Hep aynı hikaye

Biri şampiyonluğa oynuyor, diğer alt sıralardan kurtulmaya... Maçtan önce diyorsun ki bu 90 dakika heyecanlı ve hareketli geçer. İlk yarı bitiyor. Futbol adına akıllarda kalan tek bir güzellik yok. Pes doğrusu. Sonra diyorlar ki seyirci maça gelmiyor. Neden gelsin kardeşim? Bu bölümü maçın ikinci yarısını seyretmeden yazdım. F.Bahçe ezberlenen kadrosu ve futbolu ile sahada. Kadıköy dışına çıkınca korkudan olsa gerek bu defa oyunu kendi alanında kabul ediyor. İki kanadı yine Gökhan ve Caner’le kullanmaya çalışıyor. Orta alandan uzun toplarla Emenike, Kuyt ve Sow’a pozisyon yaratmaya çalışıyor. Ama gel gör ki pek icraat yok. Adeta rakip hata yapsın diye bekliyor. Ya da tüm gol ümidini duran toplarda arıyor. F.Bahçe böyle de rakibi farklı mı? Ne gezer...

Dün gece seyrettiğim Kayseri Erciyes takımının, ilk yarıda tek gol pozisyonu yok. Bu takım, bizim ligin lideri Beşiktaş’ı 3 golle devirmiş. Anlayın Süper Lig’in halini. İkinci yarı sahadaki görüntü değişir mi diye bekledik ama yine hayal kırıklığı yaşadık. Sahada sadece adı futbol olan bir oyun oynanıyor. İsmail Kartal, bir hamle yapıyor, Emenike’yi kenarı alıp dikine oynamayı beceren ve de adam eksiltebilen Alper Potuk’u sahaya sürüyor. Bu değişiklik ile F.Bahçe biraz kıpırdanıyor. Pozisyonsuz maçta “Denge ancak bir penaltı ile bozulabilir” diyenler haklı çıkıyor. Nitekim de öyle oluyor. Puan almaya hiç inanmamış, pozisyon fakiri ev sahibi, rakibine bir penaltı ile galibiyeti ikram ediyor. F.Bahçe’de galibiyet kötü görüntüyü unutturacak, mühim olan 3 puan denilecek. Biz de hep aynı hikayeyi yazmaya devam edeceğiz.

ALPER POTUK

Fenerbahçe’de dikine oynamayı becerebilen ender oyunculardan biri. Bana göre bu takımın ilk 11’inde her zaman oynar.

MAÇ BAŞI ÜCRET...

İsmail Kartal, golden sonra “Çak yaptığı” Selçuk Şahin’i bitime 1 dakika kala oyuna aldı. Neden mi? Maç başı parasını alsın diye. Helal olsun!