Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugünlerde sık sık soruyorlar, “Futbol Federasyonu kurullarını nasıl buldunuz” diye...

        Anlatayım.

        Yıllardan 2006... Aylardan Ocak... Günlerden 24.

        Göreve yeni gelen Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu... İlk toplantısını düzenler... Henüz 2. dakikada... Kimsenin pek tanımadığı bir üye, “Başkanınız olarak konuşuyorum” der. Diğer 8 üye birbirine bakar. Bu şaşkınlığı gören aynı kişi, Türk futbol tarihine geçen şu sözü söyler:

        - Ben buraya sata sata değil... Asa asa geldim...

        ***

        Kimdir bu üye? Tanju Güvendiren... Kimdir Tanju Güvendiren... Askeri Yargıtay Onursal üyesi ve Devlet Güvenlik Mahkemesi Hakimi...

        Tahkim Kurulu’na nasıl girdi peki! İddia şu... Haluk Ulusoy’un federasyon başkanlığı ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ndeki bir dosya hakkında çok özel bir çalışma yaptığı için... Ulusoy’un önündeki tahsil engelinin kaldırılmasını hızlandırdığı için...

        Sonuç olarak... Haluk Ulusoy, Federasyon Başkanı olduğuna göre... Tanju Güvendiren de Tahkim Kurulu Başkanı olacaktır elbet!

        Ama... “Ben buraya sata sata değil... Asa asa geldim” dediği an.. Diğer 8 üye gereğini yapar... Prof. Dr. Aziz Can Tuncay “Teessüf ederim” şeklinde tepki koyar. Türker Arslan “Saygılı olalım” der. Ümit Kocasakal da sert çıkar. Hiçbir üye kayıtsız kalmaz.

        Neticede... Tanju Güvendiren de “Bana söz verildi arkadaş” der.

        Oylamaya geçilir. 8-1 biter... Söylemeye gerek yok. Türker Arslan kazanır. Yine söylemeye gerek yok, Tanju Güvendiren’e sadece kendisi oy verir!

        Aynı Tanju Güvendiren... Çok demokrat olduğu için! Toplantıyı terk eder! Bu kadarla kalmaz. Sonraki toplantılara da katılmaz. Katılmadığı için... Üyeliğinin düşmesi gerekir... Buna da yanaşmaz! Haluk Ulusoy’un desteğini almış olmanın gücüyle... “Küstüm” der... Akabinde... Bu satırların yazarına “Ben zaten futboldan anlamam... Bu Tahkim Kurulu’na da... Başkanlık sözü verildiği için girdim” der!

        ***

        Gelelim günümüze... Yani... Yeni kurullara... Merkez Hakem Kurulu, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu başta olmak üzere 3 gün önce oluşturulan tüm kurullara...

        Direkt söyleyeyim... Ahbap çavuş işi olmuş.

        Kurulların çok önemli bölümü... Hatır, rica ve minnet üzerine kurulmuş... Çeşitli yerlerden alınmış olan kartvizitler... Bayağı etkili olmuş!

        Kimse kimseyi kandırmasın... Bu camiada herkes birbirini tanıyor.

        Tek tek sayabilirim ama... Mesela... Merkez Hakem Kurulu... Bu kurulda yer alan kaç üye... “Ben bu kurula torpilsiz girdim. Sonuna kadar hakettim” diyebilir! 9 kişilik kurulda var mı böyle 3-4 arkadaş... Göreyim. Bekliyorum. Çıksın öyle 3-4 değerli kişi, “İşte bunlar varmış” diye yazayım.

        Şunu da yazayım: Yıldırım Demirören’in “Görevine devam edecek” dediği Yusuf Namoğlu, geçen hafta sonunda “Bana müsaade” dedi. Namoğlu aslında... Kuruldaki 2-3 üyeyi değiştirerek yoluna devam edecekti ama... Malum yerlerden öyle ricalar ve baskılar geldi ki... Değiştirmeyi düşündüğü o 2-3 kişi için... Kendisine... Değişik kişilerden ve makamlardan... 40-45 isim sunuldu. Sonuçta... Kendisi bıraktı!

        Artık... Torpil peşinde koşanların ve torpilcilere kucak açanların sayısını siz hesaplayın...

        ***

        Futbolumuzda... Her daim... Belli kurullara belli beyefendiler yerleştiriliyor... Hak sağlamak için değil... Hak yemek için... Ya da... Birilerini mutlu edebilmek için...

        Ne çabuk unuttuk, çok büyük bir kulübümüzün son derece değerli bir yöneticisi tarafından dile getirilen “Tahkim Kurulu 6-1, Disiplin Kurulu da 4-3 bizde” şeklindeki sözleri...

        İnsan neye yanıyor biliyor musunuz? Hak, hukuk ve adalet esasına dayalı çalışması gereken bazı kurullar... Daha kuruluş aşamasında... Haksız ve adaletsiz bir zemine oturtuluyor.

        Son söz: Bu futbolcularla... Bu hakemlerle... Lig biter elbet ama... Bu kurullarla... Ve bu zihniyetle... Nereye gidilir!

        Diğer Yazılar