Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kendi içimizle o denli meşgulüz ki, dünyanın dikkat alanının dışına düşüyoruz.

        Şunun şurasında sadece 2 gün kaldı; dünyanın ekonomisi güçlü ülkelerinin en üst düzey yöneticileri, G-20 Liderler Zirvesi için Antalya’da buluşuyor. Cumhurbaşkanları... Başbakanlar... Türkiye 19 ülke liderlerinin güvenliği için akla gelebilecek her türlü tedbiri aldı. Toplantının yapılacağı Belek’in üzerinde kuş uçurtulmuyor.

        Yapılması gerekeni yapıyor Türkiye...

        Takip ettiğim yabancı gazeteler, G-20 toplantısı için ülkesinden ayrılan Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin ilk durağı İngiltere’de karşılaştığı tepkilerle dolup taşıyor. Modi hafta sonunu ülkemizde geçirecek; şimdiye kadar medyamızda, Modi, görüşleri ve yaptıklarıyla ilgili hemen hiçbir yayın çıkmadı.

        Herhalde bizleri utandırması gereken bir durum bu.

        Londra ziyareti vesilesiyle İngiltere medyasında yazılanlara göz atın; oradan ABD gazetelerinin ilgisi uyandığı için Washington Post’ta yer alan yorumları okuyun. Hindistan Başbakanı’nın ülkesinde aşırılık şampiyonu olduğunu, siyasi hayattaki gücünü “Hindu milliyetçiliği” sayesinde kazandığını, bunun da “Hindu” tanımı içerisine girmeyen vatandaşlarının sistemden dışlanması anlamına geldiğini vurguluyor bütün yayınlar...

        Guardian Gazetesi’nin kendisi de “Hindu” olan ekonomi sayfaları sorumlusu Aditya Chakrabortty, “Bunca zaman uzağında tuttuğu Modi’yi, İngiltere, şimdi neden kırmızı halıyla karşılıyor?” diye soruyor. Gujarat Eyaleti’nin yöneticisiyken, bir trende çıkan yangında 58 Hindu ölünce, Modi eylemi hemen Müslümanların üzerine yıkmış. Ardından çıkan olaylarda çoğu Müslüman 2 bine yakın insan hayatını kaybetmiş...

        Saldırganlardan birinin, hamile bir kadının karnını deşmekle övündüğünü de belirtiyor Chakrabortty...

        Olay üzerine bazı ülkeler Modi’yi kara listeye almış; ABD ve İngiltere uzun yıllar kendisine vize vermemiş...

        Hindistan’ın tanınmış yazarlarından Pankaj Mishra da bir başka Modi olayını yazısına taşımış: 2005 yılı. Modi yine Gujarat’ın yönetiminde. Polis, Şeyh Sohrabuddin adlı birini öldürmüş. Modi, kampanya konuşmasında, “Evinde yasadışı silah bulunduran birine başka ne yapılabilirdi ki? Hak etmişti, öldürüldü” demiş, dinleyenlerin “Öldür onu, öldür onu” naraları arasında...

        Modi, Hindu milliyetçisi ve Müslümanlara o yüzden ters bakıyor; ancak her Hindu’ya saygı duyduğu da sanılmasın. Müslüman ve Hıristiyan isimleri taşıyanlar yanında Mishra ve Chakrabortty gibi “seküler” Hindular ile “Batılılaşmış” kadınlar da hedef listesinde... Ülke ekonomisinde önemli yeri bulunan Sih dini mensupları da...

        Partisinin başka ileri gelenleri ondan geri durur mu, onlardan kimi “İneğin etini yiyenler başka ülkeye” derken, söylemlerini “Kutsal kitaplarımız inek eti yiyenlerin günahkâr olduğunu, günahkârların da öldürülmesi gerektiğini yazıyor” aşırılığına vardıranlar da çıkmış...

        Ülkenin Kültür Bakanı Mahesh Sharma, sergilenen aşırılıkları topluca protesto eden önde gelen yazarları ayıpladıktan sonra, “Yazmalarının engellendiğini söylüyorlar; önce yazmayı durdursunlar, sonrasına bakalım” da demiş...

        En kalabalık Müslüman nüfusa sahip ülkeler sıralamasında üçüncü sırada yer alıyor Hindistan; Babür Şah’ın kurduğu imparatorluktan bu yana Müslüman nüfus hep artmakta.

        Aynı zamanda bir dinler ve ırklar meşheri Hindistan; birliğini sağlayan ilkeler de, “hukuk devleti” anlayışı ile “din ve vicdan özgürlüğü”...

        Modi ise bir yılını doldurduğu başbakanlık döneminde ülkenin tutkalı ilkelere ters davranışlar sergileyip duruyor.

        Hindistan önemli ülke; Modi Hindistan’ın değerleriyle uyuşmuyor.

        Diğer Yazılar