Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne güzel bir mevsimdir yaz değil mi?

        Çocuk için tatil, fakir-fukara için ısınma derdi olmayan günler, üretici için hasat, pazar için bolluk-bereket demektir zira.

        Pek çoğumuz için o veya bu nedenle özlenen bir mevsimdir yaz...

        Kuşkusuz ki yazı en çok özleyenlerin başında turizmciler gelir.

        Çünkü turizm sektörü için yaz demek çarkların en hızlı döndüğü günler demektir.

        Sektör tüm birimleriyle aylarca o sıcak ama kısa mevsime hazırlanır.

        Tıpkı şu günlerde olduğu gibi.

        *

        Son dönemlerde söz turizme geldiğinde benim aklıma nedense hep Çeşme geliyor.

        Ama sadece güzellikleri değil;

        Parası olmayan gelmesin’ mantığı ile sezona bilenen işletmecileri kafama takılan.

        Alaçatı Ot Festivali ile yeni sezonun provasını yaptı bu şirin ilçe.

        O prova bir kez daha gösterdi ki, yeni sezonda da turisti ‘yolunacak kaz’ gibi gören zihniyet hazırlıklarını tamamlamış bile.

        Çeşme’de hepsi olmasa da, işletmecileri büyük bölümünün insanların artık enayi yerine konmaktan sıkıldığının farkında bile değil.

        Her gelene para gözüyle baktıklarından, ziyaretçi kalitesindeki düşüşü göremiyorlar.

        Hoş umurlarında da değil ya.

        Neyse...

        Çeşme’nin sözde turizmcileri farkında mı bilmem.

        Uyguladıkları kazık politikası, komşuyu o kadar sevindiriyor ki anlatamam.

        Komşu derken Sakız’dan söz ediyorum.

        O küçücük ada son dönemlerde Çeşme aşıklarının yeni gözdesi oldu.

        Merak eden gidip rakamlara baksın.

        Çeşme’den Ada’ya gidenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

        Giden bir daha gidiyor.

        Yanında onu duyan dostuyla üstelik.

        *

        Sakız’a bu rağbetin temelinde ne yatıyor biliyor musunuz?

        Talepten şımarmayan, ‘nasıl olsa geliyorlar’ zihniyeti ile fiyatları şişirmeyen anlayış.

        Son zamanlarda komşu kapısını sıkça aşındıran kiminle konuşsam, benzer şeyleri duyuyorum.

        Hepsi de tercihlerinden inanılmaz memnun.

        Ballandıra ballandıra, Çeşme’de bir pidecide ödenen hesap kadar parayla Sakız tavernalarında sabahlara kadar çılgınca eğlendiklerini anlatıyorlar.

        Hepsinin dilinde, Dalyanköy’de bir balık sofrası için ödenecek parayla Ada’da hafta sonu tatili geçirmenin bedelinin denk olduğu var.

        *

        Çeşme’de bu fiyat politikası böyle giderse Sakız’ın yıldızı her geçen gün biraz daha parlar.

        Buna hiç kimsenin şüphesi yok.

        Benim korkum bu kazıkçı zihniyet yüzünden Çeşme’nin yarın sadece Sakız’a ulaşılabilen bir limana dönmesi.

        Diğer Yazılar