Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AMERİKA’da CIA’nın gizlice yürüttüğü ve sonsuza kadar gizli kalması için mücadele verdiği bir programı sonunda siyaset deşifre etti.

        11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri sonrasında, “terörle mücadele” bahanesiyle, bazısı ABD vatandaşı çok sayıda kişiyi kanunsuz gözaltına almaya, ABD yasalarının her bireye sağladığı insan haklarından mahrum bırakmaya ve yasaklanmış işkence yöntemlerini uygulamaya yarayan CIA programının ayrıntıları bir raporla açıklandı.

        Rapora ilk tepki Barack Obama’dan geldi. Dediği şu: “CIA’nın 11 Eylül sonrasında uyguladığı işkenceler bizim varlığımıza taban tabana zıt...”

        İstihbarat örgütleri karanlık bir alanda faaliyet gösterirler. Faaliyetlerinin bir bölümü hiç ortaya çıkmayacak, ortaya çıktığında ülke çıkarlarını zedeleyebilecek türdendir. Buna karşılık, örgütlerin de uyması gereken anayasal ilkeler ve yasa maddeleri vardır.

        Böyle bir denge içerisinde yürütülür istihbarat faaliyetleri...

        CIA dünyanın en kötü şöhretli istihbarat örgütlerinin başında geliyor. Kurulmasından (1947) hemen sonra başlayıp 1970’li yıllardaki “Watergate skandalı” patlayana kadar, CIA, hem ABD içerisinde hem de yurtdışında, pek çok karanlık operasyona imza atmıştır. İçeride sistem muhaliflerinin izlenip itibarlarının sona erdirilmesi girişimleri, dışarıda ise siyasi suikastlardan darbelere kadar bir dizi operasyon...

        ABD Başkanı John F. Kennedy’nin uğradığı suikastta bile CIA parmağı arayanlar çıkmıştı.

        Gazeteci Seymour Hersh’ün 1973’te New York Times’ta yayımlanan CIA’nın yabancı liderlere suikast düzenlediğine ve 7 bin Vietnam Savaşı karşıtı Amerikan vatandaşını yasadışı izleyip gözlediğine dair “family jewels” (aile mücevherleri) haberleri işin tuzu biberi olmuştu.

        Senato, Idaho Senatörü Frank Church’ün başkanı olduğu araştırma komitesiyle CIA’nın ipliğini pazara çıkaran ciddi bir soruşturma gerçekleştirdi.

        İstihbaratın çirkinleşen faaliyetlerine yine siyasetin el koyduğunu görüyoruz. Hazırlanan CIA kirli çamaşırlarıyla ilgili son rapor tam 6 bin 700 sayfa; kamuoyu hiç değilse örgütün aşırılıklarının ulusal çıkarlara zarar vermeyecek bir bölümünden haberdar olabilsin diye, 500 sayfalık bir özet herkesin bilgisine sunuldu.

        Hayret edilecek en önemli yön olarak, Amerikan basını, uygulanan çirkin yöntemleri, CIA yönetiminin, örgütün bağlı olduğu yetkililerden gizlediğine dikkat çekiyor. Barack Obama’ya, hatta ondan önceki George W. Bush’a bile tablo bütün çirkinliğiyle aktarılmamış. Ne Beyaz Saray’a, Kongre’ye, Adalet Bakanlığı’na, ne de medya ve kamuoyuna...

        Hiyerarşik düzen içerisinde bazılarına çıtlatmışlar, ama o kadar...

        CIA “terörle mücadele” adına bildiğini yapmış...

        Yasadışı bilumum uygulamalarla, işittiğinde Amerikan vatandaşlarının yüzlerini kızartacak akıl zorlayan ne kadar işkence türü varsa yapılmış, ama bunların hiçbiri “terörle mücadele”de işe yaramamış...

        El Kaide’yi bitirmeyi amaçlayan çirkin program uğruna yasaları ve anayasal çerçeveyi çiğneyen CIA, burunlarının dibinde hayatını sürdürdüğü sonradan anlaşılan Usame bin Ladin’i yakalamayı beceremediği gibi, El Kaide’yi solda sıfır bırakan IŞİD tarzı örgütlerin çıkmasını da engelleyemedi.

        Raporu hazırlayanlara konuşan El Kaide uzmanı bir CIA ajanı, işkenceyle elde edilen yalan yanlış bilgilerle girişilen fos çıkmış operasyonlar yüzünden, terörist grupların propaganda üstünlüğü elde ettiğini ve bu sayede yeni militanlarla saflarını sıklaştırabildiklerini söylemiş...

        İstihbarat örgütlerini sürekli yakın gözetim altında tutmazsanız hem başınız ağrır hem de dünyaya rezil olursunuz.

        ABD’de şimdi olan bu...

        Diğer Yazılar