Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün yapılan Bankalar Birliği Genel Kurulu’na ilk kez bir başbakan katıldı. Aynı zamanda Başbakan Binali Yıldırım’ın belirttiği gibi son başbakan da. Çünkü, 24 Haziran sonrası Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçecek. Başbakanlık kaldırılacak, parlamenter sistem terk edilecek. Anayasa’da yapılan değişiklikler ile Türkiye’nin yönetim yapısı yeniden şekillenecek.

        - Toplantının geçmiş yıllardan farklı bir yanı, büyük hacimli kredilerin yeniden yapılandırılmasının konuşulmasıydı. TBB Başkanı Hüseyin Aydın bu konudaki merakları giderdi. Bugüne kadar yeniden yapılandırılan kredi tutarının 78 milyar lira olduğunu, bunun da toplam kredilere oranının yüzde 3.8’e geldiğini söyledi. “Yapılandırma ekonomik faaliyetlerin doğal bir parçası” diyen Hüseyin Aydın, hükümetten bunun bir hukuki çerçeveye oturtulmasını istedi. -Başbakan da bu isteğe karşılık kentsel dönüşümde yüzde 51’e ulaşılması halinde işin otomatikman yürüdüğüne işaret ederek “Sizde de galiba itiraz edenler var. İsterseniz size de böyle bir kanun çıkartalım” dedi. Böyle bir durumda alacaklı bankalar içinde çoğunluk evet dedikten sonra azınlıktakilerin itirazları kabul görmeyecek.

        - Hüseyin Aydın ayrıca geçmişten gelen tecrubeleriyle yeniden yapılandırılan kredilerin yüzde 80’inin ödendiğini, yüzde 20’nin sorunlu hale geldiğini ama bunun de bir miktarının daha sonra yeniden tahsil edilebildiğini belirtti.

        - Aydın’ın verdiği bilgiye göre 2002 ile 2017 arasındaki 15 yılda özkaynak kârlılığı bankacılıkta yüzde 15.8 olurken, ISO 500 Büyük Sanayi şirketinde ise yüzde 15.1 düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde devlet iç borçlanma senetlerinin ortalama kârlılığı yüzde 17.8, enflasyon da yüzde 10.5 oldu. Mart sonu itibarıyla bankaların özvarlıkları da 376 liraya ulaştı. Aynı tarihteki kur üzerinden 95 milyar dolarlık bir özkaynak demek.

        - Özkaynak iyi, buna göre elde edilen uzun dönemli kâr da, henüz risksiz kabul edilen Hazine tahvillerini yakalamasa da iyi sayılır. Büyük sanayi şirketleriyle başa baş giden bir kârlılık söz konusu. Zaten uzun vadede çok farklı olsa sanayiciliği bırakan bankacı olurdu, ya da bankacılar sanayici. İkisine de rağbet pek yok. Asıl rağbet inşaata ve gayrimenkule. Orada da kazançlar yüksekti ama son dönemde bozulma var.

        - Kârlılıkta uzun vadede başa baş gidiş olmasına rağmen borsada bankaların performansı çok düşük. Dün de ele aldık, bankaların piyasa değeri 45.5 milyar dolara indi. Halbuki bankaların özvarlığı 95 milyar dolar. Tam yarı fiyatına işlem görüyor diyeceğim, halka açık olmayan Ziraat Bankası işi bozuyor. Borsadaki bankalar hesaba katıldığında ise durum tam olarak yüzde 80’in altına düştü. Türkiye’nin en büyük şirketleri özvarlıklarının dahi yüzde 20 altında işlem görüyor.

        - Bunun bir nedeni ileriye doğru beklentiler olsa da, bir nedeni bankaların elde ettikleri kârları dağıtmalarının çok kısıtlı olmasıdır. Özdenetleyici kurum BDDK kârları sermayeye eklemelerini istiyor. Kâr dağıtımını çok sınırlıyor. Kâr bünyede kalıyor, bunun neresi kötü denilebilir. Ancak bu durum en az 10 yıldır devam ediyor. 10 yıl boyunca güçlendirilmiş özvarlığa karşılık elde edilebilen kâr ancak bu kadar.

        - Sanayi şirketleri kârını da dağıtıyor ve üzerine bankalardan aldığı kredilerle kâr performansını bankalar düzeyinde tutabiliyor. Bu nedenledir ki borsada Sanayi Endeksi, Banka Endeksi’ne fark atıp duruyor. 4-5 yıldan beri devam eden düşük fiyatlamanın gerisinde net bir ekonomik neden var.

        Diğer Yazılar