Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Teknik direktör olarak Şenol Güneş’i çok beğeniyorum. Ancak hiç beğenmediğim bir yanı var, o da ‘kabalığı’ ya da ‘kibri’. Rakiplerine aşağılama, adam yerine koymama, küçümseme, iğneleme dolu sözler söylüyor. Büyüdükçe alçak gönüllü olmak gerekiyor.”

        - Şenol Güneş’in, Gençlerbirliği maçında önce sahaya girmesi, sonra da Ümit Özat’la kapışması çok konuşuldu. Siz Şenol Hoca’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

        - Şenol Güneş’i teknik direktör, oyuncularına değer katan bir çalıştırıcı olarak çok beğeniyorum. Hatırlarsanız Beşiktaş’a geldiği gün ‘oyuncuların değerini arttıracak’ demiştim. Bunlar Güneş’in olumlu tarafları. Ancak Şenol Bey’de hiç beğenmediğim bir yan var. O da ‘kabalığı’ ya da ‘kibri’. Bunu şu anlamda söylüyorum. Şenol Bey rakiplerine saygı göstermiyor. Maç sonu açıklamalarının hepsine bakın. Tümünde rakipleri aşağılama, adam yerine koymama, küçümseme, iğneleme dolu sözler söylüyor. Başarılı bir teknik adamın az bir miktar kibrine katlanabilir herkes fakat bunu rakiplerine saygısızlık boyutuna vardırmaması gerekiyor. Büyüdükçe alçak gönüllü olmak gerekiyor. Güneş’te bu yok. Ümit Özat’a söyledikleri de hoş değildi. Gerçi sonrasında Ümit Özat’ın söyledikleri de kötüydü ama Güneş’in rakibe yönelik saygısızlığı Özat’ı çileden çıkarmış olmalı. Ben bir gün bir rakipten bunu bekliyordum. Özat’tan patladı olay.

        Tabii Ümit kardeşime de şunu söylemek isterim. Bir spor adamı, görüntüsüne bir nebze dikkat etmeli. Özellikle de kilosuna. Aynı sözlerim Hasan Şaş için de geçerli.

        BEŞİKTAŞ ŞAMPİYONLUĞU HAK EDİYOR

        - Beşiktaş, Başakşehir’le puan farkını 5’e çıkardı, artık sürpriz olur mu?

        - Beşiktaş tüm takımlar arasında en fazla takım olanı. Keza yönetim olarak da daha aklı başında bir yönetimleri var. Taraftarıyla sorun yaşamayan tek kulüp de yine Beşiktaş. Tüm bunları üst üste koyduğunuz zaman Beşiktaş şampiyonluğa ilerliyor ve bunu hak ediyor. 3. yıldızı takmaya çok yakınlar.

        G.SARAY’A ÇOK HAKSIZ İTHAMLAR YAPILIYOR

        - Başkan Dursun Özbek, kendilerinin FETÖ’cüleri temizlediğini belirtirken, diğer kulüplere “Siz ne yapıyorsunuz?” diye sordu. Siz ne düşünüyorsunuz?

        - G.Saray bu konuda çok haksız ithamlarla karşı karşıya. Hakan Şükür FETÖ’cüymüş ve G.Saray’da oynamış. Eyvallah. Doğru. Peki G.Saray’dan sonra nerede oynadı? AK Parti’de oynadı. Milletvekili oldu. Spor Bakanı olacağı konuşuluyordu. Sonra işler değişti. 25 Aralık diye bir milat kondu. Peki Hakan ve diğerleri G.Saray’da 25 Aralık’tan sonra mı oynadılar? Yahu İsmail Demiriz, AK Parti’nin bütün organizasyonlarında yok muydu? Nereye gitsek onu görmüyor muyduk? Bakın kardeşim G.Saray daha 17-25 Aralık ortada yokken, yıllar önce bunları temizlemeye niyetlenmişti zaten. G.Saray, Hakan’dan en üst seviyede olduğu zaman kurtulmaya çalışmadı mı? Torino’ya zorla yollamadı mı? Ha hocası emretti diye döndü geri belki ama G.Saray’dan uzaklaştırılmadı mı?

        BIRAKIN BU SAHTEKARLARI

        Özhan Canaydın, Hakan’ı geri alırken, bırakın başkalarını, bizzat ben “Abi yapma” diye yalvarmadım mı? Ben 2. Başkan olarak FETÖ’cüleri o dönem takımdan uzaklaştırıp, uzaklaştıramadıklarımı etkisizleştirmeye çalışırken, bugün FETÖ’ye sözde sövenlerin küfür ve hakaretlerine maruz kalmadım mı? Bugün FETÖ’ye sözde bayrak açan bazı şerefsizler o gün bana “Dindarları takımdan atıyor” demedi mi? Bırakın bu sahtekarların bugün söylediklerini. G.Saray’ın duruşu bellidir. Ben diyorum ki, “Emre Belözoğlu da FETÖ’cüydü, ona niye bir şey demiyorsunuz?” Aldığım yanıt şu: “Ama o 17-25 Aralık’tan sonra döndü.” İyi de G.Saray bu oyuncuları 17-25 Aralık’tan sonra mı transfer etti!..

        Başkan haklıdır. G.Saray bu mücadeleyi yapan tek kulüptür. Popüler ve büyük olduğu için FETÖ’cülerin hedefi olmuştur. Hadi ben de size bir kılçık atayım. O gün Hakanlar’ın, Arifler’in, Emreler’in yanından ayrılmayan, onlarla takılan, zikirlere, toplantılara giden bir dostları vardı? O kişi bugün nerede? Hangi pozisyonda! Onu da siz bulun bakalım. Cemaatin niye yıllarca benim telefonlarımı dinlediğini, en büyük düşmanlıkları bana yaptığını zannediyorsunuz!

        TUDOR BİR AN ÖNCE 11’İNİ BULMALI

        - Galatasaray, Adanaspor önünde farklı kazandı. Sizce Tudor’la bir şeyler değişti mi?

        - İlk yarının sonunda Faruk Süren ile telefonda konuşuyorduk. Faruk Başkan “Ligin orta sıralarında yer alan bir takım görüntüsünde” dedi. Çok haklıydı. Lig sonuncusu karşısında ilk yarıda kalemizde üç tehlike gördük. Sonrasında kalecinin enayiliğinden bir gol bulduk ve ilk yarı öyle kapandı. İkinci yarıda Adanaspor’un direnci tükendi, fark geldi. Ama bu galibiyet kimseyi yanıltmasın, G.Saray lig sonuncusunu yendi. Buna mukabil geçmişten daha doğru düzgün bir top oynadığını da söylemem lazım. Bana göre en olumsuz taraf, Tudor’un hala bir 11’inin olmaması. Sürekli değişen ilk 11’lerle takımlar bir yere varamaz. Josue, Linnes bu maçta iyiydi ama Başakşehir karşısında iyi olacak mı? Podolski muhteşem oynuyor ve bu adam gidecek. Çok üzülüyorum. Eren hala sorunlu. Cavanda biraz ışık veriyor ama güvenilir mi, emin değilim.

        BABANIN MALI MI O KULÜP!

        - Aziz Yıldırım son dergi açıklamasında yine herkese çattı. Özellikle taraftarların “Azgın, elit bir grup” tarafından sabote edildiğini söylüyor. Sizce bu adres nereye çıkıyor?

        - Yıldırım çatarak yaşıyor! Yeni Türkiye’de geçerli bir üslup gibi görünse de bir süre sonra sıkıyor. Çünkü bu çatmaların gerçeklikle bağlantısı kopuyor. Hayali düşmanlar yaratıp, onlarla savaşmak için destek istemek bir süre sonra abesleşiyor. Aziz Yıldırım, Fenerbahçe kongresini istediği gibi şekillendirdi. Oradan çıt çıkmıyor ama tribünleri şekillendiremedi. Sonunda taraftar isyan etti. Şimdi bu “Azgın elitler” diyor ve bunları yönlendirenler olduğunu iddia ediyor. Birçok F.Bahçeli arkadaşım, Yıldırım’a toz kondurmama noktasından “Nasıl kurtuluruz?” noktasına geldiler. Bunu da etki ile değil, olan biteni görecek kadar akıllı oldukları için düşünüyorlar. Aziz Yıldırım’ın kastettiği F.Bahçe’nin sembol olmuş eski bir başkanı galiba. Yahu o başkan, Aziz Yıldırım stadın yolunu bilmezken F.Bahçe için savaş vermiş bir adam. Nasıl böyle bir ithamda bulunursun! Aziz Bey tribünleri muhaliflere kapatıyor; stada, maça, salona sokmuyor. Neymiş, aleyhine bağırıyorlarmış. Babanın malı mı o kulüp! Ülker Arena evinin salonu mu da istemediğini sokmuyorsun? F.Bahçe’nin bir an önce bu anlayıştan kurtulması lazım.

        TRABZON’A TAVSİYEM KUPA YAPTIRSINLAR!

        - CAS, 3 Temmuz için noktayı koydu. Yargıtay başsavcısı da kararını “beraat” yönünde verdi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

        - Fenerbahçe camiası, taraftarı büyük bir mücadele vererek bu meseleyi bir şekilde kapattı bence. 17-25 Aralık’ın ve ‘Fethullahçılar’la hükümetin kavga etmesinin de bunda büyük rolü oldu. ‘Gülenciler’ ya da şimdiki adıyla FETÖ, F.Bahçe’ye yaptığının aynısını hükümete de yapmaya kalkışınca bu işten karlı çıkan F.Bahçe oldu. Aziz Yıldırım da mahkum olmuşken, yeniden yargılama ile beraat etti. Yargıtay kararıyla konu kapanacak gibi. UEFA ise F.Bahçe’ye verilen cezaları yeterli görüyor olmalı ki, ekstra ceza vermedi ve o da konuyu kapattı. Türkiye Ligi ile ilgili karar ise Türkiye Futbol Federasyonu’na ait. UEFA ona karışmıyor. FIFA da karışmaz. O yüzden Trabzonspor’un uğraşları beyhude. Bence Trabzon şöyle yapsın; o yılki kupanın aynısını yaptırıp müzelerine koysunlar ve altına da “Bu kupa bizim hakkımızdı ama bize verilmedi” diye yazsınlar, ruhlarını ferahlatsınlar! Bundan sonra bir şey çıkmaz.

        KASIMPAŞA MAÇINDA GÖÇEK KATLİAM YAPTI

        - Bu hafta hakemleri nasıl buldunuz?

        - Tabii ki rezalet. Arkadaşlar Türkiye’de hakemlik bitmiş. Daha da bitecek. Çünkü Türkiye’de hakemlik hanedanlık olmuş. Bakın en büyük rezaletlerin yaşandığı iki maç var. Biri Beşiktaş, diğeri Kasımpaşa maçı. Yedek kulübesinde suya tekme atan Tudor tribüne yollanıyor ve ceza alıyor, sahaya giren Şenol Güneş’e ‘çıt’ çıkmıyor. Kasımpaşa maçında Türkiye’nin en kötü hakemi olan Hüseyin Göçek katliam yapıyor, yine ‘tık’ yok. Beşiktaş maçında bir 4. hakem var. Saha kenarında neler oluyor, adamın gıkı çıkmıyor. Ben bu profesyonel 4. hakemin bir gün maç yönettiğine tanık olmadım. Hep 4. hakem ve parayı alıyor. Niye? Çünkü hanedanlığın üyesi. Babası da hakem, kendisi de hakem. Korkarım onların çocukları da hakem olacaklar! Kimse de ‘Bu nasıl iş?” demiyor. Ama diyeceksiniz; neremiz doğru ki bu olsun, onda da siz haklısınız.

        Diğer Yazılar