Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son günlerde gırtlağımıza kadar siyasete gömülmüş durumdayız.

        Kiminle konuşsak söz dönüp dolaşıp seçimlere geliyor.

        Hele hele partilerde başka bir konu kalmadı.

        Herkesin gündeminde sandık var.

        Ancak böyle söylerken, siyaset kulislerinde önceliğin 7 Haziran olduğu gibi yanlış kanaate sakın kapılmayın.

        Siyasetçilerin tüm dikkati 7 Nisan üzerinde toplanmış durumda.

        Yani siyasi partilerin aday adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edeceği güne.

        Herkes merakla o listelere kimler yazılacak merakla bekliyor.

        AK Parti’de de durum aynı, CHP’de de.

        Özellikle aday adayları sandıktan çıkacak sonucu değil, listelere yazılacak isimleri bekliyor dört gözle.

        Biraz da endişeyle...

        *

        Siyasette heyecanın bu kadar tavan yapmasının asıl nedeni, aday adayları arasındaki yarışın nasıl sonuçlanacağından ibaret değil.

        Endişenin asıl nedeni, Genel Merkezlerin kontenjan tercihlerini kimlerden yana kullanacağı.

        Herkesten tepeden inme listelere yazılacak ithal aday korkusu var.

        İl yöneticileri partililere bu durumu nasıl açıklayacaklarını, böyle isimlerin arkasında nasıl duracaklarını kara kara düşünüyor.

        *

        Geçtiğimiz günlerde CHP’nin eski bir yöneticisi ile lafladık.

        Konu ister istemez yine kontenjan adaylarına geldi.

        Ben de, Genel Başkanların İzmir kontenjanlarını nasıl belirlediğini, tepeden inme isimlerin neye göre belirlendiğini sordum.

        Cevap mı?

        Genel başkanın yakın çevresinde balık rakıyı en çok seven İzmir’e yazılır.’

        Bugüne kadar ithal vekillerin İzmir’le tek bağlantılarının bu olduğunu çok duymuştum ama doğrusu ya böyle bir yanıt beklemiyordum.

        O eski yönetici şaşkınlığımı anlayınca, ‘kendilerini başka türlü göremediğimiz için bu kanaate kapıldık’ diye ekleyince durum ortaya çıktı.

        Bu kentte oy veren de, seçmenden oy isteyen parti yöneticisi de ithal adayı bir türlü içine sindiremiyor.

        *

        İthal kullanımında ilk sıradaki parti CHP.

        Ana muhalefetin örgütleri kontenjan kullanılmasına bile karşı.

        Hatta kontenjanlara yıllarca İzmir’de siyaset yapmış isimlerin örgüt onayı olmadan listelere yazılmasını içlerine sindiremezken, kenti ‘balık-rakı’dan ibaret gördükleri adaylarla karşılaşmaktan nefret ediyorlar.

        Örnek mi?

        Güldal Mumcu.

        Gerçi İzmir’in taleplerine aldıran yok.

        Genel Merkez, fermuar sistemiyle gazını aldığına inandığı İzmir örgütüne aldırmadan kontenjanları doldurursa şaşırmam.

        Ama 7 Nisan sonrasında 30 Mart öncesinde olduğu gibi bir kırılma yaşanırsa ona da şaşırmam.

        Diğer Yazılar