Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başrollerinde Julia Roberts ve George Clooney’nin oynadığı “Para Tuzağı” (Money Monster), canlı yayın sırasında stüdyodaki sunucunun rehin alınmasıyla gelişen olayları anlatırken finans dünyasına ve medyaya getirdiği eleştirilerle öne çıkıyor

        “MargIn Call” (2011) ve “Büyük Açık” (2015), finans krizinin ardındaki açgözlülüğü, sorumsuzluğu gözler önüne seren filmlerdi. Bir yatırım şirketinin yaşadığı krizden yola çıkan “Para Tuzağı” ise finans devlerinin kurbanlarına odaklanıyor ve medyanın finans dünyasıyla küçük yatırımcılar arasında oynadığı role dikkatimizi çekiyor. Dolayısıyla “Para Tuzağı”, bir medya filmi aynı zamanda... Ana karakterimiz Lee Gates (George Clooney), bir finans programı sunucusu. Daha doğrusu bir şovmen. İlk bölümde onu ve şovunu tanıyor; kibirli, kendini beğenmiş, yanlarını görüyoruz. Programda yatırımcılara tüyolar veren Gates, yaptığı işin özüne değil, şekline kapılmış biri. Programda şarkı söylüyor, dans ediyor ve söylediklerine önem vermiyor. Kyle Budwell’in (Jack O’Connell) elinde silahla stüdyoyu basmasının ardından ise programın bir insanı mahvın eşiğine getirebilecek öteki yüzü açığa çıkıyor. Gates’in tavsiyesini dinleyerek elinde avucunda ne varsa Ibis adlı şirkete yatıran Kyle, yaşadığı kaybın sorumlusunun ortaya çıkmasını istiyor...

        Aklı başında, sakin ve dürüst bir karakter olarak tanıdığımız program yönetmeni Patty Fenn’in (Julia Roberts) Kyle’ın çağrısını ciddiye alması, yani gerçek sorumluyu aramaya karar vermesi öykünün akışını değiştiriyor. Polis, Kyle’ı nasıl etkisiz hale getireceğini düşünürken Patty, Ibis’in iletişim sorumlusu Diane’in (Caitriona Balfe) yardımlarıyla gazetecilik yapmaya başlıyor. Stüdyoda rehin tutulan ve kendi yöntemlerinin hiçbir işe yaramadığını gören Gates de Patty’ye destek verince, gerçekler ortaya çıkmaya başlıyor... “Para Tuzağı”na, kriz anında mesleklerinin asıl anlamını hatırlayan iki medya mensubunun filmi olarak bakmak mümkün. “Para Tuzağı”nın en ilginç yanı, kamera önündeki şovmeni kameranın öteki yanındaki imajıyla yüzleştirmesi. Gates, yaptığı işin gerçek anlamını belki de ilk kez kavrıyor. Özellikle sokaklarda yürüdüğü sahnede izleyicileriyle karşılaştığı sahne akılda kalıcı...

        ELEŞTİRİLER HESAPLI VE DİDAKTİK

        Kuşkusuz hedefte sadece medya yok. Açılış sahnesinde finans dünyasının insandan giderek uzaklaşıp dijitalleşmesinin yarattığı yeni sorunlara dikkat çeken film, sadece yatırım şirketlerinin açgözlülüğünü değil kolay para uğruna risklere girmeyi göze alan yatırımcıları da eleştiriyor. Senaryonun sorunu, bütün bu eleştirilerin hesaplı ve didaktik durması...

        İNCE MİZAH DUYGUSU

        Gates ve Fenn’in kendilerini aniden gazetecilik aşkına kaptırmaları, Diane’in dürüstlüğü ve Ibis’in CEO’sunun (Dominic West) olaya dahil olması çok inandırıcı durmuyor bence. Ama öyle bir kurgu var ki, tüm bunları unutmak ve filmi sevmek mümkün. Öykünün beyazperdede gerçek zamanlı olarak akması da sürükleyici bir unsur. Yönetmen Jodie Foster büyük bölümü televizyon stüdyosunda geçen filmde, dar mekânın dezavantajlarını hissettirmeyen, gerilimin hakkını veren sağlam bir iş koyuyor ortaya. Oyunculuktan gelen bir yönetmen olarak yakın planların oranını daha yüksek tuttuğu ve oyuncuların filme olan katkısını artırdığı söylenebilir. Bir başka artısı da ince bir mizah duygusunu film boyunca ayakta tutabilmesi...

        Filmin notu: 6.5

        Diğer Yazılar