Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bazen farkında olmadan çoğumuz bu hataya düşüyoruz; kaderciliğe kapılıp gidiyoruz, her şeyi sorgulamadan olduğu gibi kabul etmeliyiz sanıyoruz. Kendimizdeki gücün miktarını, sadece mevcut düzene uyabilecek kadar sanıyoruz. Halbuki yanılıyoruz. Mail kutuma bir mesaj düştü; “Dicle, bugün sen neyi değiştirmek istersin?” Hani, hey genç, hey kadın, hey anne, hey kullanıcı falan dese o kadar üzerime alınmayacaktım. Ancak bizzat ismimle hitap edince, sanki kalabalık bir caddede biri arkamdan seslenip “Bir dakika bakar mısın, sen o güce sahipsin, gerçekten bu hayatta neyi değiştirmek istersin?” diye sormuş, yoldaki herkes işini gücünü bırakıp, dönüp bana bakmış gibi hissettim.

        hoşuma gitti

        Takdir edersiniz ki, etraf kalabalık, herkesin benden bir cevap beklentisi var. İşin ilginç tarafı, inanılmaz hoşuma gitti. Sahi ya; “ben aslında bir şeyleri değiştirebilirim” dedim. Ve evet, işin trajik tarafı, bunu, bana mail yoluyla soran organizasyon sayesinde farkettim.

        İtiraf etmem gerekirse, hayatımın hiçbir döneminde klişe değişimler peşinde olmadım. Dünya barışı, açlık, savaş gibi başlıkları çok önemsiyorum. Ancak güzellik yarışması finalistleri gibi, bir şeyleri değiştirecek olsam, bunlardan başlamam.

        Adına ister bencillik, isterseniz de gerçekçilik deyin, biraz elimin yeteceği, gerçekten değişimine tanık olup, bununla gurur duyabileceğim şeyler üzerine enerji harcamayı tercih ederim. Mesela fazla uzağa gitmeden öncelikle “kendimi” değiştirebilirim. Bakmayın siz sadece kendimi değiştiriyor gibi göründüğüme, ben değişirsem yetiştirdiğim üç çocuk değişecek. Onların yakın çevresinde dokundukları değişecek.

        Kim bilir belki onların çocukları da değişir. E ben değişirken eşim, dostum, annem, babam da nasiplenir diye düşünüyorum. Oldu mu size en az 50 kişi... Bence hiç fena değil.

        BÖYLE GİTMEZ

        Kendimi değiştirmek dediysem, kaşımı gözümü, yürüyüşümü ya da yoğurt yeme şeklimin değişmesinin biraz daha ötesinden bahsediyorum. Mesela, bir şeyleri değiştirebileceğimin farkına varmak bile, benim için gayet iyi bir değişim. Dedim ya çoğumuz bazen kaderci davranabiliyoruz. Bence ben de öyle yapıyorum. Böyle gelmiş böyle gider diyebiliyorum. Aslında hepimizin içinde değişime açık ne cevherler mevcut. Ya da değişime halihazırda kapalılar ama potansiyelleri var.

        Üstelik çok küçük değişiklikler, dümdüz yürürken minicik sıçramalar, büyük değişimlere sebep olabilir. Milletçe aynı anda zıpladığımızı düşünsenize, komşu ülkelerde deprem meydana getirmemiz bile olası.

        Yıllar yılı yürüdüğünüz kaldırımın solundan sağına geçtiğinizde, yemekleri artık acılı yemeye başladığınızda ya da daha önce asla dediğiniz şeyleri bir bir denediğinizde, dünyada bir şeyler değiştirmeye başladınız bile...

        Tarihteki kahramanlar, genelde damarlarındaki asil kanda, muhtaç oldukları kudretin varlığını, elden ayaktan düşmeden keşfedenler...

        Tarih olun, destan yazın ya da süper kahramanlığa soyunun demiyorum ama bence kendi içinizde, kendi kendinizin efsanesi haline gelebilirsiniz. Bu dünyada küçücük bile olsa bir şeyleri değiştirebilirsiniz. Sahi siz bugün neyi değiştirmek istersiniz?

        Diğer Yazılar