Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayatımın hiçbir döneminde tamahkar olmadım. Bence hiçbir konuda aşırıya kaçmadım. Tek bir konuda müthiş arsız davrandım; anneannemin ömrü konusunda...

        Allah biliyor ya, hep daha fazlasını istedim. 70 oldu, 80 oldu, 85 oldu. Ben “daha” dedim, “nice” dedim.

        Elbette her şeyin sıralı gerçekleşmesi öncelikli temennim, ama insanoğlu işte, hepimizin hatası var, kötü huyu var, vazgeçemediği alışkanlıkları var.

        Benimki de bu işte; anneannem için arsızca ve belki de elden ayaktan düştüğü gerçeğini gözardı ederek bencilce, “yaş” istedim. Anneannem de yaşlandı.

        Şubat ayında 91 yılı geride bıraktı. Ama ben geriye hiç bakmadım. Daha da ileriye bakmak istedim.

        Bu bir suçsa şayet, anneannem de bir numaralı suç ortağım oldu. Bana uydu. Mevcut dünyada bir günü daha birlikte geçirelim diye çabaladı.

        Bir torun çocuğu daha sevsin, bir bahar daha görsün, bir kez daha yaz helvası yesin diye hayata tırnaklarını geçirip, tutunmak için elinden geleni yaptı.

        Akıllıydı, bilgeydi, becerikliydi, tertemiz kalpliydi ama en çok da espriliydi.

        1 Nisan 2017 günü sabaha karşı gitti. Bence adresi de belli.

        YASTAYIM ÇÜNKÜ..

        Yanlış anlamayın, bunca ve malesef genç ölümü varken, 91 yılı doldurmuş, 3 torun, 5 torun çocuğu görmüş, saygın ve mutlu bir yaşam için kesinlikle isyan etmiyorum. Ama müsadenizle yas tutuyorum. Bunun da insani bir ihtiyaç, hak olduğunu düşünüyorum.

        Bugün gördüğüm, bildiğim, öğrendiğim ne varsa onun sayesinde edindiğim için sanıyorum, fikrim neyse zikrim de oldu, adını sık sık buradan andım.

        Çok üzgünüm. Hayat bir alışkanlıklar bütünü, elbette yokluğuna da alışacak ya da en azından alışmış gibi davranmayı öğreneceğim. Ama beni affedin, bugün anneannemden başkasını yazamazdım.

        KAHRAMANIYIM

        Yarın sabah arayıp; “Yine benden bahsetmişsin. Bu kadar mı tesir ettim sana?” diyemeyecek. Varsa yazım yanlışlarımın, cümle düşüklüklerimin tek tek altını çizip, bana sayamayacak.

        Ama olsun, varsın. Övmeyi, onaylamayı pek sevmezdi. Yılda bir kere yapardı, gerçekten yapardı, kimsenin yapmadığı gibi yapardı, o da size bütün yıl yeterdi.

        Gitmeden bir süre önce bana, “Sen benim hayalimi gerçekleştiriyorsun, ben de hep yazar olmak istemiştim” dedi.

        70’li yıllarda, İzmir turnesi sırasında, otelini öğrenip bizzat Yıldız Kenter’in eline ulaştırdığı tiyatro oyununu anlattı.

        İnsanın, kendi kahramanının kahramanı olduğunu öğrenmesi nasıl bir duygu bilemezsiniz. Ve tabii, anneannemin yokluğunun şu an bana neler hissettirdiğini... Boşluk duygusunu, sahipsizlik hissini...

        Bugüne kadar beni ve benden anneannemi, sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.

        Diğer Yazılar