Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETECİ soruyor:"Paralel yapının farkına ne zaman vardınız?"

        Muhatabı olan muktedirin yanıtına bakılırsa oldukça geç varmışlar.

        Neredeyse 17 Aralık'ta.

        Çünkü 17 Aralık arifesinde durum,"Ne istediniz de vermedik''noktasındaydı, muktedirin kendi ağzından.

        Farkında olsa"Ne istedilerse verir miydi!''.

        Halbuki ondan çok önce Ergenekon soruşturması vardı.

        Hemen ardından Balyoz.

        TSK neredeyse topyekûn içeri atıldı, atanacak komutan kalmadı dışarıda. YAŞ'ı savcılar yönlendirir oldu.

        Aydınlar, yazarlar, gazeteciler cabası.

        Casusuluk davaları da hikâyenin bir başka yönü...

        Sonra KCK davaları geldi.

        Kürt siyasetinin tamamına yakını içeri tıkıldı. Sıra sıra kelepçeli fotoğraflarla...

        Aklı başında herkes bağırdı,"Bu işlerde bir iş var''diye.

        Şimdi"Paralel''diye yırtınanlar ise alkış tuttular.

        Memnun ve keyifle izlediler.

        Herkesin gördüğünü görmediler. Biraz kafası çalışan herkesin farkında olduğu şeyin farkına varmadılar.

        Memnundular.

        "Paralel''i fark etmemek işlerine geliyordu.

        Kadroları paylaşıyorlardı aralarında.

        "Bir sana bir bana''diye devlet kurumlarında, yargıda, yüksek yargıda, emniyette her koltuğu.

        Al gülüm ver gülüm dönemiydi.

        "Cemaat''diyenlere bakanların"karga olup güldüğü''günlerdi.

        "Devlet içinde devlet oldular''diyorduk, hükümet sözcüsü çıkıp"Bu iddiaya kargalar bile güler''diyordu...

        Ortada ne Ergenekon, ne Balyoz, ne KCK soruşturmaları ve davaları vardı, bu köşenin sahibi fakir şöyle yazdı o sırada gazete olan Sabah'taki köşesinde:

        "Eğitim, okullar, yurtdışında Türk okulları hayır hasenat iyi de, bir Cemaat niye Emniyet'te, yargıda kadrolaşır, örgütlenir. Bir devlet böyle bir şeye nasıl izin verir''diye.

        Bugün"Paralel''düşmanı kesilenler o gün çok kızdılar.

        Çünkü o gün hepsi"Pennsylvania'lıydı''.

        Bugün düşman ilan ettikleri polislere, savcılara koştular.

        "Bunu da içeri atın''diye.

        Telefonum, hayatım o gün dinlemeye alındı belki de...

        Yani 8 yıl önce"Farkında olun''diye uyardık.

        Elbette ki, dinlemediler.

        Çünkü onlar muktedir.

        Muktedir olunca her şeyi gördüğünü, her şeyi bildiğini zannediyorsun.

        Farkında olana ve farkındalık yaratmaya çalışana basıyorsun fırçayı,"Çok biliyorsan kendine sakla''diye.

        Bildiğimizi o gün de söyledik, bugün de söylüyoruz, yarın da söyleyeceğiz.

        Kendimize saklamayacağız.

        Çünkü ortak akıl, konuşarak oluşur.

        Kıç yalayarak değil.

        Tabii oranla dinlemiyorsan...

        Daha da kötüsün

        BUGÜN suçlanıp göz altına alınanlar, geçmişte hukuksuzluk yapmış olabilirler.

        Hukuksuzluk yapanla mücadele edeceksen bunu hukukla, adaletle yapmalısın.

        Yok eğer aynı şekilde mukabele ediyorsan suçladığından hiçbir farkın yoktur.

        Hatta ondan bile kötüsündür; çünkü aynı hatayı ikinci kez yapıyorsundur.

        Bunun kaçınılmaz sonucu da şudur.

        Yarın öbür gün aynı hukuksuzluk senin de başına gelir.

        Çünkü kuraldır.

        Kılıçla yaşayan kılıçla ölür.

        İnternet okuru eşek mi!

        SÖZDE Türkiye'nin en büyük internet siteleri.

        Milyonların izlediği, yüz milyonlarca tık alan siteler.

        Sözde en hızlı haber kaynakları.

        Yemin ederim hiçbirine bakasım yok.

        Sabah eve gelen gazeteleri okuduktan sonra daha taze haber var mı diye bu sitelere giriyorum.

        Çıldırıp anında çıkıyorum.

        Çünkü ne haber bulmak mümkün, ne de bulduğunu zannettiğin habere ulaşmak.

        Diyelim bir transfer haberine bakacaksın; çünkü"Galatasaray'dan dev transfer''diye başlık görmüşsün.

        Tıklıyorsun.

        Hop başka bir sayfa.

        Ona tıklıyorsun, karşında 150 sayfalık bir galeri.

        Tıkla Allah tıkla ki, merak ettiğin habere ulaşasın.

        Başlıktaki haber ya 149. fotoğrafta ya da orada bile yok. Çünkü galeriyi hazırlayan bile unutmuş başlıktaki haberi.

        Ya da bir magazin haberi.

        "Ünlü sanatçı şaşırttı''diye bir başlık.

        Aç yine galeri.

        75 tane yarı çıplak kadın fotoğrafı ve bir sürü anlamsız selfie'den sonra ünlü sanatçı niye şaşırtmış görüyorsun. Yaz günü kışlık pabuç giymiş meğerse.

        Hele bir de"Şok şok şok''haberleri var ki sorma gitsin.

        İstanbul'da hortum haberinin görüntüsü, hortumun ucundan çek çek bitmez.

        Ayıptır ya!..

        Daha fazla tık alıp bunu ilan edeceksin diye okuyucu bu kadar eşek yerine koyulur mu!

        Haklısınız, koyulur.

        Eşeğiz ki, hâla açıp bakıyoruz...

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        İlk birkaç turda önde gitmek için otomobilin motorunu patlatanın iyi yarışçı olmadığını anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar