Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YAPIMINA Başbakanlık binası olarak başlanmıştı.

        Hayli büyüktü ve bu büyüklük makuldü.

        Çünkü Başbakanlık eskiydi, küçüktü, yetersizdi ve birkaç binaya bölünmüş olarak çalışıyordu.

        Hepsini tek çatı altında toplamak iyi fikirdi.

        Ancak dönemin Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı seçildi.

        Biz farkında değilmişiz ama seçime katılan adaylardan biri de Başbakanlık binasıymış.

        Erdoğan’la birlikte bina da Cumhurbaşkanlığı’na seçilmiş olmalı ki, seçimin kazananı belli olunca Başbakanlık binası olarak yapımına başlanan bina da Cumhurbaşkanlığı binası oluverdi.

        Hep merak ederim, acaba Ekmeleddin İhsanoğlu veya Selahattin Demirtaş seçilseydi bina da Cumhurbaşkanlığı binasına dönüşecek miydi?

        Ben yanıtı biliyorum da, siz ne dersiniz?

        Şimdilerde bazıları binanın maliyetini tartışıyor.

        Benim bildiğim kadarıyla 1.2 milyar TL civarında bir maliyet öngörülmüştü.

        Şimdi Cumhurbaşkanlığı için biraz fazla büyük.

        Çünkü içinde Başbakanlık, Başbakan yardımcılıkları ve bağlı birimler için yer vardı. Cumhurbaşkanı o koca binada ne yapacak, onu da ayrıca merak ediyorum.

        Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı ya da Davutoğlu’nun verdiği isimle “Ak Saray”la ilgili dün internette bir “tanıtım” virali izledim.

        Her ne kadar resmen “Bize ait değil” deseler de belli ki “içeriden” birileri tarafından hazırlanmış.

        Binanın içinden epey bir görüntü var.

        Hayli azametli görünüyor.

        Ama ilgimi binadan daha fazla tanıtım filminde kullanılan “müzik” çekti.

        Güftesi “bilindik”, müziği ise “pek bilinmedik” bir “marş”.

        Güfte Mehmet Akif Ersoy’a ait.

        1921 yılından bu yana milletçe bildiğimiz, ezberlediğimiz bir Akif şiiri.

        İstiklal Marşı.

        Ancak beste farklı.

        Yine marş formuna yakın ama hafiften “mehter” havasında.

        Ama tam mehter marşı gibi de değil.

        Biraz “sol” marşları andıran ritme sahip.

        Biraz da Grup Yorum’un bir şarkısına benziyor.

        Ama aslında hiçbiri değil.

        Ramazan Uçar adında bir vatandaşımızın yaptığı bir besteymiş.

        “Mehmet Akif Yılı” için yaptığı bir beste.

        Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın “gayri resmi” olsa da tanıtım viralinde görünce doğrusu işkillendim.

        “Acaba?” dedim.

        “Yeni Türkiye’ye yeni İstiklal Marşı diye İstiklal Marşı’mızın müziğini değiştirmeye yönelik ‘gayri resmi’ bir algı operasyonu mu?”

        Yok yok sözlerini değil.

        Sözleri yazan Mehmet Akif Ersoy “yeni Türkiye’den sayılır”.

        Ama bestecisi Osman Zeki Üngör, ne de olsa “eski Türkiye”.

        Sorumluluk

        MADEN kazasıyla ilgili bakanların açıklamalarını ibretle okuyorum.

        Söyledikleri şu:

        “Biz vazifemizi yaptık. Denetim yapmışız. Eksikler belirlenmiş. Para cezası da uygulanmış ama maden sahibi gereğini yapmamış.”

        Yahu böyle savunma mı olur!

        Burası maden.

        Yerin yüzlerce metre altı.

        Denetim yaptıysan, eksik gedik varsa para cezası mı olur!

        Para cezası olur ama maden de “Eksikler giderilinceye kadar” denilerek kapatılır.

        Eksiği, yanlışı gör ama yine de yüzlerce insanın yerin altına gönderilmesine göz yum.

        Sonra da “Sorumluluk maden sahibinde” de.

        Hayır efendim.

        Sorumluluk maden sahibinde olabilir.

        Ama maden sahibinin sorumluluğu da sizde!

        Bölgenin kabadayısı nerede!

        BÖLGEMİZ kazan gibi kaynıyor.

        IŞİD ortalığı ateşe vermiş durumda.

        Bütün dünya alarmda.

        ABD koalisyon kurarak IŞİD’i durdurmak arzusunda.

        Sivil toplumun, askerlerin, yedi düvelin gözü Suriye ve Irak’ta.

        Herkes işin içinde.

        Bir tek ülke görünürde yok.

        İsrail.

        Bölgede aleyhine en küçük bir gelişme olsa hemen harekete geçen İsrail, yanı başında “en kanlı” İslam devleti kurulurken çıtını çıkarmıyor.

        Ne bir ses, ne bir eleştiri, ne bir bombardıman.

        Bölgenin “kabadayısı” nerede, gören, duyan var mı?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Başbakan deyince aklımıza Başbakan geldiği zaman.

        Diğer Yazılar