Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca çıktı dün basının karşısına ve yapması gerekeni yaptı.

        Doğruyu söyledi.

        Vaka, hasta, ağır hasta, yarım hasta zırvalıklarına girmeden, kaç test pozitif çıktıysa söyledi.

        Dünün bilançosu 28 bin 351 yeni vaka.

        Yani benim burada haftalardır ısrarla söylediğimin doğruluğu en resmi ağızdan teyit edilmiş oldu.

        “İktidardan çok iktidarcı” gazetecilerin ve çevrelerin benimle ilgili yaptığı suçlamalar da böylelikle çöpe atılmış oldu.

        Belki bir özür dilerler ama zannetmiyorum.

        Çok da önemli değil. Çünkü umurumda değiller.

        Gerçi Bakan Koca’nın dün yaptığı açıklamalar, Habertürk ve bu köşenin okurları için pek de yeni bir şey içermiyordu.

        Bunların hemen hemen tamamını Koca ile yaptığım telefon görüşmesi sonrası yazmıştım.

        Benimle yaptığı görüşmede sadece vaka sayısı ile ilgili açık bir şey söylememişti ama zaten konuşmanın gidişatına bakınca o vaka sayısının çok yüksek olduğunu Bakan Koca o gün de ima ediyordu.

        Ki zaten benim haftalardır verdiğim vaka sayıları “yalan” olsa idi Bakan’ın beni araması pek mümkün olmazdı.

        Dünkü basın toplantısı ile Bakan Koca kaybettiği güvenilirliği önemli ölçüde geri kazandı.

        Bakan’ın kazandığı toplantıda kaybeden ise Türk medyası oldu.

        REKLAM

        Bakan’ın karşısına oturan onca gazeteci, üstelik en muhalif olanlarına bile Koca tarafından söz hakkı tanındığı halde şu soruyu soramadılar:

        “Sayın Bakan ne oldu da yeniden eski yönteme geçtiniz ve vaka sayılarını açıklamaya başladınız? 29 Temmuz’dan beri niye saklıyordunuz, şimdi niye açıklıyorsunuz?”

        Türk medyası bu soruyu bile soramayacak hale gelmiş.

        Öyle ki, AK Parti’ye yakın isimler bile bu sorunun yanıtını merak ediyordu.

        Korkutulmuş basından onlar bile meraklarını giderecek soruyu duyamadılar!

        Sayı çok ölüm az

        Sayı çok ölüm az
        0:00 / 0:00

        Bakan Koca tarafından açıklanan 28 bin 351 vaka bizi dün itibarıyla yeni Covid 19 vakası sayısında dünya 5'inciliğine yerleştirdi.

        Dün itibarıyla ilk sırada 170 bin 293 vaka ile ABD, ikinci sırada 44 bin 376 vaka ile Hindistan, 3. Sırada 32 bin 733 vaka ile Polonya ve 4. Sırada 31 bin 100 vaka ile Brezilya yer alıyor.

        Sayısal olarak 5’inciyiz, nüfusa oranla sıralamada ise Polonya’nın ardından 2'nciyiz.

        Bu kötü tabloya rağmen tek olumlu şey, vefat sayılarında durumumuzun vaka sayısı bizden neredeyse yarı yarıya az olan ülkelere oranla bile daha az olması.

        Ölümlerin saklandığı, yarı yarıya eksik yazıldığı varsayılsa bile yine de tablo AB ülkelerinin pek çoğundan daha olumlu.

        Bu da yapılan tüm hatalara ve halkın vurdumduymazlığına rağmen sağlık çalışanlarımızın başarılı olduğunu gösteriyor.

        Aşı sualleri

        Aşı sualleri
        0:00 / 0:00

        Aşıdan yana tavır koyduğum için cahil cühelanın tepkisini çeksem de, makul ve bilinçli insanlar aşıyı bekliyorlar.

        Ve Covid konusunda uzmanlarla, en iyi uzmanlarla TV’ye çıkıp en çok konuşan kişi olduğum için olsa gerek aşı konusunda pek çok soruya da muhatap oluyorum.

        Son 10 ay içinde neredeyse bir hekim kadar hatta belki bazı hekimlerden daha fazla corona ve Covid ile ilgili makale okuduysam da, elbette ki sorulara yanıt verecek halim yok.

        Ancak bana en çok sorulan soruları, konunun en uzman kişilerine sorarak yanıtlarını size aktarabilirim.

        Gelelim bana en çok sorulan sorulara:

        - Türkiye’ye kaç doz aşı gelecek?

        - Bakan Koca’nın dün açıkladığı üzere Türkiye’ye 50 milyon doz aşı gelecekmiş. Doğrusu düne kadar benim bildiğim 25 milyon doz civarı idi. Demek ki yeni anlaşmalar da yapılmış. 50 milyon doz aşı demek, 25 milyon kişinin aşılanması anlamına geliyor çünkü Covid 19 aşısı ancak 2 doz vurulursa etkili oluyor. 25 milyon kişi 2 kere aşılanacak.

        - Kimler aşılanacak? Öncelik kimde?

        - Öncelik tabii ki sağlık personelinde. Ardından yaş ve morbidite durumuna göre risk gruplarına ve onun ardından toplu taşıma sürücülerine, zaruri ihtiyaç maddelerinin satıldığı yerlerin çalışanlarına ve kamu hizmetlerin yürütülmesini sağlayan personele yapılacak.

        - Aşı bedava mı olacak?

        - Sağlık çalışanlarına ve risk gruplarına bedava olacak. Bunun dışında para ile satılacak. Tek doz fiyatının 15 dolar civarında olması bekleniyor. Yani bir kişi yaklaşık 30 dolar yani yaklaşık 250 TL’ye iki doz aşı olabilecek. Özel sağlık sigortalarının aşıyı karşılayıp karşılamadığını bugün Rahim Ak öğrenip yazacaktır Habertürk’te.

        - Ve en önemli soru: Bu aşıların hangisi daha güvenilir ve Çin aşısı güvenilir mi?

        - Aşı konusunda Türkiye’nin en önemli uzmanlarına göre şu anda testleri tamamlanmış üç aşı yani Biontech-Pfizer’in Alman/Amerikan aşısı, Moderna’nın Amerikan aşısı ve Sinovac’ın Çin aşısı da güvenilir aşılar. İngiliz Oxford-AstraZeneca’nın aşısı ve Amerikan Johnson and Johnson’ın aşısı da yolda ancak onlarla ilgili elde henüz bir net bilgi yok. Çin, Alman ve Amerikan aşıları oldukça güvenli. Özellikle Çin aşısı ile ilgili tereddütler var ama uzmanlara göre Çin aşısı eski ve bildik teknoloji ile üretilen bir aşı olduğu için risk açısından diğerlerinden daha bile güvenilir olabilir. Rus aşısı ile ilgili hiçbir net bilgi olmadığı için bir şey söylemek mümkün değil.

        -Bu aşılar ne kadar süre koruma sağlıyor?

        - Bu konuda henüz netleşmiş bir bilgi yok. Ancak en az yaza kadar koruma sağlayacağı kesin. Biontech’in kurucusu Türk bilim insanı Uğur Şahin etkisinin çok çok daha uzun olacağını umduklarını söylüyor.

        Onun arabası yok

        Onun arabası yok
        0:00 / 0:00

        Bu da oldu.

        Bekliyordum ama bu kadarını değil.

        AK Parti’den önce olmayanlar listesini daha önce yazmıştım.

        Yol yoktu, buzdolabı yoktu, elektrik az vardı, havaalanı yoktu, THY vardı ama inmeden dolaşıyordu muhtemelen, evlerde su yoktu.

        Sonunda işin cılkı çıktı.

        Bir AK Partili kadın milletvekili “AK Parti’den önce araba da yoktu” dedi.

        Aslında gülünmesi gereken bir durum ama gülemedim.

        Çünkü kadın şaka yapmıyor, yalan söylemiyordu.

        AK Parti’den önce Türkiye’de otomobil olmadığına inanıyordu.

        Öyle zannediyordu.

        Muhtemelen öyle zannettiğiiçin, öyle olduğuna inandığı için milletvekili yapılmıştı zaten.

        O yüzden gülünç değildi sözleri.

        O nedenle acıtıyordu.

        Böyle birine nasıl anlatırsınız Türkiye’de AK Parti’den önce bırakın otomobili, bugünkünden bile daha fazla sayıda otomobil markasının üretim yaptığını...

        AK Parti’den önce, otomobil almak isteyenlerin çok daha düşük vergi oranları ile otomobil alabildiğini.

        Hatta eski Türkiye’de emekli olan birinin emekli ikramiyesi ile bir ev ve bir otomobil alabildiğini nasıl anlatırsınız.

        Siz anlatırsınız da, o kafa anlar mı?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        TBMM çatısı saçmalama yeri olmadığı zaman.

        Diğer Yazılar