Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belçikalı yönetmen Jaco Van Dormael, “Yeni Ahit”te (Le tout nouveaux testament) Brüksel’de geçen naif ve fantastik bir komediyle geliyor karşımıza. Tanrı babasının uygulamalarından sıkılan küçük Ea, yeni bir düzen kurmak için evden kaçıyor

        Belçikalı yönetmen Jaco Van Dormael’i “8. Gün” (1998) ve “Mr. Nobody” (2009) ile tanıyoruz. “Yeni Ahit” onun birbirine benzemeyen ve her seferinde kendine özgü bir dünya kurmayı başardığı filmlerinden biri. Van Dormael, Thomas Gunzig’le birlikte yazdığı “Yeni Ahit”te Tanrı’yı Brüksel’de bir dairede yaşayan, yaşlı, huysuz bir erkek olarak çıkarıyor karşımıza. Tanrı (Benoit Poelvoorde), filmdeki imajıyla öncelikle erkek egemen dünyanın bir simgesi... Evdeki televizyonlarda sadece spor karşılaşmaları izleniyor, sürekli aşağıladığı karısının (Yolande Moreau) fikir beyan etmesine izin vermiyor vb... Hikâyedeki birçok şey simgesel bir yan taşıyor. Tanrı’nın ailesiyle dış dünyaya kapalı bir evde yaşaması, insanlarla iletişim kurmadan onları yönetmesi dikkat çekici. Bu haliyle, kendini yenilemeyen, insanlardan uzak, kibir dolu bir iktidarı; şiddet dolu bir düzeni temsil ediyor. Zamanında Yeni Ahit’i yazmak ve dünyaya alternatif bir düzen getirmek için insanların arasına karışmış oğlu İsa’nın sevgi dolu mesajlarını da reddediyor. Elindeki yegâne güç sahip olduğu bilgisayar; yani iktidarın kendisi. Abisinden aldığı “tüyo”- larla daireden kaçarak Brüksel’de insanların arasına karışan Ea (Pili Groyne) ise yeni düzen arayışının bir simgesi. Ea’nın herkese ölüm tarihlerini cep telefonlarıyla önceden bildirmesi, babasının sistemine vurduğu ilk darbe. Böylelikle insanları özgürleştirmenin ilk adımını atıyor. “En yeni” Ahit’i de işte böylesine “anarşik” bir dönemde, bir evsizle birlikte yazmaya başlıyor. Babası iktidarı tekrar ele geçirmek isterken, Ea hayatı insanlarla birlikte anlamaya ve değiştirmeye çalışıyor. Üstelik babasının aksine, doğaüstü güçleri de var. Bunlardan biri, insanların iç müziğini duyması... Van Dormael’in söylemek istediği şey tam olarak bu iç müzikle ilgili aslında. Ea insanları yönetmek değil, iç güzelliklerini keşfetmek istiyor.

        YENİ HAVARİLER

        Ea’nın tesadüfen seçtiği havarilerin ortak özelliği hepsinin sevgisiz ilişkilere ya da yalnızlığa mahkûm yaşayan, problemli ve kayıp ruhlar olması... Hepsi de sevgiyi buldukça değişiyor ve özgürleşiyor. Van Dormael’in sevgiye yüklediği bu anlam, filmi biraz “sevgi her şeydir” tarzı kişisel gelişim klişelerine teslim etse de “Yeni Ahit”in kendine özgü o cazibesi yok olmuyor. Van Dormael’in ince bir ironiyle kol kola girmiş sinema duygusu finale kadar sizi alıp götürüyor. “Yeni Ahit”te biraz Fransız yönetmen Jean Pierre Jeunet’nin “Amelie” filmindeki hava, biraz da “seyirciye kendini iyi hissettiren” Amerikan filmlerini hatırlatan bir yan var. Öte yandan, başta Brüksel ve klasik müzik olmak üzere tam bir Avrupa filmi olduğunu da belirtelim.

        DENEUVE VE GORİL

        Dünyayı sessiz ve şefkatli kadınlarla meraklı, saf çocukların kurtaracağına inanan naif bir film seyretmek isterseniz bence “Yeni Ahit”i kaçırmayın. Fransız sinemasının ikonik starlarından Catherine Deneuve’ün filmde, zengin eşini bir goril için terk eden havari Martine’i oynadığını da belirtelim.

        Filmin notu: 7

        Diğer Yazılar