Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sürpriz yok. TCMB faizleri sabit tuttu. Faiz koridorunun alt bandı yüzde 7.25’te, üst bandı da yüzde 10.75’te duruyor. Politika faizi diye tabir edilen ve merkezin piyasa fonlamasının bir kısmını yaptığı faiz de yüzde 7.5’te sabit kaldı. Aslında bu bahsi geçen 3 faiz oranı da son 1 yıldır yerinde duruyor. Bir başka ifadeyle TCMB ne faiz koridoruna ne de politika faizine 1 senedir dokunmuyor. Ama dokunduğu, hem de ciddi dokunduğu bir faiz var: Ortalama piyasa fonlama oranı.

        ÖRTÜLÜ FAİZ ARTIŞI KURU DENGELEDİ

        Bilindiği üzere Merkez Bankası’nın döviz satımları sonrasında piyasada oluşan ciddi bir Türk Lirası açığı var. Kabaca söylemek gerekirse TCMB haftalık olarak piyasayı 100 milyar TL’ye yakın fonluyor. Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği bu likiditenin ortalama maliyeti son 1 yıldır artıyor. Geçen sene bugünlerde TCMB piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi ortalama yüzde 7.8’lerden verirken bugün bu miktarın neredeyse 2 katını piyasaya yüzde 9.10’dan veriyor. Bir yandan çekirdek enflasyonun yüzde 9.5 seviyesinde olması, diğer yandan net uluslararası rezervlerin 28 milyara kadar gerilemiş olması ve son birkaç ay öncesine kadar Türk Lirası’nın ABD Doları’na karşı en fazla değer kaybeden kurlar arasında olması Merkez’in piyasaya TL likidite verirken çok hassas ve dikkatli olmasını gerektirdi. Ucuz verilecek bol likidite içeride artan jeopolitik riskinde etkisiyle Türk Lirası’nda daha fazla değer kaybına yol açabilirdi. Merkez’in örtülü faiz artırımı sayesinde TL, ABD Doları’na karşı yılbaşından beri olan kayıplarını geri aldı ve pozitif ayrışan kurlar arasına girdi.

        BURADAN SONRASI DAHA ZOR OLACAK

        FED’in ikinci faiz artırımı anlaşılıyor ki senenin sonuna doğru ötelenmiş vaziyette. (Bu benim zaten baz senaryomdu!) Bu bütün gelişen ülkeler (EM) için iyi haber. Ayrıca OPEC & Rusya buluşması sonrası petrol fiyatlarında 35 dolarlar seviyesinde bir dengelenme oluşabilir.

        EM’de petrol bağımlısı ülkelerde bir kriz (default gibi) çıkmadan fiyatların düşüşünün durması da iyi haber. Bu iki gelişme de küresel piyasalardaki tansiyonu bir derece düşürecektir. Bu durum da TCMB’nin elini rahatlatır.

        Ancak..

        Mevcut sepet kurun seviyesi, içeride bozulan enflasyon beklentileri, artan jeopolitik risk, başkanlık sistemi tartışmaları ve seçim ihtimaline karşı TCMB’nin göreceli güçlü kamu makro verileri üstüne uyguladığı örtülü sıkı para politikasıyla (yüzde 9.10’daki fonlama oranı) destekleyerek sağladığı bir dengedir. Bu denklemde risklerin kısa vadede ortadan kalkması beklenmiyor. Eğer kurun ani bir değer kaybı istenmiyorsa denklemin diğer tarafının (güçlü makro ve yüksek fonlama faizi) da korunması lazım.

        MAYISTA YENİ TCMB NE YAPACAK?

        2 ay sonra Başkan ve 5 PPK üyesinin görev süresi doluyor. Bu üyelerin yerlerine yeni isimler gelirse acaba onların yukarıda bahsettiğim denkleme bakışı nasıl olacak? Merkez Bankası’nın kur hassasiyeti (onlar oynaklık demeyi tercih ediyor) devam edecek mi? İç tüketim destekli büyüme ve düşük kredi maliyetleri başlıkları fiyat istikrarı görevinin önüne geçecek mi?

        Bu soruların cevaplarını almak için 2 ayımız var. Beraber yaşayıp göreceğiz.

        Diğer Yazılar