Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fransız yönetmen Tony Gatlif’in yönettiği “Geronimo”, kenar mahallelerde yoksulluk, şiddet, suç, uyuşturucu ve silah batağında yaşayan gençler üzerine çekilen filmleri hatırlattı. İşte sokakların öfkesini anlatan en iyi 10 film

        Batı Yakasının Hikâyesi 1961

        (West Side Story)

        Yönetmen: Robert Wise

        Shakespeare’in “Romeo ve Juliet”inden uyarlanan ve 10 Oscar kazanan müzikal bir uyarlama. İtalya’daki düşman ailelerin yerini New York’taki iki gençlik çetesi alıyor. Çetelerden birisi Portorikolulardan, diğeri beyazlardan oluşuyor. Birbirlerine âşık olan Maria ve Tony ise nefreti sona erdirmek istiyorlar. Seçkimizin en romantik filmi.

        Siyam Balığı 1983

        (Rumble Fish)

        Yönetmen: Francis Ford Coppola

        Filmin ana karakteri küçük bir gençlik çetesinin lideri olan Rusty. Öykü onun ruhundaki boşlukla ilgili... Seçkimizin en üslupçu filmi. Karanlık ve kasvetli bir sanayi kentinde geçen filmde Coppola, Alman dışavurumculuğu ve siyah beyaz sinema klasiklerinden esinleniyor; gerçekçilikten ziyade varoluşçu bir şiiirselliğin peşinde koşuyor.

        Renkler 1988

        (Colors)

        Yönetmen: Dennis Hopper

        Film, Los Angeles’in doğusundaki sokaklarda çalışan biri tecrübeli, diğeri çaylak iki polisin hikâyesini anlatıyor ve önyargısız bir bakışla çetelerin varlık nedenini sorguluyor; polisiye önlemlerin soruna kalıcı bir çözüm getirmeyeceğinin altını çiziyor. Çeteler, gençler için bir aileden farksız. Suç ise yoksulluk ve işsizliğin doğal bir sonucu.

        Doğruyu Seç 1989

        (Do the Right Thing)

        Yönetmen: Spike Lee

        Yılın en sıcak gününde Brooklyn’de bir mahalledeyiz. Olaylar öyle bir gelişiyor ki ırklar arasındaki gerilim kontrol edilemez hale geliyor. Gösterime girdiği yıl, ABD’de çok tartışılan filminde Spike Lee, karakterlerini iyi ya da kötü olarak ayırmıyor. Dikkatimizi yoksulluğun biriktirdiği öfkeye çekiyor ve şiddeti, ırk ayrımcılığının bir sonucu olarak görüyor. Acı olan, aradan 26 yıl geçse de sorunun hâlâ çözülememiş olması...

        Menace II Society 1993

        Yönetmen: Albert ve Allen Hughes

        İkiz kardeşler Albert ve Allen Hughes bu filmi tamamladıklarında 21 yaşındaydılar. Onlar da filmin ana karakteri Caine gibi silah, uyuşturucu ve şiddet dolu bir kenar mahallede yaşamışlardı. Tek farkları, annelerinin onlara 12 yaşındayken bir video kamera vermesiydi. Anasız babasız büyüyen Caine’in ise çok fazla seçeneği yok. Hughes kardeşler Caine’in “toplum için nasıl bir tehdit haline geldiğini”, onu kahraman ya da kurban haline getirmeden, çarpıcı bir sinema ve gerçekçi bir öyküyle ele alıyorlar.

        Boyz n the Hood 1991

        Yönetmen: John Singleton

        ABD’de vurularak ölen gençlerin sayısının giderek arttığı bir dönemde çekilen film, Los Angeles’ta büyüyen 3 arkadaşın yaşadıklarına odaklanıyor. Ünlü eleştirmen Roger Ebert’in “Son yılların en iyi Amerikan filmi” diyerek övgüyle söz ettiği film, şiddetin kol gezdiği sokaklarda genç olmanın nasıl bir şey olduğunu gerçekçi bir yaklaşımla ele alıyor, erkeklik ve silah kültürünün sonuçlarına bakıyor.

        Protesto 1995

        (La Haine)

        Yönetmen: Mathieu Kassovitz

        Kassovitz, Paris’in dış semtlerinde yaşayan ve farklı etnik kökenlerden gelen üç arkadaşın öyküsü üzerinden, gettolarda biriken öfkenin nedenlerini sorguluyor. Yoksulluk, işsizlik, etnik ayrımcılık ve polis baskısının, gettoları her an patlayacak bir bombaya dönüştürdüğünü gerçekçi bir yaklaşımla anlatan film, gösterildiği yıl Cannes Film Festivali başta olmak üzere birçok ödül kazanmıştı.

        Geçmişin Gölgesinde 1998

        (American History X)

        Yönetmen: Tony Kaye

        Senaryosunu David McKenna’nın yazdığı film, hapisten çıkan eski bir Neonazi ve onun erkek kardeşi arasındaki ilişki üzerinden ilerliyor. Danny abisi Derek’e hayrandır. Irkçı beyazlar arasında bir efsane olan Derek ise değişmiştir... Dazlakların saldırı ve cinayetlerine yer veren film, keskin bir ırkçılık eleştirisiyle öne çıkıyor.

        Tanrı Kent 2002

        (Cidade de Deus)

        Yönetmenler: Fernando Meirelles, Katia Lund

        Çetelerin yönettiği, şiddet ve suç kültürünün hakim olduğu Rio de Janeiro sokaklarında hayat mücadelesi veren gençlerin öyküsü. Şehrin Tanrı Kent denen bölgesinde yaşayan Paulo Lins’in yazdığı romanın sinema uyarlaması, kenar mahallenin enerjisini ve ritmini beyazperdeye canlı bir görsellikle yansıtıyor. Film, gençlerin çıkışsızlığını anlatan etkileyici açılış sahnesiyle de hafızalarda yer ediyor.

        Gran Torino 2009

        Yönetmen: Clint Eastwood

        Adını 1972 model bir otomobilden alan film, her fırsatta tüfeğine sarılan sert, muhafazakâr ve aksi bir ihtiyarın mahalledeki gençlik çeteleriyle olan ilişkisini anlatıyor. Eastwood, ırkçı küfürleri dilinden eksik etmeyen “kovboy Kowalski”nin değişim süreciyle birlikte ırkçılığın, sert erkek tavırlarının artık hiçbir şeyi çözemez olduğu bir dünyayı tarif ediyor.

        Diğer Yazılar