Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İÇİŞLERİ Bakanı İdris Naim Şahin'in "ilginç" bir tarzı olduğu aşikâr.

        Biraz densiz, biraz lafının nereye gideceğini hesaplayamayan bir tip.

        Ancak çok önemli bir özelliği daha var.

        Hükümetin veya AK Parti'nin yaptığı hiçbir şeye toz kondurmayanların "hedef alabildiği" tek bakan ve tek AK Partili.

        Her ne hikmetse, hiçbir bakana, ne yaparsa yapsın "Gık" diyemeyenler, söz konusu İçişleri Bakanı olduğu anda ağza gelmeyecek hakaretleri sıralayabiliyor, adama "Kereste" bile diyebiliyorlar.

        Bunun nedenini anlayabilmiş değilim.

        Çünkü gafsa, yapan tek kişi Şahin değil.

        Boşboğazlıksa, onu yapan da sadece Şahin değil.

        Ama ona atış, ona vuruş serbest.

        Doğrusu biraz garibime gidiyor.

        Arkasındaki nedeni merak etmiyor da değilim.

        Not: Galiba şimdi buna MİT de eklendi. Her ne hikmetse.

        *

        İstihbaratın kaynağı ne?

        35 yurttaşımızı yitirdik.

        Kim suçlu?

        Bulmak zor.

        Terörle mücadele dediğin F-16'larla yapılmaya başlanmışsa, "hatasız" operasyon zor olur.

        Kim ki terörle mücadeleyi "havaya" taşımış, hep böyle olmuş.

        İşte Afganistan.

        ABD ve İngiltere az mı sivil öldürdü Predator destekli hava operasyonlarında.

        Ama onların vurduğu kendi vatandaşı değil. Sanki insanın nerenin vatandaşı olduğu önemliymiş gibi.

        Dün ilginç yazılardan biri Mehmet Baransu'nun yazısıydı.

        Yiğit Bulut da Baransu kadar iddialı olmasa da, benzer bir kaynaktan edinildiği izlenimi veren "istihbarat birimlerinin yanıltıldığı ve yanılttığı" iddiasını yazmıştı.

        Bu iddia hiç yabana atılır gibi değil.

        Belli ki, bir "istihbarat faciası" var.

        Hangisi bilmem ama belli ki bizim istihbarat birimlerinden birine "Oradan teröristler geçecek" bilgisi ulaşmış.

        Yanlış istihbarata dayanılarak yapılan operasyonda da 35 canımız gitmiş.

        Ölen öldü. Önemli olan bundan böyle benzer hataların önünü kesmek.

        Yani bu istihbarat zafiyetini ortadan kaldırmak. Daha doğrusu bu "misenformasyonun" kaynağını bulmak.

        Bana göre ortada ciddi bir sıkıntı var.

        Büyük bir ihtimalle terör örgütü kaynaklı bir istihbarat sonucunda bu vahim hata yapıldı.

        PKK, bölgeden sivillerin geçeceğini bilerek, belki de sivilleri buraya yönlendirerek, "Teröristler geçecek" bilgisini uçurdu.

        Bu bilgiyle yapılan operasyon sonucunda da 35 vatandaşımız, çoluk çocuk demeden bombalandı. Öldürüldü.

        Bu "yanlış yönlendirici bilgi" nereden geldi, nasıl en tepeye kadar ulaştı bunu bulmak gerek.

        35 vatandaşımızın katili "o bilgiyi" verenlerdir.

        Kaynağı bulunmadıkça ve hesabı sorulmadıkça daha çoook hata yaptırırlar.

        Not: Mehmet Baransu dünkü dikkat çekici yazısında, "Bölgedeki komutanların haberi yoktu. Komutanlar 'Bize sorulmadan Ankara'dan emir verilmiş. Biz geçenlerin kaçakçı olduğunu biliyorduk'" demiş. Bu iddia tamamen yanlış. Çünkü önce top ateşi yapılıyor. Bölgeden helikopterler kalkıyor. Sonra bombardıman yapılacağı söylenerek helikopterler ve olay yerine yönlendirilen kara birlikleri geri çekiliyor.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Yılbaşını Noel'le karştıracak kadar cahil olanlar din adamı yapılmadığı zaman

        Diğer Yazılar