Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün dövizin yükselişi veya TL’nin değer kaybı bakımından önemli bir gündü. Çünkü küresel piyasalardan etki sınırlı olmasına karşılık, dolar TL karşısında 10 kuruş kadar arttı, 3.64’ten 3.74 çıktı. Bir günlük artış yüzde 2.6’yı buldu. 23 Eylül’de not kaybından bu yana doların artışı yüzde 26’yı bulurken, TL’nin değer kaybı ise yüzde 20.6 düzeyinde. 3.5 ayda ciddi bir değer kaybı.

        - Dün yeni bir haber yoktu. Anayasa değişikliğinin Meclis’te görüşülmeye başlanması şüphelenilen durum. Çünkü Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak görüşmelerin 20 günde tamamlanması ve iki ay sonra da referanduma gidilmesi bekleniyor. Hafta sonu Anayasa değişikliğinin Meclis’ten geçmemesi veya referandumda reddedilmesi halinde erken genel seçimin gündeme geleceği yorumları yer aldı. Bir anlamda ekonomi ve piyasalar Anayasa değişikliğini içeren referandum ile erken seçim arasına sıkıştı.

        - Üstelik 27 Ocak’ta Türkiye’nin diğer yatırım yapılabilir notunu veren Fitch’in gözden geçirmesi var. Notun kaybedilmesi halinde bankalar ekstra sermaye yeterliliğine ihtiyaç duyacaklar. Dün Moody’s’in batık kredi oranının bu yıl yüzde 4’e yükselebileceği tahminini yapması, bu durumu yeniden gündeme getirdi.

        Bir yanda kar hayatı, diğer yanda kur ise ekonomiyi vurdu.

        KÜÇÜK YATIRIMCIYA BARIŞ BORSAYA GÜVEN GETİRİR

        Kurda sert yükselişin yaşandığı bir günde bu konuda farklı bir imkândan söz etmek istiyorum. O da Borsa İstanbul içinde faaliyet gösteren VİOP’ta işlem yapmak. Çağrıyı yapan Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ. Cuma günü doların 3.60 civarında seyrettiği saatlerde bazı köşe yazarlarıyla bir araya gelen Himmet Karadağ “Yıl sonunda doların 4 liraya gideceğinden korkan varsa, gelsin VİOP’ta 3.93’ten dolar alsın” dedi. Himmet Karadağ böyle bir imkân olmasına karşılık bu piyasada işlem hacminin düşük olduğunu kaydetti. Buradan da alıcıların gelmesi ve işlem hacminin artması halinde, dolardaki opsiyon fiyatının daha yukarıda oluşma ihtimalinin bulunduğunu belirtelim.

        - Borsa başkanı olarak Himmet Karadağ’ı oldukça net buldum. Bunda SPK’daki geçmişinin ve piyasa deneyiminin payı olsa gerek. Örneğin küçük şirketlerin, birkaç milyon liralık piyasa değeriyle halka açılmasını uygun bulmuyor. BİST mevcut yapısıyla zaten önemli ölçüde bir KOBİ borsası. Şirketin küçüklüğünü, piyasa değerinin düşüklüğünü, işlem hacminin sığlığını ya da küçük işlemlerle büyük fiyat oynaklıklarını gündeme getirebiliyor.

        - KOBİ’ler ve küçük şirketler için en iyi fonlama kaynağı da risk sermayesi fonları, melek yatırımcılar olabileceğini kaydeden Himmet Karadağ “Burası bir hayır kurumu değil. Kapitalsiz sermaye piyasası olur mu? Sermayesi olanın faaliyet göstereceği bir yer. 3 milyona 5 milyona borsa şirketi olmaz. Bugün 5 milyona Bebek’te bakkal açamazsın” diye konuştu.

        - Büyük şirketlerin ve İSO 500 içinde yer alan sanayi şirketlerinin halka açılmasını istediklerini belirten Himmet Karadağ şirketlerden küçük ortaklarına kendilerini ayrıcalıklı hissedecekleri kendi ürünlerinden oluşan hediye paketi hazırlamalarını önerdiklerini, önümüzdeki dönemde bunun bazı örneklerinin görüleceğini söyledi. Büyük altyapı projelerinin finansmanı üzerinde de çalıştıklarını kaydeden Karadağ, Çanakkale Köprüsü ve Kanal İstanbul projelerinde gelir ortaklığı senetleri yoluyla katkı sağlayabileceklerini bildirdi.

        - Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ borsada yabancı yatırımcıların payını koruduklarını ama yerli yatırımcıların küstürüldüğünü, bu kesimle barışmak için bir çalışma başlattıklarını anlattı. Karadağ şunları söyledi: “Bankacılık krizinde offshore mevduatları bile ödedik. Vergide barışıyoruz. Varlık barışı yapıyoruz. Borsada şirketlerin küçük yatırımcılarının ne suçu var? Geçmişte küçük yatırımcıları küstürmüşüz. Dipteyiz, sıfırdan başlamak lazım. El sıkışmak için bir çalışma başlattık. Şu anda tüm stoku tarıyoruz. Sıkıntılı şirketler ile büyük yatırımcıları kenarda tutarak sermaye barışı için ne yapabileceğimizi çalışıyoruz. Sıkıntı, hukuki alanda. Bunun hukukunu nasıl kurarız diye bakıyoruz.”

        1994’te batan aracı kuruluşlar ve 2001 krizinde batan bazı şirketlerde mağdur olan küçük yatırımcılar için bugüne kadar çıkan iki kanunda başarılı olunamadı. Üçüncüde başarılır ve piyasanın kamu kuruluşları hisse senedi yatırımcıları ile helalleşirlerse sermaye piyasasına güvenin kilidini de açmış olurlar.

        SONUÇ:“Yaz geldi yalaz gibi, bizi buldu palaz gibi; kış geldi kılıç gibi, bizi buldu piliç gibi.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar