Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Farkındalık, içsel yolculuk, ruhsal bilinç gibi kavramlar 10-15 yıl öncesine kadar, Asya kıtasında çekilen filmlerdeki ermişlerin repliklerinden alıntı, havalı kelimelerdi. Biz sıradan ölümlüler, cümle içerisinde kullanmaz, kullanmaya kalkışsak bile beceremezdik. Siz düşünün; günlük hayata o kadar uzak, o denli yabancı ve o denli de bilinmezdi. Bugün, komşu semtlere ev gezmesine gider gibi içsel yolculuğa çıkıyoruz.

        Daha doğrusu dilimizde hep bir farkındalık, bilinç, yolculuk lafı var, ancak havlayan köpek ısırmaz misali, pek bir yol aldığımızı da söyleyemiyoruz.

        GÜLME BEKLENTİSİ VARDI

        Ancak niyet güzel, istek de mevcut mamafih başarılı olamıyoruz. Tabii bir de işin neden bu kelimeler günlük hayatımızın tam merkezine geldi oturdu kısmı var. O da sanıyorum ki, içinde yaşadığımız günün, mevcut şartlarında gizli.

        Geçtiğimiz akşam Yılmaz Erdoğan’ın tek kişilik gösterisi Münaşaka’yı izledim. Uzun zamandır sahneye çıkmayan Yılmaz Erdoğan’ın, o zaman içinde nelerle meşgul olduğunu anlatacağını biliyor ama tam olarak neler yaptığını takdir edersiniz ki bilmiyordum. Elinizde değil; insanda gayri ihtiyari bir gülme beklentisi oluyor.

        Nitekim ilk yarıda beklenti fazlasıyla karşılandı. Ancak ikinci yarıda gösteri şekil değiştirdi. Bir nevi felsefe seminerine dönüştü. Köyceğize yerleştiğini bir şekilde bildiğimiz sanatçı, bunu neden yaptığını anlattı.

        Farkındalık, içsel yolculuk, spiritüel yaşam gibi kelimelerle, hayatının hangi noktasında müşerref olduğunu, nasıl vejeteryan olduğunu ve neden değişime ihtiyaç duyduğunu anlattı. Bana sorarsanız, gösterinin düşündüren kısmı, güldürenden çok daha keyifliydi. Duyduğunuz ancak tam olarak yerine oturtamadığınız, havada asılı duran kelimelerin vücut bulmuş halini görmek güzeldi.

        Üstelik biz izleyiciler için oturduğumuz yerden, hayattaki yegane amacı espri yapmak sandığımız ünlü birisinin, hayatında gülecek ya da güldürecek bu kadar detaya rağmen, gülmekten uzaklaşıp, nerede hata yaptığını bulmaya çalıştığını görmek şahsen bana çok iyi geldi. Başa dönecek olursak zaten bütün bu kelimeler, huzurumuz kaçıp gittiği gün önümüze gelmedi mi?

        İYİ YOLCULUKLAR

        Önceki nesiller, farkındalık kelimesini hiç kullanmadı. Çünkü son derece farkındalardı.

        Ancak, yaşıyorum kisvesi altında, yaşamayı unutan, hayattaki en temel gereksinimi olan nefes almayı düzgün beceremediği için türlü hastalıklardan yakasını kurtaramayan, çağın insanının karşısına malum kelimelerin çıkması tesadüf değil. Yeni öğrenilen hiçbir şey yok ama hayata yetişmek adına unutulan şeyler var. İnanmak inanmamak, yola çıkmak ya da oturmaya devam etmek ise, herkesin kişisel tercihi.

        Diğer Yazılar