Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "TAKSİM'e gel! Taksim'e!"

        Kardeşim İnan, Taksim Meydanı'ndan cep telefonuyla bildirmeye başladı önce. Baktı olmuyor ısrar etti:

        "Gelmen lazım. Acayip bir eylem oluyor."

        Ben de gittim ve sokaktan, eylemin içinden bir süre Twitter muhabirliği yaptım. Malum ve bariz sebeplerle televizyonlar eylemi canlı vermediği için dedim ki milletin durumdan haberi olsun. Sloganları yazdım (twit ettim) öncelikle:

        "İmamın ordusu liselerden defol!"

        "Ne YGS ne LGS, Tayyip girsin strese."

        "Şifre bahane cemaat şahane!" "Gülen'e tap, şifreyi kap."

        Çocuklar bağırıyordu. Yağmur çiseliyordu. Acayip heyecanlıydı. Ve belli insan haklı olunca yüzünde güzel bir kararlılık ve tatlı bir korkusuzluk oluyordu. Binlerce kişiydiler ve seslerinden anladığım bazıları eyleme ilk kez katılıyordu. Neşeliydiler. Ve ben de maç anlatır gibi anlattım eylemi.

        MONTOFONLAŞTIRILAN LİSELİ

        Öncelikle YGS'de şifre tezgahını kuranlara minnettarlığımı ifade etmek isterim. 12 Eylül günlerinden beri apolitik olan, iyice montofonlaştırılan liselileri politize ettiler. Liseliler böylece Türkiye'deki siyasi dengeleri ve gelişmeleri takip ederek düşünüyorlar, çıkarımlar yapıyorlar, haklarını savunmak için sokaklara dökülüyorlar. Öyle ki, çocuklar uzun süredir gördüğüm en has eylemi yaptılar. Kürt hareketi hariç, bu 80'den beri yaşanan en geniş çaplı, liseli siyasi hareketlenme. Yakında Ergenekon kapsamına alınarak hırpalanacağından şüphelendiğim Dev-Lis'liler, başka örgütler, örgütsüzler dün İstiklal Caddesi'nde dertlerini olabilecek en insani şekilde bağırdılar.

        GÖZYAŞINI SİLEN POLİS

        Eylem sırasında dikkatimi çeken ayrıntılardan bir tanesi de çevik kuvvetti. Herhalde "Seçim öncesi milletin çocuğunu pataklamasınlar" diye düşünüldü ki enteresan bir atalet içindeydi polisler. Ellerinde biber gazı tüplerini neredeyse sallaya sallaya liselilerin arkasından Galatasaray Meydanı'na doğru yürüyorlardı. Belki bilmiyorsunuz, dün aynı zamanda Polis Günü idi. Bu sebeple Taksim'de bir haftadır afişleri asılı duruyordu. Polisin afişlerinden birinde şöyle yazıyordu:

        "Bize yeter... Gözyaşını silmek."

        Memleketin yarısından fazlası doğrudan veya dolaylı olarak biber gazını tatmış olduğundan herhalde durumun ironisini açıklamaya gerek yok!

        İKTİDAR YANLISI ZİHNİN PATOLOJİSİ

        Bütün bunların ötesinde Twitter muhabirliğim sonucunda fark ettiğim bir şey dünün en çarpıcı ayrıntısıydı. Ben eylemden bildirdikçe psikopatlaşmış iktidar yanlısı bakış açısının cevaben döktürdüğü incilerini gördüm, irkildim. Birkaç örnek vermek isterim ki siz de görün

        durumun vahametini:

        "Liseliler de psikolojik harekât kapsamına alındı."

        "Hakikaten liseli bu mallar. İsrail'in çabaları ancak bir iki yetersiz gazeteci ve lisede işe yarıyor."

        "Aptal muhalefete liselilerden bir katkı."

        "Ece Hanım provokatörlerden 7 farkınızı söyler misiniz? Sene 2011, siz hâlâ eylemlerden medet umuyorsunuz."

        "Kullanın körpe beyinleri!"

        "O eylemin liseli olduğunu mu zannediyorsun?"

        En güzelini yazıyorum:

        "Toplumsal uzlaşıya en çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde bu eylemin hangi amaca hizmet ettiğinin farkında mısınız?"

        Ah ah! Vaktiyle "Darbeleri yargılayacağız" diye sivil neferler olarak demokrasiye koşanların bugün darbecilere ait olan "milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde..." söylemini utanmadan sıkılmadan sahiplenmeleri? Bu, sanırım biber gazı ile müsemma polisin afişinde "Gözyaşını silmek bize yeter" denmesinden daha ironik. Ve fakat gülünecek gibi de değil durum.

        Diğer Yazılar