Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maliye Bakanı Naci Ağbal tasarruf oranlarının düşük, cari açığın yüksek olduğunu belirterek “Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde pozitif iki üç kalemden biri mali disiplindir. İhtiyatlı duruşumuzdan vazgeçemeyiz. Ekonomi macera kaldırmaz” dedi.

        Naci Ağbal bu değerlendirmesini, Fikir Sofrası’nın nisan ayı toplantısında yaptı. Maliye bürokratları yanı sıra BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben ve TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül’ün de bulunduğu toplantıya bankacılar, sanayiciler ve işadamları katıldı. Gelen soru, istek ve yorumlar genelde mali disiplinin gevşetilmesi yönündeydi. Hatta Limak Grubu’ndan Ebru Özdemir “Maastricht kriterlerini bile aştık. Acaba çok mu disiplinli çalışıyoruz? Bütçeyi biraz aşamaz mıyız?” diye sordu. Bakan Naci Ağbal yukarıdaki değerlendirmesini işte bu gevşeme isteklerine karşı şöyle yaptı:

        “Evet Maastricht kriterlerine ulaştık, geçtik, rekorlar kırıyoruz. Bu bize, Türkiye’ye çok önemli bir destek veriyor. Mali disiplin en iyi sonuçları elde ettiğimiz alanlardan biridir. Ekonomik istikrarın en temel göstergelerinden biridir. Tasarruf oranlarımız çok düşük. En temel sorunlarımızdan biri tasarruf oranlarını yükseltmektir. Kamu olarak mali disiplinle tasarruf oranlarını yukarı çekiyoruz. Aynı zamanda enflasyonun düşürülmesine de katkı sağlıyoruz. Sıkı mali duruş, ihtiyatlı duruş çok önemli bir enstrümandır. Türkiye ile ilgili değerlendirmelerde pozitif iki üç kalemden biri mali disiplindir. Evet cari açık azalmasına azaldı, milli gelirin yüzde 7’sinden yüzde 4’ün altına doğru geliyor. Ancak hâlâ burada yapısal olarak sorunumuz var. Bu nedenle mali ihtiyatlı duruştan vazgeçmememiz lazım. Ekonomi macera kaldırmaz.”

        DİSİPLİN BOZACAK SORULAR:

        Maliye Bakanı Naci Ağbal’a vergi gelirlerini azaltacak sorular ardı ardına geldi.

        - Yeni bir vergi yapılandırması olacak mı?

        - Yüksek tutarlı harcamalar olan otomobil ve konutların taksitli alımlarında verginin de taksitlendirilmesi yoluna gidilmesi halinde yaratacağı kolaylık ve bu piyasaların canlandırılmasına yapacağı katkı hatırlatıldı. Bu iki kalemde vadeli alımlarda KDV’nin taksitle tahsil edilmesine gidilip gidilemeyeceği soruldu.

        - Kurumlar Vergisi’nin yılda dört taksit halinde peşin ödendiği, bunun yüksek enflasyon döneminden gelen bir uygulama olduğu hatırlatılarak en azından taksit sayısının azaltılması yoluna gidilip gidilmesi önerildi.

        - Ücretlilerin, üst vergi dilimine girecekleri için eylül ayında maaşları düşecek. Bu bir sendrom yaratıyor. Vergi dilimi yükseltilebilir mi?

        - Merkez Bankası’nın geçen yılki kârı yüksek. Hazine’ye 9 milyar liradan fazla kâr payı ödedi. Bu vergi gelirlerini milli gelirin yüzde 4.5’i kadar artırıcı etki yapıyor. Buna dayanarak ödeme zorluğu çeken özel sektöre vergisel kolaylıklar sağlayabilir misiniz?

        Tümü vergi gelirlerini azaltıcı yöndeki bu sorulara Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın verdiği yanıtları şöyle özetlemek mümkün:

        Vergi affı asla söz konusu olamaz. Ne böyle bir düşüncemiz var ne de planımız. Şu anda 2014 yılında yürürlüğe giren yeniden yapılandırma devam ediyor. Taksitleri ödeniyor, ödenmeye çalışılıyor. Bizim bunu iyi bir şekilde sonuçlandırmamız lazım. Af olarak ifade edilen bir düzenleme yok.

        - Bizim vergide yapmamız gereken iki şey var. Biri vergide öngörülebilirliği artırmak, vergide gri alanları ortadan kaldırmak, vergide gri alanlar üzerinden denetim yapmamaktır. İkinci yapmamız gereken de mükellef haklarını sağlamaktır. Mükellefler korkmadan, çekinmeden haklarını arayabilmelidir. Uzun yargılama süreçlerini kısaltmamız lazımdır.

        - Taksitlendirme hep yabancısı olduğum bir vergidir. Bu imkân getirilirse bütün piyasa taksite kayar. Konut ve otomobil satışlarını artırıcı etki yapar, bu doğru. Ancak unutmayalım ki, satılan otomobillerin yüzde 70’i ithaldir. Bunu teşvik etmiş oluruz. Konutta ise en büyük sorun kayıtdışılığın yüksek oluşudur.

        - Kurumlar Vergisi’ni de iki taksite düşüremeyiz. Bütçenin gelir gider dengesi dört taksit üzerine kuruludur. Bizim aslında taksit yerine verimlilik, kârlılık, yatırım ortamının iyileştirilmesi üzerine odaklanmamız gerekir. İleride sıkıntı meydana getirecek düzenlemelerden özenle kaçınmalıyız. Sistemi temelden bozacak istekleri karşılayamayız. Bu olmaz.

        - Eylül ayında asgari ücret alanların maaşlarının vergi diliminin yükselmesi nedeniyle düşmemesi için, farklı bir çözüm nasıl buluruz diye çalışıyoruz. Ama vergi dilimleriyle oynayamayız. hükümet programında ve seçim vaatlerinde olmamasına rağmen asgari ücret artışının 100 liralık kısmını devlet üstlendi. Sadece bunun 2016 bütçesine getireceği yük 9.6 milyar liradır. Ama uygulamada bir yıl yürütülecek.”

        ‘KDV’de indirim yapmamız söz konusu değil’

        Maliye Bakanı Naci Ağbal, meyve-sebze ve kırmızı etin perakende satışında yüzde 8 olan KDV’nin toptan satışta olduğu gibi yüzde 1’e inmesi yönündeki taleplere, “Vergi oranlarında herhangi bir indirim söz konusu değil” yanıtını verdi. Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun (TPF) düzenlediği Yerel Zincirler Buluşuyor konferansında konuşan Ağbal, kimsenin kendilerinden vergi indirimi beklememesi gerektiğini, bütçe disiplininin ekonomi politikasının en önemli unsurlarından olduğunu kaydetti. “Malın alış ve satıştaki KDV’si farklı olabiliyor. İdeal olan tabii vergi oranının eşitliği” diyen Ağbal, şunları söyledi: “Perakendeci olumsuz etkileniyor. Vergi inmez ama üzerinde çalışıp çözüm üretmek lazım. Maliyeti aşağı çekmek için neler yapabileceğimize bakacağız.”

        ‘ÖNEMLİ KARARLAR’

        Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) olarak hafta sonunda önemli kararlar vereceklerini de açıklayan Ağbal, “Kurulun gündeminde olan tüm maddeleri sivil toplum örgütleriyle tek tek değerlendireceğiz. Mesela damga vergisi düzenlemeleri var. Net kararlar vererek çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

        ‘Gross marketle eşit vergi olsun’

        Bakan Ağbal’ın kendilerinden vergi ve diğer konularla ilgili bir dosya talep ettiğini belirten TPF Başkanı Mustafa Altunbilek de “KDV oranının yüzde 1’e inmesini talep ediyoruz ancak bu devletin ciddi bir gelirden mahrum kalması demek. İndirim olmasa da haksız rekabetin önlenmesini istiyoruz. Çünkü toptan satış da yapan gross marketler bizim yüzde 8 KDV ile sattığımız ürünü yüzde 1 ile satıyor. Bu oranlar eşitlenmeli” dedi.

        Diğer Yazılar