Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllardır enkaz halinde bekletilen, tabelaları bile sökülen çeyrek asırlık yılan hikayesi, çirkinlik abidesi Bornova Kültür Merkezi konusunda yazdığım son yazı üzerine AKP İzmir milletvekili Nesrin Ulema’dan dolaylı bilgilendirme geldi.

        Milletvekili, basın danışmanı aracılığıyla gönderdiği metinde, önceki açıklamasında 4-5 Aralık’ta yapılacağını bildirdiği “bitirme ihalesi”nin 12 gün önce yapıldığına dikkat çekiyor ve bundan sonraki süreci şöyle sıralıyor:

        Bornova Kültür Merkezi inşaatının devam ettirilerek bitirilmesi ile ilgili ihale 8 Aralık 2014 tarihinde yapılmış, ihaleye talip şirketlerin/firmaların talepleri alınmış, yeterliliklerinin değerlendirilmesi için 1 aylık süre tanınmıştır.

        2015 Ocak ayının ikinci haftası bu süreç tamamlanarak ihaleyi almaya hak kazanan şirket/şirketler ile imza aşaması da tamamlanarak inşaat çalışmalar ivedilikle başlatılacaktır.

        ***

        İhaleyi kim yapmış, katılımcıların “yeterlilikleri” alışık olduğumuz üzerine neden ihale tarihinden önce yapılmamış, neden kamuoyu ile paylaşılmamış tabii ki bizim gibi “uzman” olmayanların çözemeyeceği kadar çok bilinmeyenli. Bu da “ileri ihale düzeni” olsa gerek.

        Eğer; “Müjdesini peşin” aldığımız Bornova Kültür Merkezi bir gün bitirilir vatandaşlarımızla birlikte on binlerce gencimizin hizmetine açılırsa, bu süreçte AK Parti Milletvekili Nesrin Ulema’nın çabalarını inkar edemeyiz.

        O; Bornova Kültür Merkezi’nin bitirilmesi konusunda gösterdiğim duyarlılığa basın danışmanı aracılığıyla teşekkür edip selamlarını göndermiş. Ben de aynı konudaki duyarlılığından ve gayretlerinden dolayı kendisine “doğrudan” teşekkür ediyorum.

        Priene, dünyaya ders olurken...

        Söke’nin Güllübahçe Kasabası’nın az ilerisinde, sağ taraftaki dağın yamaçlarında kurulu Priene antik kenti vardır. Meraklıları bilir ama, bilmeyenler için hatırlatayım; Priene insanlık tarihinin bilinen ilk planlı şehridir. Buraya ne zaman gitsem, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya gibi her alanda gelişmiş ülkelerden bir grup, mimarlık ya da şehircilik eğitimi alan öğrenciye rastlamışımdır. Ne yazık ki, bu güne kadar Türk üniversitelerinden aynı alanlarda eğitim veren bir üniversiteli gruba rastlamadım.

        Haksızlık etmeyelim; belki getirilmişlerdir, ferden gezenler de olmuştur.

        Gelişmiş ülkelerin üniversiteleri, mimarlarının, şehircilik uzmanlarının yetişmesine bu kadar önem veriyorlar. Bu sınırsız bilim dallarının “şuraya bir park yapalım, şuraya bir bina dikelim. Halkımızın çok hoşuna gider”den ibaret olmadığını iyi biliyorlar.

        ‘Absürt projeler’le cezalandırmak!

        Günümüze gelelim; hükümet kanadı, Karşıyaka gibi bir kentin göbeğine, sahilin 50 metre ilerisine stad yapmakta ısrar ediyor. Karşı çıkan belediye başkanı, şehircilik uzmanı, mimar, mühendis ve aklı eren vatandaşlar da “yapılacak hizmeti engellemekle” suçlanıyor.

        İş daha da çığırından çıkarılıp “Stadyum isteniyorsa, sadece buraya yaparım, bunun dışında bir öneriyi dikkate almam bile” diretmesine kadar vardırılıyor.

        Ben buna, “bir kentin absürt hizmetle cezalandırılması” diyorum...

        İşin tuhaf tarafı da, “şehircilik uzmanlığı” diplomalı bir İzmir Milletvekilinin, özgür düşünceli uzmanların “şehircilik cinayeti” ile eş değer bu “kent projesi”nin en ateşli savunucuları arasında yer almış olması...

        Kimden bahsettiğimi anlamışınızdır. Ama bir ip ucu daha vereyim; Hani şu “hukuksuz kanun”nlardan birisiyle İzmirli’nin tapulu malları hükümet tarafından el konulmuş olmasının da en hararetli savunucuları arasında yer alan İzmir milletvekili...

        ***

        Acaba “bazı mimar ya da şehircilik uzmanlarımız” binlerce yıldır ders olarak okutulan, öğretilen Priene gerçeğini daha iyi kavrasalar, daha mı diplomalarına uygun düşünürler, demekten kendimi alamıyorum. “Meslek” değiştirenlerin diplomasından söz etmek tabii ki “absürt” bir durum olur...

        Diğer Yazılar