Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ARTAN KURLA BİRLİKTE 80 DOLARA ÇIKAN PETROL FİYATLARI EN ÇOK TÜRKİYE’Yİ ETKİLEDİ

        Finansal piyasalardaki bozulma geçen hafta ivmelenerek kusursuz bir fırtınaya dönüştü. Denilebilir ki Türkiye piyasaları küresel krizden bu yana en kötü haftasını yaşadı. Bozulmayı yaratan ana etken, petrol fiyatlarının 4 yılın en yüksek düzeyine çıkması, ABD’de enflasyonu destekleyeceği için faizleri son 7 yılın zirvesine sıçratması, buna göre doların değerlenmesi ve bizim gibi ülke paralarının değer kaybetmesine yol açmasıydı. Finansal varlıkların geçen hafta, son bir ay, yıl sonuna göre ve son bir yıl performansları bitişikteki tabloda yer alıyor. Performans kaybı veya bozulma hemen bütün varlık fiyatlarında yaşanıyor.

        - Türk Lirası hızlı değer kaybını sürdürüyor. Geçen haftaya denk düşen değer kaybı sepet kur bazında yüzde 3.2, dolara karşı da yüzde 4.0. Son bir ayda dolara karşı kayıp yüzde 10.7, sepet kura karşı yüzde 8.3’e vardı.

        - Doların dış piyasalarda yeniden atağa geçmesi gelişmiş paralara göre değerini geçen hafta yüzde 1.2, son bir ayda yüzde 4.5 artırdı. Euro/dolar paritesi de 1.17 seviyesine indi.

        - Dolar gelişen ülke paralarına göre daha fazla değer kazandı. JP Morgan Gelişen Ülke Kurları Endeksi dolar karşısında geçen hafta yüzde 2.1 değer yitirdi, son bir ayda da yüzde 6 düştü.

        Buradan hareketle denilebilir ki son bir hafta ve son bir aydaki TL’nin kaybının yaklaşık yarısı doların artışından kaynaklandı.

        - ABD faizlerinin ve dolarının arttığı, emtia fiyatlarının genelde yükseldiği, borsaların değer kaybettiği ortam altın fiyatlarına yaramadı. Haftalık bazda yüzde 2 değer kaybı yaşayan altın 1.300 doların altına gelerek haftayı 1.291 dolardan kapadı.

        - Hemen bütün varlık fiyatlarının küresel çapta değer kaybetmesi hisse senedi piyasasına yansıdı. Gelişmiş borsalar geçen hafta yüzde yarım, gelişmekte olan borsalar yüze 2.3 düştü. Türkiye Borsası MSCI Endeksi ile yani kur etkisinden arındırılmış haliyle yüzde 3.7 değer kaybetti.

        - Dolar zaten değerlenme eğilimindeydi. Brent petrol fiyatlarının geçen hafta 80.50 dolarla son 4 yılın zirvesine çıkması ABD’de enflasyonun yükselişini destekliyor. Bu da 10 yıllık faiz oranlarını yüzde 3’ün üzerine atarak yüzde 3.1280’e kadar çıkmasına yol açtı. Son 7 yılın en yükseğine çıkan faiz oranları aynı zamanda doları değerlendirdi.

        - Bağlı olarak Türkiye Hazine faizleri de tırmanışını sürdürerek son 7 yılın en yüksek düzeyine çıktı. 10 yıllık faizler yüzde 15’e, 2 yıllık faizler yüzde 17’ye dayandı.

        - Petrol fiyatlarının tırmanışıyla birlikte Türkiye’nin kredi iflas sigorta primleri de hızla yükseldi. 5 yıllık CDS’ler cuma günü 281.490 değerine çıkarak son bir haftada yüzde 20 arttı. CDS’lerin son bir aylık artışı yüzde 47, yıl sonuna göre artışı yüzde 69 düzeyinde.

        - Hatta petrol fiyatları rekora çıkarken doların da TL karşısında rekor kırmasının enflasyon üzerindeki azdırıcı etkisini dikkate alan hükümet önlem alma gereğini duydu ve akaryakıtta otomatik fiyatlandırmayı askıya alarak, fiyatlara üst sınır getirdi. Buna göre artan fiyat ve kur kadar tutar ÖTV’den indirilecek. Hafta sonu Habertürk’ten Olcay Aydilek tutulmuş zammın benzinde 32 kuruş, motorinde 27 kuruşu bulduğunu haberleştirdi.

        - Faiz indirimi bekleyen piyasalara, hükümet enflasyonu dizginleyecek başka bir önlemle yanıt verdi. Ancak yeterli olmadı ki, dolar kuru yeniden 4.50’yi gördü.

        - Piyasalarda müdahalenin hâlâ bekleniyor olması, bir yerde kur artışının tamamen raydan çıkmasını önlüyor. Küresel bazda pozitif yönlü bir etki olmazsa faiz baskısı devam edecek. Ama faiz artırımının etkili olabilmesi için hükümetin sadece para politikası ile yetinmeyip maliye politikasını da sıkılaştırması gerekecek.

        TÜRKİYE LEHİNE TEK PİYASA GELİŞMESİ LİBOR FAİZLERİNDEKİ ARTIŞIN DURMASI

        - Türkiye’nin diğer borsalardan asıl ayrışması son bir ayda ve yıl sonuna göre oldu. MSCI Türkiye son bir ayda yüzde 18, yıl sonuna göre yüzde 26 düştü. Aynı dönemler için gelişmekte olan borsalar yüzde 3.2 ve 1.9 düşüş kaydetti.

        - Özellikle petrol fiyatlarındaki tırmanma hem enflasyonist beklentileri artırıyor hem de cari açığı yükseltiyor. Çünkü Türkiye GSYH’nin yüzde 6’sı oranında en çok enerji ithal eden ekonomi durumunda. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık artış cari açığa 4.5 milyar dolar yük bindiriyor.

        - Bütün bu olaylar arasında Türkiye lehine tek gelişme ise özel sektörün yurtdışı borçlanmalarında faizine baz teşkil eden Libor oranlarının tırmanışına ara vermesi, hatta küçük çaplı bir gevşeme eğilimine dahi girmesiydi. Küresel kriz sonrasının en yüksek düzeyini 8 Mayıs’ta yüzde 2.53 ile gören 6 aylık dolar Libor faizi haftayı yüzde 2.50’den kapadı ve eylül ayından bu yana yaptığı sert yükselişe ara verdi. Her ne kadar bu konjonktürde borçlanma iştahı azalsa da, oranların gevşemesi mevcut borçlarının çevrilmesine kolaylık sağlayabilir.

        Diğer Yazılar