Diploma tüccarı!

Ara ara televizyonda western filmi izlerim. Koltuğa uzanıp hiç bir şey düşünmeden bu tarz filmleri seyretmeyi oldum olası severim. Havanın grinin en koyusundan olduğu bir gün yine böyle bir film seyredesim geldi.

Aldım elime kumandayı, başladım kanal kanal gezmeye. Bir-kaç dakikalık uğraştan sonra aradığım film ekrandaydı.

Hem de sıkı bir film.

Western filmlerinin aranılan starlarının hepsi bir arada; Kirk Douglas, Clint Eastwood, Lee Van Cleef ve adını hatırlayamadığım diğerleri. Aldım elime kahvemi ve koltuğa kuruldum. Ya 3 dakika geçti, ya da 5... Ama fazlası değil.

Araya tanıtıcı reklam girdi.

Bir krem reklamı.

Şarkıcı eskisi Erol Köse, iki lafın birinde doktor olduğunu vurgulaya vurgulaya satılan kremin ne kadar iyi bir şey olduğunu söylüyor. Neredeyse 10 dakika sürdü bu kesinti. Filmi sonuna kadar seyretmeye kararlıyım ya, sabırla bekledim.

Derken film yeniden başladı.

Ama o ne?

20 dakika ya geçti, ya geçmedi.

Yine aynı tanıtıcı reklam.

Televizyonun başından ayrılıp biraz dolandıktan sonra yeniden koltuğa döndüm ve filme kaldığım yerden devam etmeye çalıştım.

Ama ağzımın tadı kaçmıştı bir kere.

Nitekim kısa bir film arasından sonra aynı Erol Köse ile bir kez daha karşılaşınca, başka bir kanala geçiverdim.

Televizyonların tanıtıcı reklam yayınlamasına karşı değilim. Ama süre ve içeriğinin daha sıkı denetlenmesi koşuluyla. Süreyi geçtim. Bu RTÜK’ün sorunu.

Ama bu kremi satmaya çalışan insan iki de bir de, “ben doktorum” sözünü tekrarlayıp da pazarladığı ürünü bir ilaç gibi sunmaya çalışınca ayarım kaçtı resmen.

Şöyle bir araştırdım, evet adam gerçekten hekim. Hacettepe Tıp Fakültesi’ni bitirmiş.

Kendi biyografisinde “göz doktoru” olduğunu yazıyor.

Ne var ki sattığı ürün tamamen cilt bakımıyla ilgili.

Yani eski adıyla bir cildiyecinin, yeni adıyla dermatoloji uzmanının alanında atıp-tutuyor.

Bir başka deyişle doktorluğunu kullanarak pazarlamacılık yapıyor.

Merak ediyorum, bu ülkenin dermatoloji uzmanları, Tabip Odaları, Sağlık Bakanlığı ekrandaki bu rezaleti görmüyor mu acaba.

Yoksa atış serbest mi?