Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çağımızın en popüler belgeselcisi Michael Moore “Şimdi Nereyi İşgal Edelim?” (Where to Invade Next) adlı yeni filminde dünyayı dolaşıyor ve bulduğu “olağanüstü” fikirleri ABD’ye götürmek için ülkeleri tek başına işgal ediyor

        ABD’Lİ yönetmen Michael Moore, “memleket meselelerinden” asla vazgeçmeyen bir belgeselci. “Bireysel silahlanma”, “11 Eylül ve Irak Savaşı”, “finans krizi” gibi güncel sorunların yanı sıra, yeri geldikçe ABD’nin “derin dertleri”ne el atmayı da ihmal etmiyor. “Şimdi Nereyi İşgal Edelim?”in adı itibarıyla militarizmi konu aldığı düşünülebilir. Oysa ABD’nin Kore, Vietnam ve Irak’ta girdiği savaşlar, filmin ilgi alanına pek girmiyor. Moore, arada ABD’nin yüksek askeri harcamalarını hatırlatsa da, filmini tümüyle başka bir fikir üzerine kuruyor. Elinde bayrağıyla dünyayı dolaşıyor ve beğendiği uygulamaları ABD’ye götürmek için ülkeleri sembolik olarak işgal ediyor... “Hasta”da (Sicko) da benzer bir şey yapmış, farklı ülkelerdeki sağlık sisteminden örnekler vererek dünyanın en iyi ülkesinde yaşadıklarına inanan Amerikan halkını uyarmıştı.

        MOORE’LA DÜNYA TURU

        “Şimdi Nereyi İşgal Edelim?” benzer bir noktadan yola çıkıyor. Moore, İtalya’da ücretli izni, Finlandiya’da ev ödevi verilmeyen eğitim sistemini, Slovenya’da ücretsiz üniversiteyi keşfederken bütün Amerikalılar adına şaşırıyor. Şaşkınlık kadar karşılaştırma da önemli... Çocuk yaşta verilen yemek kültürü ve cinsel eğitim için Fransa’ya; orta sınıfın refahı için Almanya’ya gittiğinde ABD’de işlerin nasıl yürdüğüne de bakıyor.

        İSLAMFOBİYE DEĞİNİYOR

        Aslına bakarsanız, Moore’un ziyaret ettiği ülkelere derinlemesine baktığı ya da anlamaya çalıştığı söylenemez. Sadece gerçekten iyi işleyen bir fikri alıyor ve sözü kendi ülkesine getirerek sistemi eleştiriyor... Sözgelimi, Norveç’teki ceza infaz sistemi ile Portekiz’de uyuşturucu kullanımının serbest olmasından yola çıkarak sözü ABD cezaevlerindeki yeni kölelik düzenine getiriyor ve uyuşturucu sorununun azınlıkları içeri tıkmak için bir bahane olduğunu söylüyor. ABD’de finans krizi sırasında yargılanmayan bankacıları gündeme getirmek için bankacıları yargılayan İzlanda’ya; Kızılderili ve siyah katliamlarını hatırlatmak için Yahudi soykırımını kabul eden Almanya’ya; Amerikalıların tepkisizliğini eleştirmek için Arap Baharı’nın patladığı Tunus’a gidiyor... Bu arada, İzlanda ile Tunus üzerinden kadın hakları ve kadınların siyasetteki yerinin önemini vurguladığını; ABD’deki İslamofobi dahil daha birçok konuya değindiğini de belirtelim.

        EĞLENCELİ BİR BELGESEL

        Moore’un ne kadar manipülatif olursa olsun çoğunlukla doğru, duyarlı ve anlamlı noktalardan yola çıktığını düşünüyorum. Her seyirciyi kendi ülkesi üzerine düşündürmesi de filmin hoş yanlarından biri. Ama tüm bunlar yaklaşımındaki kolaycılığı, sığlığı unutturmuyor... Anlatıcı, yorumcu ve röportajcı olarak yönettiği belgesellerin yıldızı olan Moore’un seyirciyi belirli fikirlere yönlendirmeyi hedefleyen tarzını çok sevdiğimi söylemem mümkün değil. Ama yine de sinema sanatıyla düşünmeye çalışmasını kayda değer buluyorum. Daha önemlisi, filmlerini seyrederken sıkılmıyor, iyi vakit geçiriyorum. Moore’un iddiasız gibi görünen çok akıcı bir kurgusu ve olaylara mizahi bir yaklaşımı var. Lafı uzatmadan basit, akılda kalıcı ve vurucu yorumlar yapmasını; yeri geldiğinde görüntüleri konuşturmasını biliyor. İzlandalı kadınların ABD’yi eleştirdiği ve İtalya’da işverenlerle sohbet ettiği sahnelerde soru sorma konusunda çok iyi olduğunu da görüyorsunuz. Sonuç olarak, “Şimdi Nereyi İşgal Edelim?” sıkıcı olmadan düşündürmeyi başaran, eğlenceli bir belgesel.

        FİLMİN NOTU: 6.5

        Diğer Yazılar