yüksek düzeye çıktı. Bu yılın ocak ayında düzelir gibi oldu ama şubat verileri bu düzelmeyi yeniden bozdu. Sonuçta yılın iki ayında bankalara 111.4 milyar liralık çek ibraz edildi, bunun 4.4 milyar lirası karşılıksız çıktı, karşılıksız çıkanların toplama oranı yüzde 4 olarak gerçekleşti.

        - Kredilerin toplamı ocak sonu itibariyle 1 trilyon 682 milyar liraya ulaştı. Toplam kredilerin yüzde 80’i ilk 10 ilde yoğunlaştı. Bunun bir tablosu yukarıda yer alıyor. Bu iller arasında hem terörden, hem turizmden, hem de ihracattan olumsuz etkilenecek iller bulunuyor. Dolayısıyla kredi batıkları için potansiyel bir tehlike mevcut.

        - Ayrıca terörden en çok etkilenen 10 ilin kullandığı kredilere de yer verdik. Doğu ve Güneydoğu illerinin kullandıkları kredi toplamı 26.5 milyar ve toplama oranı yüzde 1.6 düzeyinde. Bu kredilerin bir kısmı geri ödenmese bile sistem bunu absorbe edebilir.

        - Hem turizm, hem Rusya’ya ihracat, hem de terörden dolayı etkilenebilecek 10 ilin kredi toplamı ise 937 milyar lira. Toplam kredilerin de yüzde 57’si düzeyinde. Sistem için asıl tehlikeli kokteyl de bu son grupta toplanıyor.

        SONUÇ: “Atı nasıl süreceğinizi bilmek yeterli değildir, nasıl düşmek gerektiğini de bilmelisiniz.” Meksika atasözü

        Diğer Yazılar