Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TARİH kaldığı yerden yazılmaya devam ediyor.

        Bakın bugün olan biten bundan 100 yıl önce olan bitenle aynı.

        Yüzyıl önce işgal edilen, varlıkları Batı tarafından paylaşılmaya çalışılan ülkelere.

        Osmanlı nereleri korumak için kan akıttıysa bugün oralarda aynı sorunlar devam ediyor ve Batı'ya boyun eğmeyen, kukla olmayan yönetimler devriliyor, modern yöntemlerle o günkü işgaller sürüyor. Adına farklı şeyler dense de.

        Paylaşılan hâlâ Osmanlı mirası.

        Bunun dışında kalabilen tek ülke Türkiye.

        Hem kukla olmayan iktidarlarla ve gerçek bir demokrasiyle yönetiliyor, hem gelişip her alanda Batılı standartları yakalayabiliyor hem de bağımsızlığını koruyabiliyor.

        Peki bugün yüzyıl sonra yeniden işgal edilen ülkelerle Türkiye'nin farkı ne?

        Tek bir fark var.

        Türkiye Mustafa Kemal diye bir dahi çıkardı.

        O Osmanlı mirası topraklardan kendi ulusu için kurtardığı bölümde öyle bir sistem, öyle bir düzen kurdu ki, bugün kimse ilişemiyor, kimse dokunamıyor.

        Bugün ona küfredenler, sövenler en azından sevmediğini söyleyenler bilsinler ki, Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, bu toprakların da Irak'tan, Libya'dan, Mısır'dan Suriye'den bir farkı olmazdı.

        Ve herkes bilsin ki, Atatürk'ün kurduğu düzeni, sistemi, yapıyı, ülkeyi onun ilkelerinden ve kuruluş felsefesinden ne kadar uzaklaştırırsanız yarın o kadar Irak gibi, Suriye gibi, Mısır gibi, Libya gibi olursunuz.

        Biliyorum anlamayacaksınız ama adamlık bende kalsın. Uyarmadı demesinler. "Keşke söyleseydin Fatih" demeyin.

        Petrol yoksa demokrasi gerekmez

        BATI'nın "Demokrasi şampiyonları" demokrasiyi çok seviyorlar.

        Tek dertleri "Demokrasi ile yönetilmeyen" ülkelere demokrasi ihraç etmek.

        Ancak ilginçtir, Batı'lı demokrasi şampiyonları demokrasiyi bir şartla ihraç ediyorlar.

        Karşılığında "Petrol almak" kaydıyla.

        Afrika'nın ve Dünya'nın pek çok yerinde halkına zulüm eden, iç savaşın yıllardır sürdüğü ülkeler var.

        Bunlar demokrasi şampiyonlarının umurunda değil.

        Ama o ülkede biraz petrol varsa, oraya demokrasi ihracı şart hale geliyor.

        Önce Irak'a demorasi ihraç ettiler, şimdi Libya'ya.

        Irak'ın dışardan karıştırdılar.

        Libya'yı içerden.

        Ve ardından vur ha vur.

        5'i 6'sı birden ihraç ediyorlar hem de.

        Ne de olsa demokrasi karşılığında petrol alacaklar ya, ortaklaşa demokrasi ihracı, ortaklaşa petrol.

        Ben son yıllarda olan bitenden şunu anladım.

        Bir ülkede petrol varsa o ülkede demokrasiye ihtiyaç var.

        Petrol yoksa demokrasi olmasa da olur.

        Irak gül gibi ülkeydi.

        Düzeni vardı.

        Ama demokrasisi yoktu.

        Hemen getirdiler.

        Milyonlarca Iraklı öldü ama olsun.

        Demokrasimsi bir şeyler gelir gibi oldu.

        Ne kadar geldi, ne kadar kalır önemli değil.

        Libya'da da durum farklı değil.

        Günahım kadar sevmem ama Kaddafi bir şekilde ülkeyi kalkındırıyor, çöl bedevilerine medeniyet getirmeye çalışıyordu.

        Ülke şantiye gibiydi.

        Şimdi oraya da demokrasi geliyor. Ülke yıkılacak, binlerce sivil ölecek ama önemli değil.

        Sonunda petrol karşılığı demokrasi gelecek.

        Tek tesellim Libya'da Irak'taki kadar insan demokrasi için ölmeyecek.

        Çünkü zaten Libya'nın toplam nüfusu Irak'ta demokrasi şampiyonlarının öldürdüğü kadar...

        NOT: Bana göre benzer bir süreç Suriye'yi bekliyor. Bekleyin göreceksiniz.

        Bizim bakan iyi yazar

        TÜRKİYE'nin Libya politikası iyiymiş.

        Belki düne kadar iyiydi ama bugün beş para etmez hale geldi.

        Çünkü bu kadar "Utanç" verici bir dış politika olmaz.

        Bir yandan uluslararası camia ile iyi geçinmek için "Operasyona destek veriliyor" diğer yandan iç politika için "Kardeş Libya halkını korumak için her şey yapılacaktır" demeçleri patlatılıyor.

        Ağır bombardıman uçakları Libya'yı halı süpürür gibi bombalarken, ülkenin dört bir tarafına füze yağarken bu operasyona destek veren Türkiye, Libya halkını nasıl ve ne şekilde koruyor ve düşünüyor pek anlamıyorum.

        Ama herhalde Dışişleri Bakanı Davutoğlu bunun nasıl yapılabileceği konusunda muhakkak bir kitap falan yazmıştır.

        Gerçi onun uluslararası politika ile ilgili kitapları biraz "Bilim kurgu" oluyor ve asla gerçek hayatla uyuşmuyor ama olsun.

        Bakanımız iyi yazıyor!

        Gülme komşuna

        EMPERYALİST güçlerin bir ülkede kendi yarattıkları kargaşaya müdahale gerekçesiyle o ülkeye müdahale etmelerine destek verenler şunu düşünmeliler.

        "Ya benim ülkemde de böyle bir durum olursa."

        Bunu düşünmeden böyle zorbalıklara meşruiyet atfedenler, yarın çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacaklarını bilmeliler.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ

        İçeri ayrı dışarı ayrı mesaj verenlerin kime yalan söylediklerini Al anlayabildiğimiz zaman

        Diğer Yazılar