Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eğri oturalım, doğru konuşalım. Ülke hakemliği artık patinaj yapıyor. Yerinde sayıyor. Kan kaybediyor. Önlem alınmazsa eğer... Bitecek. Ölecek.

        Merkez Hakem Kurulu’nun başına kim gelirse gelsin... Değişen hiç bir şey olmuyor. Çünkü öyle bir düzen var ki... Aynı isimler etrafında çark dönüyor.

        Yanlış uygulanan politikalar sonucu ülke hakemliği artık duvara çarptı.

        Cüneyt Çakır’ın uluslararası alandaki üstün performansının arkasına sığınarak... Acı gerçekleri bir kenara itiyoruz.

        Uzağa gitmeye gerek yok. Son 10 yılda ülkemizde kaç hakem yetişti? Kaç hakem yetiştirildi? Kaç hakem kapasitesinin üzerine çıktı?

        Size bir şey söyleyeyim mi! Bu daha iyi günlerimiz. Hep cepten yediğimiz için... Tükendik artık.

        10-12 yıl önce de Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Bülent Yıldırım, Halis Özkahya ve Hüseyin Göçek gibi isimler Süper Lig’de düdük çalıyordu. Aradan bunca yıl geçti, yine bu isimler düdük çalıyor. Araya bir Mete Kalkavan ve Ali Palabıyık girdi... Başka? Yok. Zorlasanız belki 2-3 isim daha.

        Niye mi böyle oldu? Koltuğa oturan insanların tamamına yakını günü kurtarma sevdasına girdi. Gençler bir kenara itildi. Torpil mekanizması işledi. Ahbap çavuş ilişkilerine gidildi. Bölgecilik tavan yaptı. Dernekçilik yüzünden insanlar birbirine düştü. Ayrımcılık müthiş boyutlara ulaştı. Amca-yeğen ilişkileri yoğunluk kazandı. Sudan sebeplerden dolayı pek çok gencin başı yendi. Hakkı olmayan yetersiz isimlere ise sürekli prim tanındı.

        Ve de.... Camiada öyle bir bloklaşma oluştu ki... Kavgalar ve kuyu kazmalar sonucu... İnsanların çok önemli bölümü birbirleri ile kanlı bıçaklı hale geldi.

        Değerli isimler küstü, küstürüldü. Dışlandı.

        Ayrıca... Genç hakemmiş, hakmış, adaletmiş, eşitlikmiş, hepsi hikaye oldu. Göreve gelen her MHK... Süper Lig’de o hafta oynanacak 9 maçın üzerine yoğunlaştı.

        Oysa ki... Süper Lig’deki o 9 maç... Basit bir olay... Kimse kusura bakmasın ve darılmasın ama... Camianın kenarından geçen insanlar bile... Süper Lig’de o hafta oynanacak 9 maçın hakem atamalarını 3 aşağı 5 yukarı yapabilir. Ve hatta... Daha tarafsız ve düz bakılacağı için... Atamalar da daha sağlıklı olabilir.

        O bakımdan... Kimse kimseyi kandırmasın. Tamam, Süper Lig için birileri yine gerekli ciddiyeti göstersin... Ama asıl önemli olan... Gençlere... Yurdun dört bir yanına... İstikbal vaadeden isimlere... Eğilmektir.

        Siz yarınlarda çakı gibi 3-5 hakemi ülke futboluna kazandırıyor musunuz... Siz yarınlarda zıpkın gibi gençleri... Sindire sindire üst klasmanlara çıkartıyor musunuz! Siz hakkı olana o hakkı veriyor musunuz... Başarı budur.

        Haliyle... Gerçekleri görelim. Ülke hakemliğinin iyi bir noktada olmadığını bilelim.

        Zaten... Bu yanlış politikalar yüzünden değil mi, Süper Lig’de 1 düzine bile maç yönetmeyen bazı hakemlere FIFA kokartı takıldı.

        Şu da var. Halen Süper Lig kadrosunda bulunan 22 hakemden en az 7’si, 8’i... Şu aşamada... Yetersiz ve deneyimsiz olmalarına rağmen... Bir önceki MHK tarafından... Liste tamamlansın diye... Bu kadroya alındılar. Maalesef.

        Sadede geliyorum. Yusuf Namoğlu ve ekibinin yapacağı en büyük ve en değerli iş... Güzel bir plan çerçevesinde... Genç ve yetenekli hakemleri... Yürüyüşünden, düdük çalışından ve gözünden tanıyan... Bir ekip oluşturarak... İyi bir eğitimci kadrosu ile... Ülke hakemliğine kazandırmaktır. Ülke hakemliğinin yarınlarını kurtarmaktır.

        Yoksa... Bu çark yine boşuna döner. Böyle gelmiş böyle gider.

        Pardon... Az kalsın unutuyordum. Merkez Hakem Kurulu’nun yeni başkanı Yusuf Namoğlu ve ekibine sonsuz başarılar diliyorum.

        Diğer Yazılar