Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hem dövizini sat kampanyasının hem de yurtdışının etkisiyle kur artışının yaklaşık yarısı geri verildi. Bu durum yıl sonuna yaklaştığımız bugünlerde şirketleri ve bankaları önemli bir yükten kurtarıyor. Malum yıl sonunda bütçeler bağlanacak. Bunun için dolar kurunun seviyesi çok önemli. Şirketler önemli ölçüde döviz borçlusu. Kârı zararı buna göre ayarlanacak, belki kambiyo zararları yazılacak.

        - Muhtemelen öngörülmeyen kur artışları karşısında sanayi şirketleri ve döviz borcu yüksek olan özel sektör şirketleri ciddi zararlar yazacak. Zararlar büyüdükçe kârlar azalacak, buna bağlı olarak vergiler de düşecek.

        - Ama bundan da önemlisi şirketlerin bozulan bilançoları ekonomide de zincirleme bozucu etkilere yol açabilecek. Bu açıdan yıllık bilançoların çıkmasına haftalar kala döviz kurunun aşağı gelmesi çok kritik ve hayati öneme sahipti.

        - Eğer yıl sonuna kadar kurlarda yurtiçi yerleşiklerin de döviz satmasıyla yeni bir kalkışma olmazsa, özel sektör açısından 2016 yılı kâbus olmaktan çıkar. Çünkü bu yıl yurtiçi talep, yıl ortasındaki darbe girişimi ile vurgun yedi; yurtdışı talep de hâlâ daralmaya devam ediyor. Cirolardaki reel kaybın yanında bir de son iki ayda kurdan vurgun yenilirse şirketlerin çoğu için kâra bir tablo ortaya çıkabilir.

        Dolayısıyla dövizini satma kampanyasının kısa vadede en büyük katkısı şirketlere olacak.

        - Nakide sıkışan şirketlere başka bir önemli kolaylığı da dün Başbakan Binali Yıldırım Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda (EKK) alınan kararlarını açıklarken duyurdu. Bankaları riskli şirketlere kredi vermeye özendirmek için Hazine’nin garantörlüğü genişletiliyor. Hazine tutarı 250 milyar liraya kadar çıkacak özel sektör kredilerinin yüzde 7’sine kefil olacak. Böylece 17.5 milyar liralık bir kefalet üstlenmiş oluyor. Bankacılıktaki yüzde 3.5’lik batık oranı bu yeni kredilerde söz konusu olursa, buradan Hazine’ye yılda gelecek yük yılda 4-5 milyar lira hesaplandı. Bunun kaynağı da, bir yandan tasarruf artışı diğer yandan da 2017 bütçesindeki bazı harcama kalemlerinin kaydırılmalarından ve arızi gelirlerden oluşacak. Garantörlük için yeni borçlanmaya gidilmeyecek ve bütçe açığı büyütülmeyecek.

        - Dolayısıyla şirketler yıl sonu bilanço hazırlama dönemine girerken bir yandan kur artışından korunurken, diğer yandan yeni yılda krediye ulaşımları artırılıyor. Bankalar bu yönde teşvik ediliyor ve cesaretlendiriliyor. Şirketler için önemli iki kolaylık sağlanmış oluyor.

        Dövizler satıldı kur artışı tıraşlandı

        ABD seçimlerinin fiyatlanmasında 4. haftaya girilirken belli bir yorgunluk vardı. Nitekim bu hafta Trump’ın başkan seçilmesinin ve piyasalarda yarattığı şokun üzerinden bir ay geçti. İlk fiyatlamalara yönelik bazı düzeltmeler de yapılıyor.

        Bunların başında doların hızlı değerlenmesinin durması ve kısmen geri gelmesi geliyor.

        - Bunlara bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik hem sermaye akımlarında hem de fiyatlamalarda düzelmeler oldu. Para birimleri dolar karşısında yüzde 5.1 değer yitirmesinin ardından yüzde 2.1 yükseldi. JP Morgan Kur Endeksi 25 Kasım’a kadar gerilerken, bu tarihten sonra yükseliyor. Aynı artışlar Meksika Pesosu’nda da, Brezilya Reali’nde de Güney Afrika Randı’nda da görülüyor.

        - Türk Lirası’ında ise daha güçlü bir toparlanma var. 2 Aralık Cuma günü TL dolar karşısında en yüksek 3.5840’ı, Euro karşısında 3.8156’yı ve sepet kurda 3.6998’i gördü. Trump etkisiyle 7 Kasım’dan bu yana TL karşısında doların artışı yüzde 13.1, sepet kurun artışı da yüzde 11.0’ı buldu. Bu düzeyler kurun rekoru olarak kaldı.

        - Çünkü hem dışarıda toparlanma ve düzeltme yönünde bir hareketin hâkim olduğu, hem de yurtiçinde dövizi bozdurma kampanyasının başladığı ve etkili olduğu bir haftayı yaşadık. Büyük şirketler ve kamu kurumları döviz sattı. Dün dolar kuru gün içinde 3.3370’e kadar düştü. Böylece 5 işgünü içinde 25 kuruşluk bir değerlenme gerçekleştirdi. Sepet kur da 3.4691’e inerek TL karşısında yüzde 6.2 düştü.

        - Gelişmekte olan paralar dolara karşı yüzde 2.1 değerlenirken, TL’nin değer artışı yüzde 6.7’ye vardı. Bir açıdan TL gelişmekte olan ülkelerden bu sefer pozitif ayrıştı ve Trump sonrası kaybının yarısını geri aldı.

        - Her şey iyi giderken geçen hafta alınan EKK kararlarının açıklanması sırasında dolar yeniden 3.49’a sıçradıysa da burada fazla kalamadı ve satışlarla 3.45’e indi.

        Diğer Yazılar