Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        24 yaşında İspanya’ya transfer olmuştu ve voleybol kariyeri hızla gelişirken hamile kaldı. Milli takımı yalnız bırakmakla eleştirildi. Ama kızı Zeynep’i dünyaya getirdi. “Pişman değilim” diyor. Eczacıbaşı Vitra’nın ve A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın uluslararası yıldızı Neslihan Demir Darnel, takım olarak ilk kez katılmaya hak kazandığımız 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na da kızıyla birlikte gitmeye hazırlanıyor.

        Demir Yumruk, Voleybolun Messi’si, Demir Lady, Çekiç gibi lakapları var. Sağ elini hiç kullanmıyor, ama sol eli ölümcül! Türk voleybolunun yıldızı Neslihan Demir Darnel, 12 yaşında beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle voleybola başladı. Yeşilyurt ve Vakıfbank’tan sonra 2006’da İspanya’nın Spar Tenerife Marichal takımına transfer oldu. Neslihan’ı transfer edebilmek için büyük çaba harcayan ve ondan “Evladım” diye bahseden Tenerife Başkanı Jose Francesca Cabrera, o vakit “İspanya’da oynuyor olmasını Türk voleybolu için kayıp olarak görüyorum” demişti.Milli takımlar düzeyinde Dünya Şampiyonası’nda 2 sene art arda en skorer oyuncu unvanını kazanan tek oyuncu oldu. Şimdi Eczacıbaşı Vitra’da. Neslihan uluslararası bir star ama onu diğer voleybolculardan ayıran bir özelliği daha var. O bir anne. 4 yaşında bir kız sahibi. Hamileliğindemilli takımı yalnız bıraktığı yönünde eleştirilere rağmen Zeynep’i dünyaya getirdi. Şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğini anlatıyor: “Zeynep’i doğurmasaydımhep ne zaman çocuk yapacağımdiye kaygılanacaktım. Şimdi Olimpiyat Oyunları’na birlikte gideceğiz.” Uluslararası Voleybol Federasyonları Birliği’nin “Heroes” projesi kapsamında ülkemizden seçtiği tek sporcu Neslihan Demir Darnel ile günün anlamve önemine de istinaden anneliği, ama daha çok yıldız bir sporcunun anneliğini konuştuk.

        Sporcu, üstelikmilli takımda oynayan, sürekli yurtdışındaki maçlara giden bir anne olmak herhalde zordur. Nasıl ayrıldınız Zeynep’ten?

        Zor. Zeynep’e bebekliğinden beri evden çıkarken “Antrenmana gidiyorumama 2 saat sonra geleceğim” diyordum. Hiç kaçarak çıkmadımevden. Her zaman nereye gittiğimi ve ne zaman döneceğimi söyledim. Bir güven duygusu oluştu. Gittiğimde geleceğimi biliyor ve endişelenmiyor. Annem, babamve eşimçok yardımcı oluyor. Onu bırakırken gözümarkada değil.

        Antrenmanlara vemaçlara geliyor mu sizinle?

        Gelmez mi? Çok seviyor takımla birlikte olmayı. Antrenmanı izliyor, antrenman biter bitmez soluğu sahada alıyor. Aramızda büyüyor zaten. Herkesin kızı gibi. Kampta sürekli kızların odalarını dolaşıyor. Çok mutlu.

        İzledim biraz, çok da iyi manşet atıyor.

        Voleybolla çok ilgileniyor. İnşallah o da voleybolcu olur. Kendi bilir ama spor yapmak istiyorsa voleybolu tercih etmesini isterim.

        Neden voleybolu tercih etmesini istiyorsunuz? Siz niye seçtiniz?

        Önce basketbol ve atletizmde yapmıştım. Kadın için güzel bir spor. Voleybolcuların daha ince ve uzun bir yapısı vardır. Biz de halter çalışıyoruz ama ağırlıklı olarak uzun kaslara yönelik spor yapıyoruz.

        ‘ÇOK ELEŞTİRİLDİM AMA PİŞMAN DEĞİLİM’

        Hamile kaldığınızdamilli takımı yalnız bıraktığınız için çok eleştirilmiştiniz. Aradan 4 yıl geçti ve takımı Olimpiyat Oyunları’na taşıyan önemli isimlerden biri oldunuz.

        Hamile kaldığım için çok eleştiri aldım. Türkiye’de insanlar eleştirmenin kendilerini daha havalı gösterdiğine inanıyor. Herkes istediğini söyleyebilir. Kimseyimemnun etmek gibi kaygım yok. Anlık değil, uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Pişman değilim. Allah herkese çocuk nasip etsin. Şimdi Olimpiyat Oyunları’na kızımla birlikte gideceğiz.

        Zeynep’e hamile kaldığınızda İspanya’da oynuyordunuz. Kariyerinizi hiçmi etkilemedi?

        Sadece ara verdim. Zeynep olmasaydı da bir ara vermem gerekiyordu, çok güzel bir vesile oldu. Yeniden sağlambir kafayla sahaya döndüm. Yükselişe geçtimve hâlâ da yükselmekteyim.

        Olumlu etkisi oldu yani...

        Mutlaka olumlu etkisi olmuştur ama iyi ya da kötü anlamda çok etkilediğini düşünmüyorum. Özel hayatımı işe, işi özel hayatıma yansıtmam.Maç kaybetsek de Zeynep’e sarılıp öperim, olmamış gibi davranırım. Belki bu bir eksiklik ama ben böyleyim.

        Hamileyken de maça çıktınız... Korkmadınız mı?

        6 haftalıktı öğrendiğimde. 1 hafta ara verdimtekrar başladım. 3.5 aylık olana kadar da oynadım. Doktorum rahattı. Biz biraz çekindik bir şey olmasın diye ama “Guatemala’daki kadınlar dağa su taşıyor bir şey olmuyor” deyince, çıktımoynadım.

        Olimpiyat Oyunları’na giderken kendiniz için mi yoksa Zeynep annesini orada oynarken göreceği içinmi heyecanlısınız?

        Önce benimkatılıyor olmam önemli. 17 yıllık bir hayalimgerçek oluyor. Zeynep’in bunu görmesi ve hatırlayacak olması ayrı bir gurur. 40 yaşına geldiğimde “Zeynep hatırlıyor musun Olimpiyat Oyunları’na gitmiştik” diyeceğim. Onun hayallerini büyük tutması açısından da çok önemli.

        Yıldız sporcuları sıra dışı yapan bir hikâyeleri vardır. Sizinki ne?

        Bunu ancak bana başkaları söyleyebilir, insan kendini göremez. Başkalarına sıra dışı gelen taraflarım olabilir.

        Milli takımın yıldızıyken, üstelik yurtdışında oynarken kimse kolay kolay çocuk doğurmaz.

        22 yaşında evlendim. 24’te doğurdum. 27 yaşında evlenen hemen doğurmuyor doğal olarak. 32, 33 yaşı bekliyor. Benimki biraz şanstı.

        ‘CANIMIN İSTEDİĞİNİ YİYEMİYORUM’

        Sizin için kilo almak problem değil sanırım. Canınızın istediğini yiyor musunuz?

        Sporcu olmasamher şeyi yerim, dikkat etmem. Amamaçtan önce dinlenmeyi geciktirdiği için şeker yemiyoruz. Kamp döneminde protein ağırlıklı,maçlar yaklaştıkça karbonhidrat ağırlıklı besleniyoruz. Ama normal hayatımda önüme ne gelirse yiyorum.

        Sporcu bilinciyle Zeynep’in beslenmesine de çok dikkat ediyor olmalısınız. Neyle besliyorsunuz onu?

        Çok dikkat ediyorum. Her sabah portakal suyu, süt, yumurta, bal, tereyağı ve gözlemeyle kahvaltısını eder. Her gün 2 kaşık keçiboynuzu pekmezi, balık yağı ve öğlenleri de annemin hazırladığı çorbayı içer. Annemin çorbasında bir ben eksiğim. Eti çok seviyor ama sebze yediremiyorduk. Kreşe başlayınca her türlü sebzeyi yedi.

        'Sen çocuksun, yapamazsın’ demedim

        Kızınızı her anne gibi mi büyütüyorsunuz yoksa başka mı oluyor sporcuların anneliği?

        Zeynep’i çocuk gibi görmüyorum, onunla büyük insan gibi konuşuyorum. Her şeyi konuşarak çözmeye çalışıyorum. O da özgüveni yüksek bir çocuk oldu. Çok da sosyal. Ben bile o kadar girişken değilimdir, o herkesle hemen samimiyet kuruyor. Asla “Yapma, etme” demedim, yapacağı hareketin sonuçlarını anlattım ve özgür bıraktım. 1 yaşındayken sofrayı kurmama yardım etmek istiyordu, izin verdim. Bıraktım istiyorsa tabakları taşısın. Hiçbir zaman “Sen çocuksun, yapamazsın” demedim. Çok hareketli bir çocuk, bana benzemiş. Eşim Orkun çok sakinmiş, kayınvalidem “Orkun’u koltuğa oturturduk, kırlent gibi dururdu” diyor. Bense eski kundakçı; ateşle oynamayı çok severmişim...

        ‘İp atlarken erken doğum yaptım’

        Birinciden sonra hep sorulur, ikinci ne zaman diye. Ben de sorayım.

        Zeynep’i doğurmamış olsaydım, sürekli kafamda ne zaman çocuk yapacağım düşüncesi olacaktı. Şimdi bütün arkadaşlarım beni kıskanıyor. “Ne güzel yaptın, aradan çocuğu çıkardın” diyorlar. İkinciyi düşünmüyorum, o kadar da cesur değilim. İkinciyi düşünürsem de voleybolu bıraktıktan sonra... Ama yaşlarının yakın olmasını isterdim. Voleybolu bıraktıktan sonra bir çocuk yaparsam, tam atlatmışken tüm zorlukları baştan yaşamak zorunda kalacağım; bunu da istemiyorum. Ama asla da demiyorum, nasip.  En çok ne zorladı sizi, ikinci bir çocuk konusunda korkutan ne? Sabah antrenmana giderken süt veriyorum, geliyorum tekrar süt veriyorum. Buna rağmen kendimi yetersiz hissettim. Ne takıma ne de çocuğuma yetemiyormuşum gibi geldi. Sürekli bir vicdan azabı... Sonra atlatıyor insan bunu. O da bir birey ve ben onun için çalışıyordum. İnsan çocuğu için önce tamamen kendini kapatıyor fakat bunun olmayacağını anlayıp normal hayatına geri dönüyor. Her anne bu bocalamayı yaşıyor.

        Sporcu olduğunuz için doğumunuz kolay olmuştur...

        İspanya’da normal doğurtuyorlar ve çok da kolay oldu. Doğumhaneye girdim ve 7 dakika sonra Zeynep doğmuştu. Kucağıma bıraktıklarında “Bu kadar mı” dedim. Filmlerdeki gibi çığlık çığlığa ortalığı ayağa kaldıracağımı sanıyordum. Bu kadar kolay olduğuna inanamadım. “Bir bebek daha vardır, bakın” diye uyardım.

        O kadar da acısız olamaz...

        Epidural anestezi uyguladılar ve acı hissetmedim. Öyle uyuşmuş ki bacaklarım, sedyeye geçebilirsin dediklerinde bacaklarım masada kaldı. 2 metre boyunda iki adam gelip bacaklarımı sedyeye taşıdı. Kadınların doğum hikâyeleri, erkeklerin askerliği gibidir. Sizinki nasıl başladı? 17 gün erken doğum yaptım; çünkü ip atladım. Eşim spor yapmak için ip almış, nasıl atlayacağını göstermek için kocaman karnımla birkaç kez atladım. Sonra bir ıslaklık hissettim. Doktora gittim, kese çatlamış. Suni sancıyla doğum başladı.

        ‘Geleceğin sporu tenis’

        Yurtdışında kazanılan başarılarla voleybol yükselişte. Gelecekte başka hangi sporlar parlayacak?

        Voleybolda yıldız kızlarımız Avrupa ve Dünya Şampiyonu oldu. Altyapıda bir gelişme var. Basketbol, hentbol gibi takım sporlarının hepsinde ilerleme kaydediliyor. Ülkemizde spor kültürü de gelişiyor. Eskiden sadece futbol vardı ama şimdi diğer takım sporlarında da seyirci sayısı artmaya başladı. Büyük bir pasta bu, herkes pay kapmak isteyecek, yatırımlar artacak. Bireysel sporlarda, atletizm ve güreşle Olimpiyat Oyunları’na katılıyoruz. Teniste ise ilerleme görüyorum, geleceği parlak. Aileler çocuklarını spora yönlendiriyor. Zeynep voleybol oynamazsa tenis oynasın isterim. Ancak tenis çok dayanıklılık gerektiren bir spor.

        ‘Kızım da benim gibi süslü’

        Kız çocukları süsüne düşkündür. Zeynep de düşkün mü? Dün “Anne kuaföre gideceğim, saçımı boyatacağım. Pembe bana çok yakışır” dedi, saçını savurarak. Çok şaşırdık. Süse püse çok düşkün. Ne giyeceğine kendisi karar veriyor. Alışveriş konusundaysa yönlendirmem gerekiyor zira kış günü şifon elbise almak istiyor.  Siz de düşkün müsünüz süse? Evet, zaten benden görüyor.

        Diğer Yazılar