Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda Alaçatı ve Çeşme tatili dendi mi, akla gelen ilk şey abartılmış fiyat tarifeleri, kabarık faturalar.

        Ve tabii ki, sokaklarda arz-ı endam eden ünlüler.

        Doğaldır ki, geride bıraktığımız uzun bayram tatilinde bölgedeki gelenek bozulmadı.

        Bir lahmacun için ödenen fatura, hemen karşıdaki Sakız’da mükellef bir sofranın bedeline denk geldi.

        *

        Alaçatı ve Çeşme’nin tarife uygulaması ile ilgili yakınmalar ne kadar artarsa artsın, ne fiyat düşüyor, ne de bölgeye olan talep.

        Hal böyle olunca insan ister istemez işletmecilerin yüksek tarifelerindeki ısrarını sorguluyor.

        3 gündür geçtim telefonun başına, tanıdığım ne kadar otelci, işletmeci varsa hepsini tek tek aradım.

        Hepsine de aynı soruyu sordum;

        “Fiyatları biraz aşağı çekseniz de daha çok insan gelse olmaz mı?”

        *

        Alaçatı ve Çeşme’deki farklı işletmecilerin bu soruya verdikleri yanıt neredeyse aynı.

        Hepsi de aynı dili konuşuyorlar.

        Turizm sektörüyle uğraşan herkes, Çeşme’nin Fransa’nın Avrupa’nın elit tabakasını ağırlayan St. Tropez gibi, Nice gibi ayrıcalıklı bir bölge olmasını istiyor.

        Hepsinin tercihi, bölgenin orta ve alt gelir düzeyindeki tatilciler tarafından doldurulmasındansa, sayıca az ama ödeme gücü yüksek bir kesimi ağırlamak.

        İstiyorlar ki, o güzelim plajları harcayacak parası olmayan insanlar değil, konforu için ödeme yapmaktan çekinmeyecek bir kesim doldursun.

        *

        Daha açıkça belirtmek gerekirse, Çeşme ve Alaçatı tatilci profilini belirlerken çıtayı alabildiğine yükseltmiş.

        “Buraya parası olmayan gelmesin” anlayışı tüm işletmecilerin kafasına kazınmış durumda.

        Neredeyse farklı fiyat politikası izlen işletmecilere yaşam hakkı bile vermeyecekler.

        *

        Elbette ki konuştuğum işletmecilere bu tercihlerinin nedenlerini de sordum.

        Aşırı kalabalığın yaratabileceği kontrol edilemez çevre kirliliği başta olmak üzere, bölgeye para harcamak amacıyla gelen “elit” tatilcileri rahatsız etmesinden büyük endişe duyuyorlar.

        10 masa doldurmak yerine hedefledikleri özelliklere sahip 5 masa ağırlamanın daha karlı olduğunu da gizleyen yok.

        *

        Kuşadası ve Marmaris örnekleri akla gelince Çeşme’nin tercihleri konusunda söyleyecek pek bir şey kalmıyor aslında.

        Ama yine de aklıma takılan bir konu var;

        Kaynağı belli olmayan parayla Alaçatı veya Çeşme’deki işletmelerde sınırsız bonkörlük yapan herkes “elit” sınıfına mı giriyor?

        Diğer Yazılar