Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "Önce insan gibi gençlik yetiştirmek lazım" diye.

        İnsan gibi insan olsun, gerisini kendi halleder zaten.

        "Muhafazakâr ve Müslüman" demenin âlemi yok.

        İnsan gibi olmazsa, adam gibi olmazsa ne Müslümanlığı Müslümanlık sayılır, ne muhafazakârlığı muhafazakârlık.

        Yıllardır yazıyorum "memleketimin muhafazakârlık manzaralarını".

        Hiç yazmadıysam 10 kere yazmışımdır, aynı örneği iki kere tekrar etmeye gerek kalmadan.

        Memleketimde anket yapmışlar.

        Yüzde 90 küsuru muhafazakâr çıkmış.

        Gazetelere bakıyorum. "Ulan bunca rezilliği geri kalan yüzde 10 mu yapıyor?" diyorum içimden.

        İmamın, birlikte görev yaptığı müezzinin karısıyla basıldığı memleketimde muhafazakârlık...

        Hadi çok yakından gidelim yine. Birkaç günlük bir olaydan.

        Rezil bir baba 5 bin TL'ye, üstelik de sözleşmeyle kızını satıyor.

        Satış sırasında kız 12, alıcı 54 yaşında.

        Ama sorarsan baba muhafazakâr.

        Alıcı da illa ki öyledir.

        Boru değil yüzde 90 küsurumuz muhafazakâr.

        Hadi de ki, "Bunlar dandik muhafazakâr".

        Peki Cübbeli Ahmet Hoca'mıza ne diyeceksin?

        Muhafazakâr mı?

        Sapına kadar olmasa da muhafazakâr.

        Öyle muhafazakâr ki, peşine yüz binlerce muhafazakâr takılmış.

        Ama Cübbeli içeride. Tutuklu.

        Muhafazakârlıktan mı tutuklandı?

        Pek değil. Tutuklanması abes belki ama muhafazakârlığından daha abes değil.

        Örnek veririm daha çoook ama gerek yok.

        Muhafazakâr imamın, birlikte görev yaptığı muhafazakâr müezzinin nikâhlı muhafazakâr eşiyle basıldığı memleketimde "muhafazakâr" yetiştirmek pek de zor olmasa gerek.

        Galiba asıl gereken, kendimizi "böyle muhafazakârlardan" muhafaza edecek şekilde yetiştirilmek!

        Rahatsız eden hangi cümle

        ATATÜRK'ün Gençliğe Hitabesi de tartışma konusu oldu ya, yazık.

        Aslında Atatürk'e ait olup olmadığı bile tartışmalıdır.

        Pek çokları, "Hamdullah Suphi kaleme aldı Atatürk için. O da beğendi" der.

        Bilinmez.

        Rahmetli Ecevit ise "İnönü bana yazanın kendisi olduğunu söylemişti" derdi.

        O da bilinmez.

        Sonuç olarak Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'dir ama kime ait olursa olsun ne fark eder.

        Güzel değil midir?

        Doğru değil midir?

        "Ey Türk Gençliği!

        Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

        Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

        Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

        Burada hangi kelime yanlıştır.

        Hangisi ayıptır.

        Dahası bugünkü iktidar da buradaki görüşleri savunmuyor mu?

        "Faiz lobileri, ucu dışarıda karanlık güçler, işbirlikçiler" demiyor mu?

        O zaman bu cümlelerden rahatsız olmak niye?

        Buradaki hangi cümle kimi rahatsız ediyor?

        Açıkça söylesinler de!..

        Bilelim!

        İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi, Galatasaraylılara güzel bir jest yapmaya hazırlanıyor.

        Türk Telekom Arena'ya, ya da bana göre Ali Sami Yen'e giden metro hattını "ikiye çıkarıyor".

        800 metrelik ek bir tünelle maç günleri stada geliş gidişlerde kapasite iki katına çıkarılacak.

        Böylelikle hem taraftarlar dışındaki yolcuların rahatsızlığı ortadan kaldırılacak...

        Hem de stadın boşalması sırasında ortaya çıkan izdiham en aza indirgenecek.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Turkcell'in duyarlılığını bütün şirketler gösterdiği zaman.

        Diğer Yazılar