Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞEMDİNLİ İddianamesi’nin gündeme bomba gibi düştüğü günlerde, ilginç bir bilgi gelmişti.

        O zaman Sabah Gazetesi’nde bunu manşet yapmıştık.

        Bilgiye göre dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, üst makamlara bir bilgi notu vermişti.

        Bu bilgi notunda yer alan iddialar üzerine kıyamet kopmuş,

        Sabri Uzun görevden alınmıştı.

        Aradan 3 yılı aşkın zaman geçti.

        Sabri Uzun, uzun sessizliğini bozdu ve dün bana bir mektup gönderdi.

        Aynen aktarıyorum:

        “Sayın ALTAYLI, Önce kendimi tanıtayım: Sabri UZUN, Emniyet Genel

        MüdürlüğüMerkez Emniyet Müdürü’yüm. 22 ve 23Mart 2006 tarihli “İlk kelle verildi” başlıklı yazınıza konu olan “kelle” benim.

        SayınALTAYLI, 17 ve 18 Kasım 2009 tarihli yazılarınızda, “Bence bu çalışmalar 1 kişinin ürünü falan değil”, “Bütün bunları toplayan ve yazan geniş bir ekip var”, “Bence ihbarcı subay falan yok” cümlelerini içeren yazılarınızdaki anafikirlere katılıyorum.

        Bir oluşum var (!), bu oluşum, son günlerde “subay” kimliğine bürünerek, Ergenekon Soruşturması’yla ilgili habire mektuplar yazıyor... Her nedense

        kendisi ortaya çıkmıyor... Çok da vatanperver görünüyor... Tüm Türkiye’yi peşinden koşturuyor!..

        SayınALTAYLI, Türkiye’nin “Ergenekon” adını taktığı şeyle (asla terör örgütü demedim, demiyorum, diyemeyeceğim),

        14 Haziran 2001 günü tanıştım. 2006 yılı Ocak veya Şubat ayında tekrar karşıma çıktı.

        Evet, o tarihlerde, “Bütün bunları toplayan, yazan geniş bir ekip var” diye düşündüm, inceledim, gördüm...

        Bu kişiler kim biliyor musunuz?

        Hani, 23Mart 2006 tarihinde, sizin yönetiminizdeki Sabah Gazetesi’nde “Uzun’u yakan bilgi notu” başlıklı haberde konu edilen, Sabri UZUN tarafından

        hazırlandığı, hükümet makamlarına verildiği öne sürülen bilgi notu vardı ya, işte o notu hazırlayanlar, şimdi (subay kimliğine bürünerek) Genelkurmay Başkanlığı hakkında bilgiler veriyor.

        İşte, bu yazı yayınlandığında, benim ciğerim yandı. Tüm ülkeye, Sabri UZUN kurumlar aleyhine düzmece raporlar hazırlayan, üstelik, Türkiye Cumhuriyeti

        Anayasası’na değil de bir cemaate bağlı insan olarak tanıtıldı.

        O bilgi notunu hazırlayan, size ulaştıran, yanıltan, kendi amaçları doğrultusunda kullanan kişiler, sonra başka bir ihbar mektubuyla

        (Trabzon’a gönderilen) Ergenekon (!) başlattılar...

        Ben, 23 Mart 2006 günü, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Aslı AYDINTAŞBAŞ’a gittim.

        Bu Bilgi Notu denilen belgeyi, İstanbul’dan, Gazete’nin merkezinden temin etmesini istedim; kendisinde bir kopyasının bulunduğunu söyledi; verdi.

        İşte o gün, benim hazırladığım öne sürülen belgeye ulaşmış oldum.

        O Bilgi Notu, Sabri UZUN’un görevden alınması için (birileri tarafından) hazırlanmıştı. Aynı kişiler, o günlerde “Bir subayın dedesinin Yahudi olduğunu,

        mezarının İsrail’de bulunduğunu” bir internet sitesinde yayınlamışlardı.

        Sabah Gazetesi’nin haberi üzerine hiçbir makam sahibinin ortaya çıkıp, “Sabri UZUN böyle bir Bilgi Notu hazırlayıp bize vermedi” diye açıklama yapmadığı gibi, Sabri UZUN hakkında idari soruşturma da yapmadılar...AllahAllah!..

        Fatih Bey, siz, 20 sene içinde Türkiye bölünür diyorsunuz ya, o bölünmenin başlangıç tarihi,

        “Uzun’u yakan Bilgi Notu” yazısının yayınlandığı gündür...

        Başarılar dilerim. “

        Yine bir film çevriliyor

        DOĞAN Yayın Holding’in yüzde 29’u Axel Springer’e satılmış. 357 milyon TL’ye.

        Abidik gubudik bir durum var yine. Karmakarışık bir işlem.

        Sözde bir satış var ama hesaplaşma 2016’da yapılacakmış.

        Ne demekse.

        Zaten iş, başından pis kokuyor.

        Doğan-Axel ilişkisinde sürekli bir garabet var.

        Birkaç yıl önce Doğan, aynı Alman grubuna Doğan TV’nin yüzde 25’ini satmıştı. 375 milyon Euro’ya. Yani 700 milyon TL’ye.

        Şimdi 357’ye holdingin yüzde 29’unu satıyor.

        Benzetme yapmak gerekirse, önce apartmandan bir daire sattılar 700’e. Sonra apartmanı satıyorlar 357’ye.

        İkisinde de hesaplaşmalar “sonraya” bırakılmıştı.

        Bu arada Doğan’ın İMKB’deki hisseleri 15 günde 4 kata yakın değer kazanmış.

        Şirketin başı Maliye ile dertte.

        Vergi cezası şirketin değeri kadar.

        Ama hisseleri artıyor.

        Kim alıyor çok merak ederim.

        Axel’e yapılan bana göre “sözde” satışta da durum farklı değil.

        Doğan Yayın Holding’in Maliye’yle başı dertte. Elin Yahudi kökenli Alman’ı, geleceği belirsiz şirkete para yatırıyor.

        Üstelik de Doğan zarar üzerine zarar açıklarken.

        Bu işin kokusu da bir gün çıkar elbet.

        Ama belli ki, Doğan başına gelenlerden hiç ders almıyor.

        Not: Çok isterdim ki, bu işlemler neyin nesi anlayayım ve anlatabileyim. Ama anlaşılır gibi değil. Belli ki, Doğan sorunlarını çokuluslu sorun haline gelmiş

        gibi göstermek istiyor.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Dürüst olmanın ilk şartının önce kendimize karşı dürüst olmak olduğunu idrak ettiğimiz zaman.

        faltayli@htgazete.com.tr

        Diğer Yazılar