Temenniler üzerine
Bu aralar temenniler üzerine düşünüyorum. Ne çok temennimiz var, farkında mısınız? Hem kendimiz için hem de etrafımız için. Bol keseden dağıtıyoruz. Acil şifa, mutlu bir yıl, sabır, rahmet durmadan temenni ediyoruz.
Büyük çoğunluğunu, tam orada öyle demek gerektiği için söylüyoruz. İçimizden öyle geldiği için değil, zamanında birileri cümlelerini bu şekilde kurdu ve iyi durdu diye, büyüklerimizi taklit ediyoruz. Yılın temenni ayına geldik.
Önümüzdeki, hiç kullanılmamış on iki adet aydan ne bekliyorsak, bir bir sıralıyoruz. Biliyor musunuz, bence bir tek yeni yıl zamanı içten diliyoruz. Samimi oluyoruz.
Yılın nasıl geçeceği; sanki elimizdeymiş, bütün yılı şekillendirme şansı bize bahşedilmiş gibi düşünerek, eleyerek temenni ediyoruz.
Sık sık, aslında istemeyi bilmediğimizi düşünüyorum. Dinimiz bütün, kalbimiz temiz, aklımız yerinde ona hiç şüphemiz yok ancak konumuz bu değil.
Ben temenni etme biçimlerinden bahsediyorum. “Olmayacak duaya amin demek” ifadesini beğeniyorum, acaba durmadan bunu mu yapıyoruz? İstiyoruz istemesine ama belki de sadece istiyoruz.
Gerekli zemini oluşturmuyoruz. Elimizden gelen her şeyi yapmadan sadece istiyoruz. Milli piyango bileti almadan büyük ikramiyenin bize çıkmasını bekliyoruz. Bana sorarsanız yeni yıl zamanı kendimiz için bir şeyler temenni ederken ayaklarımız yere daha sağlam basıyor. Bir önceki yıl neler yapıp neler yapamadığımızı gördüğümüz, potansiyelimizi bildiğimiz için mantıklı istiyoruz. Yalnız sorun şu ki, bizler en çok Aralık ayında istiyoruz.
Bir anket yapılsa, insanların Ocak ayında içlerinden bir şeyler dileyip dilemedikleri sorulsa, Aralık’tan sonra ciddi bir düşüş yaşandığı inancındayım mesela.
LAF OLSUN DİYE DİLEMEMELİ
Önümüzdeki, hemen hemen 17 gün daha, kalbimiz de beynimiz de yoğun çalışacak. Durmadan şahsi temennilerimizi üretecek. Belki cömert davranıp, ailemiz hatta ülkemizi de düşünecek. Benim de sizden bir temennim var; mümkünse laf olsun diye dilemeyin. Bilhassa çevreniz için; gerçekten istediklerinizi söyleyin, olma ihtimali olanlardan bahsedin.
Çünkü bazen ölecek hastaya şifa dilemek, sabrı tükenene sabır temenni etmek, huzurun kırıntısının olmadığı yere huzur beklemek, ateşin düştüğü yere rahmet istemek bayağı durabiliyor.
İşte bu, olmayacak duaya amin demek oluyor. Hepinize; bilhassa hanenizde sonra ülkenizde mutluluk, huzur, güvenlik ve sağlık diliyorum. Amin!
