Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir kaç gün önce, Dünyanın En Yaşlı Kadını unvanına sahip olan İtalyan Emma Morano 117. yaşını kutlamış. Haberi gördüğümde, ilk olarak amma şanslı diye düşündüm. Sonuç olarak yaptığımız her şeyi, öncelikle yaşamak, sonrasında da uzun yaşamak için yapmıyor muyuz? Sağlıklı beslen, stresten uzak dur, hep daha uzun, birazcık daha uzun yaşabilmek için, işe yarayacak ne duyarsak peşinden gitmiyor muyuz? Yaşlanmaktan deli gibi korkuyoruz, ölümden köşe bucak kaçıyoruz.

        Düşündüm; acaba gerçekten 117 yaşına kadar yaşamak ister miydim? Arsızlık kanımızda var, genetiğimize kodlanmış, yapacak bir şey yok. Daima daha fazlasını istiyoruz. Kimse “bu kadarı bana kafi geldi” diyemiyor. Daha çok görmek, daha çok yemek, belki daha çok gezmek için... Sorun şu ki haberin fotoğraflarına bakılırsa, Emma Morano pek iyi göremiyor. Dişler, çoktan pes edip gitmiş. Kadıncağız oturarak poz vermiş. Ancak kalksa da veteran atlet olabileceğini sanmıyorum.

        Anlayacağınız görecek bir şey yok gibi, gezilecek yerler en fazla evin içi, yenecek var deseniz orası da şaibeli. Nitekim uzun zamandır sadece çiğ yumurta ve bisküvi ile besleniyormuş. Kulaklarının akıbeti fotoğraftan anlaşılmıyor ama 117 yıl, her şeyi duymak için fazla bir zaman gibi geliyor. Kadıncağızın evladı hayatını kaybetmiş, pek hoşlanmadığını ifade ettiği kocası hakkın rahmetine kavuşalı 40 yıl olmuş. Annesi, kardeşleri deseniz çoktan dünya değiştirmiş. Kendime tekrar soruyorum; acaba hala 117 yaşına kadar yaşamak ister miyim?

        EGEMENLİK ÖMRÜ KISALTIR MI?

        Biliyor musunuz, galiba istemem. Evet, belki ben de bütün sağlıklı yaşam kurallarına harfiyen uymaya çalışıp, torunlarımı evlendirme hayali kuruyor olabilirim.

        Ancak, gözümün gördüğü, kulağımın duyduğu günlerin peşindeyim.

        117. yaşımın pastasını keserken yanımda kameramanlar ve arkamdan ne konuştuklarını duyamadığım gazeteciler olacaksa, ne anladık biz bu işten? Ayrıca Guinness Rekorlar Kitabı’nda da gözüm yok. Geçen gün göz gezdirdim, duyan gelmiş, sayfalar pazar yerine dönmüş. Bu kadar yıl yaşayacaksam adıma özel kitap isterim.

        Bu arada Morano’nun, 117. doğum gününde söylediği bir söz var; üzerimde kimsenin egemenlik kurmasına izin vermedim, asıl sırrım bu. Bakın bunu hiç denemedik! Hadi bisküvi, hatır için çiğ tavuk, yumurta bunlarda hemfikiriz ancak egemenlik konusunu bir daha gözden geçirmekte fayda var. Nitekim kadınlar için pek mümkün olan bir durum değil.

        Kocanız kurmasa anneniz, anneniz peşinizi bıraksa babanız, o kenara çekilse kardeşiniz, hepsi yakanızdan düşse, çocuklarınız, illa ki hayatınızın belirli döneminde aklınızda, kalbinizde, hayatınızda egemenlik kuruyor.

        Acaba ömrü, bu egemenliğin bünyeye kattığı stres mi kısaltıyor?

        Diğer Yazılar