Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünya Bankası her yıl ülkeler için “İş Yapma Kolaylığı” endeksi ve sıralamasını açıklar. 2016 ortasına göre hazırlanan son araştırma Türkiye’de iş yapmanın kolaylığı bakımından 6 ülkeye geçildiğini ve 63’üncülükten 69’unculuğa indiğini gösteriyor. Aslında iş yapma Türkiye’de daha da zorlaşmadı ama bizim dışımızdaki ülkelerde daha kolaylaştı. Sıralamaya tabi tutulan 190 ülkeden bazıları Türkiye’den daha hızlı ve daha fazla reform yaptı. Onlar ilerledi, biz yerimizde saydık ve 6 sıra daha geriye düştük.

        - Elbette hemen akla “yatırımcının önüne turkuvaz halı sereceğiz” söylemi gelebilir. Burada bir çelişki yok. Çünkü araştırma haziran sonu itibarıyla yapıldı. Bu sözler henüz mayıs sonunda sarf edildi. Nitekim Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt “İş Yapma Kolaylığı sıralamasının göreceli bir sıralama olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bu yıl Türkiye için çıkarabileceğimiz ana mesaj diğer ülkelerin daha agresif bir şekilde reform yaptığıdır” dedi.

        - Bu konuda belirtilmesi gereken ikinci nokta ise araştırmanın yabancı sermayeyi kapsamaması, böyle bir ayrıma gitmemesi. Yukarıdaki tablodan yer aldığı gibi, iş kurmaktan iflasa, vergiden dış ticarete kadar konuları kapsayan İş Yapma Kolaylığı’nda Türkiye’yi inşaat ruhsatı alınması, vergi ödemesi ve iflas durumunun çözümü aşağı çekiyor. Tam anlamıyla en duygusal konularda sıralamadaki yerimiz 102 ile 128 arasındadır.

        - İyi olduğumuz alanlar ise 22. sıra ile küçük hissedarların korunması ve 33. sıra ile sözleşmelerin uygulanmasıdır.

        - Ancak hiçbir konuda dünyanın 16. veya 17. büyük ekonomisine uygun sırada değiliz. Bu düzeyi bir türlü yakalayamıyoruz. Dolayısıyla buradan da iyi bir ev ödevi ya da turkuvaz halı çalışması çıkıyor ortaya.

        - Sonuçta ister yabancı isterse de yerli yatırımcılar olsun, yatırım ve iş ortamının iyi olduğu yerleri tercih ederler. Son yıllarda Türk girişimcilerin yurtdışı yatırımlarında artış da aynı şeyi, göreli olarak Türkiye’de iş yapmanın zorluğunu gösteriyor.

        - Kaldı ki, Dünya Bankası’nın araştırması güvenlik, makro ekonomik istikrar, yolsuzluk, işgücünün becerileri, kurumsal kalite gibi rekabet gücünü ve iş ortamının etkinliğini belirleyen diğer konuları kapsamıyor. Bu konuların bazılarında iyi olsak bile, bazılarında geri sıralarda yer alabiliriz.

        - Ortadoğu zor bir coğrafyadır. Burada yer almanın siyasi, askeri, toplumsal ve ekonomik riski yüksektir. İş yapmayı zorlaştıran da budur. Reformların ardı arkasının kesilmemesini, yatırım ve iş yapma ortamının iyileştirilmesini sürekli hale getirilmesini gerektiren de bu genel atmosferdir.

        ÜRETİCİNİN MORALİ KIRIK DA TÜKETİCİNİN DEĞİL Mİ?

        Ekim ayı Reel Kesim Güven Endeksi ile Tüketici Güven Endeksi arasında rakamsal bir çelişki doğdu. Tüketici Güveni 74 puanla eylül ayındaki durumunu korumuş ve yatay seyretmiş. Buna karşılık Reel Kesim Güven Endeksi 106.2’den yüzde 4.5 gerilemeyle 101.7’ye inmiş. Üreticilerin güvenini aşağı çeken konuların başında yüzde 7.1 düşüşle genel gidişat geliyor. Genel gidişat tüketicileri olduğu kadar üreticileri de etkiler. Her ikisi de aynı atmosferde yaşıyor. O zaman iki endeks arasındaki farklılık nereden kaynaklanıyor?

        Aslında farklılık görünüşte var. Tüketici endeksi tasarruf etmeyi pozitif bir gelişme olarak hesaba katıyor. Tasarruf artışı iyi bir şeydir, bu doğrudur. Ama insanlar geleceklerinden şupheye düşmeden, korkmadan, endişe etmeden de tasarruf etmez. Endişe etme ve korkmanın kendisi pozitif değildir. Ama tasarrufları artırması bir yan etkidir ve pozitiftir. Tüketici Güven Endeksine bu gözle bakar ve gerekli indirgemeyi yaparsak, ortada çelişki melişki kalmaz.

        SONUÇ: “Ölçü olmayan yerde kavga, gürültü ve haksızlık vardır.” Montaigne

        Diğer Yazılar